0.5 | Aman aman nerelere geldik?

141 25 45
                                    

Sooyoung

"Ah Tanrım! Jiwoo dün bizdeydi."

Bir süredir ayanın karşısında dikilmiş hayatı sorguluyordum. İçtiğimde hep böyle oluyordu. Hiçbir şey hatırlamıyor ve bok gibi kalkıyordum. Şükürler olsun ki bilincime çok da ihtiyaç duymayan yerlerim -kokudan rahatsız oluyor olmalılar- beni kaldırıyor ve her defasında kendimi ayanın karşısında ıslak ve mal mal bakıyor bulmamı sağlıyorlardı.

Banyodan hızlıca çıkıp telefonumu aramaya başladım. Çok geçmeden yatağımın yanında yerde bulmuştum.Uzanmaya çalışırken düşürmüş olmalıyım.

Telefonu elime aldığımda Jinsoul'den gelen cevapsız arama ve mesajlarla karşılaştım. Evet, kesinlikle uzanmaya çalışırken düşürmüşüm.

Mesajlara bakmadan hızla rehberime girdim ve Jiwoo'nun ismini aramaya koyuldum.

"Şey... unnie?"

"Bir dakika, Jiwoo'ya ulaşmalıyım."

"Ama unnie ben-"

"Bir dakika dedim!"

O an sesin sahibini fark ettim ve arkama döndüm. Kapıda kafasını yere eğmiş bir şekilde duruyordu. Kakülleri gözlerini kapattığı için bana bakıyorsa bile göremiyordum.

"Jiwoo? Sen gitmedin mi?"

"Ah şey... gitmeli miydim?"

Telaşlanmış görünüyordu. Ellerimi hızla olumsuz anlamda salladım.

"Hayır hayır. Kalmış olmana sevindim. Ben sadece... umm... dün biraz mutsuzdum ve seninle ilgilenemedim. İlgilendiysem bile hatırlamıyorum ki çok erken bir saatte uyuyakaldığıma eminim."

Bir süre duraksadı. İrkildi mi o?

"Hatırlamıyor musun?"

"Hayır. Yoksa... hatırlamadığım rahatsız edici bir şey mi yaptım?"

"Hayır! Kesinlikle hayır!"

"Emin misin? Yüzüme bakmıyorsun da..."

"Şey... üzerinde sadece iç çamaşırların var unnie. Ben... bu... yani..." Çok kısa bir an için durdu. "Saygısızlık etmek istemiyorum! Aşağıda kahvaltı için seni bekliyoruz unnie!" diye bağırdı ve kıpkırmızı bir suratla koşarak uzaklaştı.

"İç çamaşırı mı dedi o?"

Kafamı hafifçe aşağı eğdim.

"Siktir..."

Jiwoo

Bu gün düne göre unnie ve annesinin arası çok daha iyiydi. Kahvaltı boyunca sürekli konuşmuşlardı. Çoğu zaman onların yaptığı sohbetlere aradaki kültür farkından ötürü yetişememiştim ancak bu ikisinin de mutlu olduğunu görmem için bir engel değildi.

"Nereye gidiyoruz unnie?"

"Hoşuna gidecek bir yere."

"Ne? Gerçekten mi? Neresi?"

"Görürsün."

Heyecanlı heyecanlı çevreme bakınmaya başladım. Israr edip sürprizini bozmak istemiyorum. Şu aralar ani mutluluklara son derece ihtiyacım vardı çünkü.

Kid | ChuuvesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin