önemli not: artık bundan sonra her ayın 15şinde yeni bölüm yayınlıcam. Umarım kitaba değer verirseniz mutlu olurum. Bu size son ricamdır
Levi'nin ağızından devam
Sabahın köründe köye vardığımızda tuhaf olan şeyleri hemen fark ettim. Evler yarı yarıya yıkılmıştı. Ağaçlarda yere eğilmiş şekilde duruyordu. Burada yaşayan insanları gördüğümde göz altları mordu. Sanırım uykusuzluktan mı oldu? En çok tuhafıma giden şey köyün devlerden korunmak için duvarlar yoktu. Bundan dolayı burada yaşayan insan sayısı az. Kalmamız için ev bakarken Eren birden yanıma gelerek "Levi kaptan önemli bir şey buldum" dedi. Bende neymiş der gibi kafamı salladım. Eren elinde tuttuğu minik bir dev eli vardı. Bildiğin çocuk boyunda bu kadar küçük dev olur mu ki? Bunu gören Hanji heyecanlı şekilde bakarak "bakim ben! ne olur!" dedi.
Levi: önce bi sakinleş Hanji yiyecekmiş gibi bakıyorsun.
Hanji: ne yapayım ilk defa böyle dev eli görüyorum.
Erwin: ne yapacağız ? hiç bir ipucu yok sadece bu var.
Eren: aynen aklıma bir türlü bir şeyler gelmiyor
Levi: sakince bekleyelim berki gece bir şeyler olurda buluruz
Erwin: Levi ..... senden hiç beklemezdim
Levi: neyi?
Erwin: insanların ölmesini istiyorsun..
Levi: ........nE? ...ne alaka be?!
Erwin: bir şeyler olur diyorsun
Levi: berki dev değil? yada bir şey nereden bileyim ben ....mantıklı düşün! mantıklı!
Erwin: ..... haklısın
Hanji: anam gerçekten et gibi
Levi: ....Hanji ne yaptın sen?
Hanji: çocuk devin baş parmağını ısırıp yedim
Levi: ......... GERÇEKTEN YEDİN Mİ?!
Hanji: evet
Levi: ben anlamıyorum seni.... neden? yedin? ne gerek vardı?
Hanji: pişmiş ineğin eti gibi kokuyordu
Levi: ne? kokuyor muydu?
Hanji: evet
Eren: doğru söylüyor Levi kaptan , elime alırken de kokusu gelmişti.
Levi: tuhaf gerçekten tuhaf..
Erwin: boşuna dememişler tuhaf olaylar oluyor diye
Levi: dahasını yeme Hanji
Hanji: yemiyorum zaten
Levi: havalar soğuk olmaya başladı gibi
Eren: evet üstelik ilkbahar ayının ortasındayız
Levi: kış gibi
Erwin: ah bunu araştırmıştım bu köyde havalar farklı oluyormuş. Soğuk olmaya başlamışsa birazdan kar olacakmış.
Levi: yok daha neler onu uymuşlardır.
Eren: pat diye nasıl gelsin ki?
O anda sudan kar gökmüş gibi çok yağmaya başladı. Şaşkınlıkla öylece kaldık ayrıca kar yağdığı için donmaya başladık. Hızlıca kalacağımız eve doğru koştuk. Herkesin kendi odası vardı. Hatunumdan başka kimseyle yatmak istemiyorum. Pistir kokuyordur uğraşamam. Yatakta uzanmış şekilde tavana bakarak düşünmeye başladım. Aklıma neden devin eti pişmiş inek gibi? Onları asla düşünmek istemiyorum çünkü neden öyle fikrimiz yok. Özlemimden dolayı Dilara'yı düşünmeye başladım. Her zaman gülümseyen yüzünü özledim. Yataktan kalktıp masada oturdum. Oradan Dilara'yı düşünmeye başladım. Aniden pat diye içeriye Eren girdiğinde "LEVİ KAPTAN!!!" dedi. Bende yerimden kalkmadan elimi çeneme koydum Erene bakarak (resimdeki gibi)
"bağırmana gerek var mıydı aptal? duyuyorum seni" dedim. Eren özür diledi ardından "Erwin kaptan yardım istiyor odasından" dedi. Bense şaşırarak "neden?" dedim. Eren kafasını bilmiyorum şekilde sallayarak "bende Hanjide bilmiyoruz Levi içeriye girene kadar odama girmeyin dedi, bizde giremedik öylece kaldık" dedi. Bense hızlıca ayağa kalktım odadan çıktım. Erwin'nin kapısına geldiğimde Hanji nöbet tutar gibi bekliyordu. İçeriye hızlıca daldığımda Erwin..
DEVAM EDECEK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
devlerin arasında türk
Romanceshingeki no kyojin ordusuna bir türk kadını katılsa neler olurdu acaba? İLK BÖLÜMLER CRİNGE VE ACEMİ LAKİN SONRA DÜZGÜNLEŞİYOR *noktasızdı ilerideki bölümlerde noktalı oluyor +18 üstü şeyler yoktur