kapak fotosu bana ornitorenk perryi hatırlatıyo ama olsun çok tatlı yine de
Lisa
tuvaletten çıktığımda jennie yoktu. rose ve jisoo ise içkilerini doldurmuş büyük camı olan köşenin önündeki koltuğun kenarlarına geçmiş konuşuyorlardı. camın arkasındaki aya baktım hava kararmıştı tekrardan dönüp onlara baktım. beni görünce ikisi de burukça gülümsedi ve rose konuştu
R:Lisa ben çok özür dilerim gerçekten böyle bir sonuca ulaşacağını tahmin edemezdim umarım beni aff-
cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuştum
-önemli değil rose
başım ağrıyordu bi elimle başımı ovup diğer elimle duvardan destek alırken sordum
-jennie nereye gitti?
JS:ben yatmaya gidiyorum dedi ve odasına gitti
-anladım tamam ben de biraz hava alayım sonra konuşuruz kızlar yarına hazırlıklı olun
dedim gülümseyerek ve otelin bar kısmına doğru yürümeye başladım.
kafam o kadar allak bullaktı ki ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. düşünmemek için en iyi çözüm içmek değil midir zaten?
bar kısmına vardığımda barmen hemen beni tanıdı ve özel olarak ilgilenmeye başladı. bu ilgiyi uzatmadan bi kaç içki söyledim ve geldiği gibi shot yaptım şuan tek odaklanmam gereken kariyerimdi değil mi? bir de jennie ile uğraşamazdım ki ne yaptığı belli değildi. yani benden hoşlanamazdı hem kızlarla ilgileniyor muydu onu bile bilmiyorum gerçi ilgilense bile ben ilgilenmiyorum sanırım. evet çözmem gereken sorunum bu olabilir straight miyim emin değilim biseksüel olma ihtimalim olabilir mi? aslına bakılırsa olabilir çünkü küçükken hoşlandığım kişiler arasında kızlar da vardı ve açıkcası her güzel kıza dibim düşerek bakıyordum ama belki de sadece güzel bulduğum içindir. Kendimi kandırdığımın farkındayım çünkü ne zaman bi kızı beğensem stalklayarak her şeyini öğreniyorum ve eğer erkek adaşı varsa ondan nefret etmeye başlıyorum. geriye tek cevap kalıyor o da biseksüel olmam. bu beni rahatsız eden bi durum değildi zaten destekliyordum ama kendimde beklemiyordum açıkcası. şuan bu sadece bir düşünce de olabilir hala hiçbir şeyden emin değilim ama emin olduğum şey jennie'ye biraz daha mesafeli davranmam gerektiği...
off iyi ki düşünmemek için bara geldik amk daha çok düşündüm ama yine de içkiler gerçekten etki etmiş olmalı çünkü ayağa kalkacak halim yok şuan. ya burda sızıp kalıcam ya da biri benim odaya gitmeme yardım edicek. kendi başıma gidebilecek durumda değilim hatta her an kusabilirim.
derin nefes alıp ayağa kalktım ve kaltığım gibi dengem yerle bir oldu yavaşça bar masasına tutundum ve daha derin nefesler almaya başladım. başım o kadar dönüyordu ki önümde gördüğüm şey bi saniye sonra sağıma geçiyordu daha sonra da soluma... ama yapabilirdim, odaya kadar gidebilirdim. tutunarak gidiyordum ki dengemi yeniden kaybettim ve yere, popomun üstüne yumuşakça düştüm. kafamı kaldırmamla bana uzanmış bir el gördüm. kafamı biraz daha yukarı kaldırarak elin sahibine baktım. bir garsondu. benim yaşlarımdaydı ya da benden bi kaç yaş büyüktü, garson olmasına rağmen baya iri ve kaslı bir vücudu vardı. giydiği beyaz gömlek onu sarmıştı ve uzattığı elin arkasındaki kaslarını görebiliyordum. beyaz gömleğin üzerine giydiği kırmızı yelek yine onu sarmış ve göğsündeki kasları belli etmişti. ya içkinin etkisinden dolayı ya da gerçekten karşımda bi süper kahraman gibi duruyordu. sert bakışları vardı. hafif kalın ama biçimli kaşları, açık kahverengi gözleri ve siyah saçları ile gerçekten aşırı derecede yakışıklıydı. yeni çıkmış sakalı ise onu daha erkeksi gösteriyordu (sanki ihtiyacı varmış gibi) ben onu incelerken bi anda uzun süre havada duran elini çekti ve yanıma eğildi. eğildiğinde aldığım kokusu ise gerçekten çok etkileyici. ferah yumuşatıcı ama aynı zamanda soğuk ve etkileyici bi parfümdü nasıl tarif edilir bilmiyorum ama etkilenmiştim. şuan tek istediğim bu adını bile bilmediğim garson çocukla birlikte olmak.
