Mer ha ba larr
iyi okumlar
-
Sabah hiç bir şeye fırsat bulamadan kalkıp okula gittim. Çünkü fazlasıyla geç kaldım. İlk matematikle başlamak ise beynimi fazlaca yordu. Üst üste matematiğe girdik ve mola zamanıydı. Ve ben açtım. Kafe de Shawni görünce arkasından yaklaştım. "Shawn." Kafasını hemen arkaya döndürdü. Yüzünde bir gülümseme oluştu. "Daisy? Burada olman ne güzel." dedi. "Evet, seni görünce gelmek istedim. Bir işin var mı?" dedim. Açım dedim değil mi? Yemek yerdik belki. "Var olsa da artık yok." dedi. "A hayır. Varsa da git. Öylesine söyledim." diyerek toparladım.
"Hayır hayır. Sıkıntı yok." dedi ve kolumdan tuttu. "Gidelim şuraya." dedi ve beni peşinde sürükledi. Bir masaya geçip oturduk. "Ne yemek istersin?" diye sordu. Evet asıl güzel soru bu. "Neler olmaz ki. Çok açım." dedim. gülüp kalktı. "Ne? Ne oldu?" "Nereye?" onu yemem sonuçta. Neden kalktığını anlamadım. Etrafıma bakınırken tekrar onu gördüm. "Nereye kayboldun?" diye sordum yanıma gelince. "Siparişi verdim. Süpriz. Hesabı verdim bu sefer. Kızmak yok." dedi. Bir şey demelimiyim? Hayır. "Bu seferlik. " dedim ve devam ettim. "Bende kaçtın sandım. Merak etme ama seni yemem. Ben esmer seviyorum." diyerek göz kırptım. Duraksadı. "Ben küçükken esmermişim." dediğinde gülmeye başladım. "Şakaydı Shawn." "Öyle de denmez ama ya." dedi.
Birlikte yemek gelene kadar -ne olduğunu ben de bilmiyorum.- benden ve ondan konuştuk. Her ne kadar beni ilk başta rahatsız etse bile onunla sohbet etmek güzeldi. Ama gerçekten sadece arkadaş olarak görebiliyordum şu an. Garson gelince biraz sustuk. Tanrım, kahvaltıda en sevdiklerimi söylemişti. Bunu bilmesi bile yeterken hepsinin bir arada olması harikaydı. "Shawn, sen var ya müthişsin." dedim ve karşımdakilere baktım. "Tabii ki, senin için." dedi. Çok fazla konuşmadan önümüzdekilere odaklandık. Arada da beni güldürüyordu. "Harika bir gün oluyor. Bunu dersle bozmak istemiyorum." dedim. Elimi karnıma koyup geriye yaslandım. "Bende girmek istemiyorum aslında. Seni kaçırayım?" yaklaşarak sorduğu soruya bende yaklaşarak yanıt verdim. "Olur." geri çekildim. "Harika." dedi. Tam o esnada kafamı yana çevirince onu gördüm. Bana pis bir şekilde bakıyordu. Chadrick! Buraya geliyordu. "Shawn kalkalım mı?" bana yine bunu yapacaktı. Her zaman ki gibi. "Neden? Bir şey mi oldu?" dedi. "Hayır. Ama kalkalım-" evet beklenen darbe.
"Oh, Daisycik. Harika görünüyorsun. Taş gibi." Shawn anlam veremeden bir bana bir ona bakıyordu. "Daisy?" sorarcasına bana bakıyordu. "Git burdan Chadrick!" dedim. Sesimi yükselterek. "Buraya geri taşındım ve seni görmek ok güzel oldu. Artık takılırız bebeğim. Eskisi gibi." aşırı yılışık eski sevgilim. "Chadrick, bitti işte. Yüzsüz müsün?" Shawn sinir olmuştu ama bir şey diyemiyordu. "Öyle söyleme. Ben seni özledim. Eskileri bir kenara bırakalım. Bu çocuk kim?" bu rahatlığına hayranım. "Bende aynı şeyi senin için düşünüyordum. Bu çocuk kim Daisy?" dedi. Shawn beni çok geriyordu. "Abin mi? Aman tanrım erkek arkadaşın olmaz dimi? Benden sonra." Shawn bana bile bakmadan ayağa kalktı. "Ne diyorsun lan sen?" dedi. "Shawn onu boş verelim. Yüzsüz ve yılışık biri." dedim.
