Jiwoo
"Şimdi nasılsın?"
"On beş saniye öncesine göre daha iyi."
Unnienin sürekli olarak sorduğum soruya karşı verdiği tepkiyle bakışlarımı aşağı indirdim. Sinirli olması gerektiğini düşünüyordum ama yüzündeki ifade kesinlikle öyle değildi.
"O kızı nereden buldun? Rus eskort kiralama sitesinden falan mı? Tahmin edeyim ilk mesajı da 'Sen istiyor duş verecek elli dolar.' dı."
"Dalga geçme unnie." diye mırıldandım söylediği şeyin ardında gülmesiyle yerin dibine iyice geçerken.
"Üniversitenin lgbt grubundaydı. Bana birilerini bulmamı söylemiştin. Chaewon da oradan bulabileceğimi söyledi. Tabi üst düzey bir sapığın sözlerine neden uyduysam..."
"Üst düzey sapık ben mi oluyorum?"
"Chaewon. Oda arkadaşımdan hoşlanıyor ve onu izlemek için odasının balkonunda uyumuşluğu var. Sorunlu birisi..."
Unnie hafifçe kafasını salladı. Önce Kahei ve Haseul şimdi de Chaewon... Şu anda benim de sorunlu olduğumu düşündüğüne emindim.
"İlk defa mı birisiyle kavga ettin unnie?"
Yüzüne hafif bir tebessüm yayılırken teneke içeceği dayadığı mor olan sağ gözünden sol olana geçirdi.
"Lisedeyken... üniversitede de aslında... Jinsoul -en yakın arkadaşım- sürekli başkalarına bulaşırdı. Arkasını toplamaya çalışırken sürekli dayak yerdim. Karşılık da veremezdim. Kendimi geliştirememişim sanırım."
"Unnie bence sen gayet de... evet... karşılık vermedin."
Gülümsedi ve kafasını aşağı eğdi.
"Sen de yaralanmış olabilirdin. Bu morluklar sende olsaydı kendimi affetmezdim." diye mırıldandı sağ gözündeki morluğa işaret parmağıyla bastırırken. Ardından yüzünü buruşturdu ve elini çekti. "Böylesi daha iyi."
Son söylediği bu cümleyle kendini mi teselli etmeye çalışıyor beni mi anlayamamıştım. Ben bunun üzerinde düşünürken birden bana döndü.
"Birini aramayı bırak."
"Efendim?"
"Aşık olacağın birini aramayı bırak."
"Ne? Ölene kadar Heejin'e mi aşık kalayım?"
"Bu anlama mı geliyor söylediğim şey?"
"Evet!"
Şiştiği için iyice kısılmış olan gözlerini devirdi.
"Dayak yiyeceğin zaman seni korumak için biri yanında olmazsa ne olacak Jiwoo?"
"Onu bulduktan sonra buna değer?"
"Emin ol değmez." İç çekti. "Aramayı bırakma sadece... um... onu ararken pasif hareket et."
"Yani ağaç mı olayım?"
"Ha?"
"Hiç... devam et sen."
"Sen onu bulma o seni bulsun. Bu arada da sen kafanı dağıtmaya çalış. Arkadaşlarınla daha çok vakit geçir."
Bir an vakit geçirebileceğim arkadaşlarımı düşündüm. Üniversiteye başladıktan kısa bir süre sonra hayatıma Heejin girmişti. Ondan başkasına ihtiyaç duymamıştım açıkçası. Şu anda da arkadaş olarak nitelendirebileceğim Chaewon vardı sadece.
"Chaewon'la vakit geçirmemi mi öneriyorsun bana?"
"Ah... daha normal bir arkadaşın yok mu?"
