Avcı Vampir

4.Bölüm - Vampirler Duyguları Zirvede Yaşar

O gece Deniz eve döndükten sonra sabaha kadar mine çiçeğini bir şekilde çalmanın yollarını düşünür. Sabaha kadar gözüne uyku girmemiştir. Bütün gece internetten çiçeği araştırır ve neye benzediğini öğrenir. Ertesi gün gizlice Ela'nın evinin bahçesine girer. Bahçenin her tarafını tek tek gezer ama normal çiçekler dışında hiçbir çiçek göremez. Bir süre sonra bahçede Denizin varlığını Ela'nın annesi fark eder.

Neşe : "Deniz burada ne arıyorsun?"

Deniz : "Ben şey..."

Neşe : "Aaa yoksa sen de mi kampa gidiyorsun Ela ile birlikte?"

(Deniz tedirgin bir şekilde cevap verir.)

Deniz : "Evet evet."

Neşe : "Ela henüz uyanmadı içeri geç istersen."

(Deniz başıyla onaylar. Birlikte evin içine girerler. Neşe kahvaltı masasını hazırlarken Denizde ona yardım eder.)

Neşe : "Bu kamp işi gerçekten iyi oldu Elanın da biraz morali yerine gelir."

Deniz : "Haklısınız temiz hava ve arkadaş ortamı ona iyi gelecektir."

(Deniz tezgahın üzerindeki tabakları masanın üzerine koyar ve diğer odalara göz atmak için bir bahane üretir.)

Deniz : "Afedersiniz lavaboyu kullanabilir miyim?"

Neşe : "Tabii ki yerini biliyorsun."

Deniz lavaboya gitme bahanesiyle mutfaktan çıkar. Neredeyse bütün odalara teker teker göz gezdirir. Tek amacı o çiçeğin nerede olduğunu öğrenmektir. Ama çiçeği evin içerisinde de bulamaz. Son olarak bakmadığı tek yer Elanın odasıdır. İçeri girip girmemekte tereddüt eder. Ya Ela uyanır ve onun orada olduğu görürse ne söyleyeceğini bilemez. Eliyle kapının kolunu tutar. Tam içeri girmek üzereyken içeriden birtakım konuşma seslerinin geldiğini duyar.

Alper : "Vay canına annem ve babamın bunca zamandır neler sakladığını görüyor musunuz?"

Kaan : "Hala bütün bu olanlara inanamıyorum."

Ela : "Bir de bana sor."

Alper : "Yok vampirmiş avcıymış bilmem mine çiçeğiymiş kurtboğanmış Allah aşkına daha bilmediğimiz ne var?"

Kaan : "Açıkçası düşünmek beni korkutuyor."

Ela : "Öyle ya da böyle bir şekilde bu duruma alışmak zorundayız."

Alper : "Alışmak demişken şu beslenme olayını halledebildin mi?"

Ela : "Hayır deli olacağım kana karşı olan bu istek beni mahvediyor ama insanlara da zarar vermek istemiyorum. Denizin başına gelenlerden sonra bunu bir daha tekrardan yaşamak istemiyorum."

Alper : "O ite yaptıkların müstahak."

Ela : "Öyle söyleme hiç kimse bunları hak etmez."

Kaan : "Acaba babamın odunlukta dediği şeyi mi yapsan hani şu mine çiçeğinin suyunu içme olayı. Babam vampirlerin gücünü kırdığını söylemişti belki senin kan içme istediğini de azaltır."

Ela : "Hiç sanmıyorum Kaan. Bu öyle bir istek ki dünya üzerindeki hiçbir bitki veya sihir buna karşı koyamaz."

Deniz kapının arkasında yapılan konuşmalara şahit olur. Duyduklarını zihninde birleştirince gerçekten Elanın ailesinin bir vampir avcısı olabileceğine karar verir. Aradığı çiçeğin Kaan'ın bahsettiği odunlukta olup olmayacağı kafasına takılır. İyi ama odunluk betondan yapılmış bir odunluk içerisinde bitki yetiştirilemez diye düşünür ama bahçede ve evin içerisinde bulamadığı için odunluğa da bir göz atmaya karar verir. Eve daha öncesinde bir çok kez girip çıktığı için her şeyin yerini bilmektedir. Ayakkabılığın içinde olan odunluğun anahtarını alır ve kimseye bir şey söylemeden gizlice bahçeye iner. Odunluğun önüne gelir anahtarla kapıyı açar. İçeriye girdiğinde şaşkın bir şekilde etrafına bakar. Burası hiçte odunluğa benzememektedir. Duvarlar ve zemin beton olmasına rağmen zeminin sadece küçük bir kısmı topraktandır. Üzerinde rengarenk çiçekler vardır. Masanın üzerindeki çiçekleri de görür ama onların rengi ve görüşünü farklıdır ne olduğunu bilmediği için onlara dokunmaz. Toprak kısmın yanına gider ve buradaki çiçekleri hemen tanır. Bunlar internette görmüş olduğu mine çiçeğidir. Birkaç tane çiçeği kökünden kopararak alır ve sırt çantasının içerisine koyar. Daha sonra duvardaki tahtadan yapılmış olan silahlar ilgisini çeker onlara dokunmak ister ama fazla zaman kaybetmemesi gerekiyordur bu yüzden hızlıca odunluktan dışarıya çıkar kapıyı kilitleyip anahtarı aldığı yerine geri koyar. Elanın annesine bir işinin olduğunu söyleyerek hızla evden ayrılır. Deniz eve geldiğinde çiçeklerin bir kısmını kendi bahçesine eker ve böylece bu çiçekten yetiştirerek kendisine bir savunma sistemi oluşturabilecektir. Çiçeklerin küçük bir kısmını kullanılmak üzere vazoya koyar. Son bir tanesini de çantasının içine koyar.