"Sinirlendi. Ona benim gibi sahip olmaz-" Shawn dayanamayıp bir tane vurdu. Hemen kalkıp önüne geçtim. Chadrick kalkarken arkadaşlarından biri gelip onu tuttu. Harika zamanlama. "Shawn gidelim. Onun icabına bakarlar." Dedim. Beni kolumdan tuttu ve arkasıan bakarak kafeden çıktık. Okula zaten girmek istemiyordum. O da beni gizlice çıkardı ve arabaya bindik. Hiç konuşmadık bile. O farklı bir yoldan gitmeye başlayınca konuşup sorma ihtiyacı duydum.
"Nereye gidiyoruz?" dedim. İki saniye göz ucuyla bana baktı. "Kendi evime." dedi. Evet bunu düşünmem gerekti. "Ee, ben ne yapayım?" diye sorum. "Bende olucaz artık. Başka fikri olan?" tam ağzımı açıp konuşacakken böldü. "Teşekkürler." dedi. "Bana neden böyle davranıyorsun?" dedim. Haklı bir soruydu. Ben bir şey yapmadım sonuçta. Kendi geldi aptal. "Anlamıyorsun bile. Karşındaki kişiye haddinden fazlaca değer verip seviyorsun. Ama o öyle hissetmiyor. Bu da yetmiyor. Eski sevgilisi bu denli arsızca konuşabiliyor. Bu nasıl hissettirir bilir misin?" bir iki saniye durdu ve ben konuşmayınca devam etti. "Tabii ki bilemezsin." dedi. Arabayı sert bir şekilde durdurdu. "Bundan memnun muyum sence? Bana böyle davranma ve söylenme sakın. Ondan nefret ediyorum. Ve görmek dahi istemiyorum. " dedim. İkimizde arabadan indik. Ben onu beklemeden bahçeye geçtim. "Diasy, bekle." peşimden geldi. "Shawn bilmiyorsun ama. Ve bu şekilde konuşman da kırıcı. Ama bil ki ben seni çok iyi anlıyorum. Seni üzmek istemem. Kimseyi. Ama bunu.. sen de bilmiyorsun." dedim. "Anlat. Ben özür dilerim. Seni hep dinlerim. Sadece bir anlık gözüm karardı. Daisy, seni çok seviyorum." dedi. Kollarını açı bana sarıldı.
İkimize kahve yapıp oturduk. Olanları az çok anlatmaya başladım. -Ben kısaca geçeyim-
"Biz bir kaç oldu ayrılalı. O benim ilk aşkımdı ve ne olursa onun için yapmaya hazırdım. Onun da ailesiyle ilgili fazlaca sıkıntısı vardı. Ben onu hep destekliyordum. Ama o benim onu düşündüğüm kadar düşünmüyordu. Ama ben aptaldım. Ona çok aşıktım. Ben hiç fark etmedim beni kullandığını. Kıskançtım. Bir gün onunla çok kötü tartıştık. İstemediğim şeylere zorluyordu ve ben onu kaybetmek istemiyordum. Ama aramız çok açıldı. Benimle eskisi gibi konuşmuyordu. Duygusuzdu. Bir gün barışmak için ona süpriz yapamaya gittim. Kapıyı.. kapıyı o açmadı. Ben.. ne yapacağımı bilmedim. O zaman bana yamadı ama üzerinden biraz zaman geçince bana sarmaya başladı. Sürekli. Ama ben o eski kız değildim. Artık o duygularda değildim. Kıskançlık hiç yoktu. Ama kimseye güvenim kalmamıştı. O yüzden kimse ile olmak istemedim. O benimle süreli uğraştı. biriyle oturduğumu gördüğü an da hep rahatsız etti. Ondan kurtulamadım. Am kimseye de söyleyecek kadar güvenmedim işte." beni dinledi ve arada elimi tuttu. "Şimdi bunu biliyorsun ve bir daha hakkında bir şey sorma. Bunu konuşmayalım tamam mı?" dedim. Bir şey demeden başını salladı.
