zero

58 7 1
                                    

Onunla ilk tanıştığında 10 yaşındaydı. Bir gün okulla müzikale gitmişlerdi. Müzikalin ortasında gelmiş Fiddler ile dövüşmüştü. Metal başlığı başında parlıyor, dövüşün sonunda herkese gülümserek iyi olup olmadıklarını soruyordu. Barry onun çok etkileyici olduğunu düşünmüştü. Bir gün o da Flash gibi olmak istiyordu. 

O olaydan bir hafta sonra Barry'nin annesi öldü. Barry olay yerine geldiğinde polis çoktan babasını tutuklamıştı. Barry onu gördü. Bir polis ile konuşuyor, neler olup olmadığını öğrenmeye çalışıyordu. Barry hemen kahramanının yanına koşup bacaklarına yapıştı. "Bay Flash! Bay Flash!"

Flash başını eğip Barry'e baktı. Diz çöküp onu kollarından tuttu. "Ne oldu ufaklık?"

"Babam annemi öldürmedi! Biliyorum, o yapmaz!" 

Flash ne diyeceğini bilmeyerek alt dudağını ısırdı. "Çok üzgünüm ufaklık."

Barry yalvarırcasına gözlerine baktı. "Ama o masum! Sen Flashsın, onlara babamı bırakmalarını söyle. Lütfen."

Bir el omzunu Barry'nin omzuna koyduğunda Flash ayağa kalkıp gelenlere baktı. Kadın çocuk esirgeme kurumundan olduklarını söylediğinde Flash başını sallayıp Barry'e gülümsedi. "Her şey yoluna girecek, söz veriyorum."

Barry'nin birden içini öfke doldurdu. Flash her yere yetişebiliyordu ama neden annesini kurtaramamıştı? Neden babasının masum olduğunu bildiği halde bir şey yapmıyordu? Barry o gün asla Flash gibi olmayacağına yemin etti. 

Barry o günden sonra babasının masumiyetini kanıtlamak için çalıştı. Dünya'nın en iyi kimyageri oldu ancak o adli tıpı seçti. Böylece kostümlü yalancıların yapmayadığını yaptı, masum olan insanların hakları için savaştı. Babasını kurtaramadı ancak birçok insanı kurtardı. Bunu düşünerek hayatına devam ediyordu, ta ki o gün gelene kadar... Flash'ın öldüğü gün.

Jay Garrick, Anti Monitor'e karşı savaşarak hayatını kaybettiğinde herkes onu kahraman olarak andı. Barry hariç. Barry onun renkli kıyafetler giyip egosunu tatmin eden bir pislik olduğunu biliyordu. 

Barry o gün Jay Garrick'in cenazesine gitmişti. Neden yaptığını bile bilmeden kendini üzülmüş rolü yapan ucubelerle bir arada buldu. Superman, Green Lantern, Wonder Woman... Batman bile oradaydı. Barry ellerini cebine sokup laboratuvara dönmeye karar verdi. Tam sessizce ilerliyordu ki birine çarptı. Başını kaldırdığında çarptığı kişiyi fark etti. "Ah kusura bakma, biraz geç kalmıştım da."

Barry karşısındaki adama baktı. Siyah pantolon ve siyah gömlek giymişti ancak üzerine kumaş ceket yerine uyumsuz bir şekilde pilot ceketi giymişti. Adam Barry'e öyle tanıdık gelmişti ki bir an konuşamadı. "Aa sorun değil."

Adam sabırsızca yerinde sallandı. "Onu tanıyor muydun?"

"Kim?"

"Flash?"

Barry nerede olduğunu hatırladı. Başını iki yana salladı. "Hayır, çocukken beni kurtarmıştı."

"Ah anlıyorum." 

Barry tuhaf sessizliği bölmek için konuştu. "Sen?"

"Ben mi?" Adam alt dudağını ısırdı. "Kısmen. Bir arkadaşımın arkadaşıydı."

"Başın sağolsun."

"Sağol. Aslında onu pek tanımıyordum ama-"

"Nerede kaldın?" İkisi de gelen sarışın adamı görünce sustular. Sarışın adam diğerine baktı. "Neden geç kaldın?"

"Ferris'te işlerim vardı, üzgünüm Alan."

"Her neyse," Sarışın adam başını sallayıp öbür adamın onu takip etmesini işaret etti. "Gitsem iyi olur. Ben Hal bu arada."

"Ben Barr-" diyemeden Hal çoktan uzaklaşmıştı. Barry iç çekti. Neden uğraşıyordu ki? Başını iki yana sallayıp laboratuvara döndü. 

O gece Barry laboratuvarda çalışırken çok büyük bir fırtına oldu. Barry pencereden dışarıda bir yere düşen yıldırımı gördü. O gece her şey o yıldırımla değişti. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 08, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

chemist | barry allenWhere stories live. Discover now