bi anda belimde hissettiğim ellerle kendimi geldim ufak çaplı bi çığlık attım. garson gülümseyerek beni yerden kaldırdı ve kolları arasına aldı. az önce etkilendiğim o kaslı kolların arasında olmak parfümünü yakından hissetmek başımı döndürdü. parfümünü içine çektiğim sırada garson çocuk konuştu
G:sevdiysen sana da alayım
yok yok gerçekten içkinin etkisinden dolayıydı çünkü sesi bile mükemmel gelmişti. büyük ihtimalle bi sonraki gün gözüme bu kadar harika gelmeyecektir. bi insan mükemmel olamaz çünkü. sesi kalın ve derinden geliyordu bu onun genç görünüşüne biraz tersti ama yine de etkileyiciydi.
cümlesine karşılık yorgunca kafamı salladım ve ona daha çok sokuldum. o da kollarını biraz daha sıktı ve zaten hissettiğim kaslarını biraz daha hissettirdi.
G: ee nereye götürüyorum seni söylemeyecek misin?
aslında beni odama bırakabilirdi ama bilmiyorum odaya gitmek istemiyorum
-bilmiyorum
G: kaldığın oda hangisi söyle ben bulurum
-odama gitmek istemiyorum
G:hmm o zaman bana başka bi çare bırakmadın
-nasıl yani?
G:seni kendi odama götürüyorum
aslında sevinmiştim ama neden bilmiyorum. sanırım kısa yönlü bi kaçış arıyordum kendime yani bu jennie olaylarından falan. kafamı sallayıp odasına gitmeyi kabul ettim
G:normalde kızları bu şekilde odama götürmem yanlış anlaşılmasın
dedi gülerek. ama gülüşü o kadar etkileyiciydi ki bi kez daha gülmesi için her şeyi yapabileceğim nitelikteydi ve gülünce hafif çıkmış sakallarının arasından ortaya çıkan çene kasları onu neredeyse mükemmel kılıyordu. neredeyse değil öyleydi.
odasına geldiğimizde beni yavaşça yatağı olduğu düşündüğüm yere bıraktı ve dolabı olduğunu düşündüğüm yere gitti. büyük siyah bi sweat ve bana zaten pantolon gibi olucak siyah şort çıkardı.
G:sen giyinebilir misin yoksa ben mi giydireyim?
ne kadar çok sen giydir demek istesem de ileri gitmek istemediğimi fark ettim
-ben giyerim teşekkürler
G: tamam benim işe geri dönmem gerek ama işim bitince seni görememek adına ismini öğrenebilir miyim?
nasıl yani beni tanımıyor muydu? anlaşılan tanımıyordu, adımı bile bilmiyordu. bu duruma üzülmemiş ya da sinirlenmemiştim aksine hoşuma gitmişti ünlü olduğum için benle olmak istemiyecek biri olması beni mutlu ediyordu. bunu kaybetmek istemediğim için ona yalan söylemeye karar verdim. farkındayım illa ortaya çıkacaktı. ama şuan çıkmazdı değil mi? aslında ünlü olan adım lisa. lalisa ise az kullanılan bir adım anlayacağını zannetmiyorum.
-lalisa
G:tanıştığıma memnun oldum lalisa hanım ben Christian ama kısaca Chris diyebilirsin
yataktan doğrulup ona gülümsedim ve 'teşekkürler Chris' dedim. odadan çıktığında derin bir nefes aldım her yer o kokuyordu resmen. normal olarak onun odasında olduğum için olabilir tabii. verdiği kıyafetlere baktım. siyah sweati elime aldım büyüktü cidden içinde kaybolabilirdim. yine de giydim. yumuşacıktı ve onun kokusu sayesinde içinde kaybolmuştum. altıma şortu geçirdim. gelmiş geçmiş en saçma kombini yaptı bana ama olsun. yorgun olduğumdan dolayı direkt yattım. umarım sabah bu olanları hatırlarım. Chris'i unutmak istemiyorum.
evet arkadaslar uzun suredir bolum atamiyorum farkındayım ama durumu açıkladım size babannemin durumu 2 gündür kötüye gidiyor:( ve inanın yazmak için modum kalmıyor yine de kusura bakmayın :/ her neyse noluyo şuan ne chrisi dediğinizi duyar gibiyim ancak olaya biraz renk katmamız gerekiyor sonuçta jennie'nin bu kadar kendinden emin davranmasını lisa kaldıramaz:)) neyse bakalım ne olucak yorumlarınızı eksik etmeyin lutfen moral oluyor bi sonraki bolumde gorsuruzzz🥳🥳