Onunla daha sonrasında yemek yapmaya çalıştık. Yani pizza. O pek beceremese de yardım ettim. Ailesini hiç sormamıştım. Acaba neredeler? "Ailen bunu görürse çok kızabilirler. Şurayı toplayalım." dedim. "Geç geliyorlar ve kardeşimi de gelmemesi için para verdim. Avmde takılsın." dedi. "Yaa ben onu merak etmiştim ama. Yap bir dahakine böyle." dedim ve tezgaha çıktım. "Bir dahaki olur yani.. O zaman gelir." dedi. Ne kadar zeki çocuk. "Ee yani o anlamda söyledim. Ama çağır yani." dedim. "Tamam tamam. Bırakalım artık yeter bu kadar." dedi. İkimizde bir kaç dilim aldık ve masaya geçtik. "Çok iyi oldu." ee kim yaptı. "Biliyorum, güzel."
Kapı sesi gelince ben duraksadım. Ailesinden biri ise buna hazır değildim. "Shawn?" evet o! "Ben na garip bir bakış attım ama o benim aksime çok rahattı. "Shawn annen mi?" dedim sessiz. Başını salladı ve konuştu. "Mutfaktayız." aferin Shawn. Annesi gelip bize baktı. "Merhaba tatlım. Shawn senden çok bahsetti. Nasılsın?" dedi. Ayağa kalktım ve elimi sildim. "İyiyim efendim. Siz nasılsınız?" dedim ve elini sıktım. "İyiyim. Bana adımla seslenebilirsin. Karen." dedi. Başımı salladım. "Siz rahatsız olmayın ben salondayım." dedi. "Odama gidelim." dedi. Tabaklarımızı alıp odasına çıktık. "Odan çok büyükmüş." dedim. Elimdeki tabağı masaya bırakıp oturdum. Bir yanadan konuştuk bir yandan yedik.
Saatin kaç olduğu dikkatimi çekmedi. Birlikte konuşup güzel zaman geçirdik. Ta ki annem arayana dek. Eve geç kaldım. Ona Shawnle olduğuma dair bir mesaj attım. O ise eve gel yazmıştı. "Gitmem gerek. Annem çağırıyor.. Saat kaç olmuş fark edemedim." dedim toparlanırken. "Ben bırakayım. Hem görürse beni kızmaz." dedi. Kabul ettim. Çünkü haklıydı.
Arabaya binip eveime doğru sürdü. "Çok güzel bir gündü. Teşekkür ederim." dedim. "Ne demek. Ben teşekkür ederim. Benimle olduğun için." dedi. Elimi tuttu ve öptü. Sonarında hiç konuşmadık. "Bıraktığın için teşekkürler." İnip ona el salladım. "Daisy." inip yanıma geldi. Elinde bir kutu vardı. Bu da ne şimdi? "Bu nedir?" dedim. Kutuyu bana bıraktı ve "Şimdi açma akşam aç." dedi. Başımla onayladım. "Görüşürüz." Arkamı dönecekken tutup bana sarıldı.
"Seni seviyorum." dedi. Ben? Ben ise bir şey diyemeden ona sarılıp içeri geçtim. Yoğun duygulu bir gündü. Fazlasıyla. Kapıyı açıp içeri geçtim.
"Shawnle çıkıyor musun?" Annemden güzel bir karşılama.
Kısa oldu biliyorum. Ama diğer bölüme gelecek olayalar olaylarr.
Evet, yazım hatası varsa kusura bakmayın..
Fikirlerinizi belirtebilirsiniz. Oy ve yorum bırakabilirsinizzz
Diğer bölüm de görüşmek üzere
seviliyorsunuzz 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if i can't have you : s.m
Fanfiction"Daisy gidemezsin." yine ne saçmalıyordu bu çocuk anlamıyorum. "Nedenmiş o?" Yaklaştı. Gözleri buhulanmış ve dolmuştu. Hayır Shawn.. Bunu yapma. Lütfen. "Eğer sana sahip olamazsam.. bunun başka hiç bir anlamı yok ki, çünkü sende yoksun." dedi ve ekl...