48.Bölüm

183 15 12
                                    

önemli not: artık bundan sonra her ayın 15şinde yeni bölüm yayınlıcam. Umarım kitaba değer verirseniz mutlu olurum. Bu size son ricamdır 

Levi'nin ağızından devam

Sabahın köründe köye vardığımızda tuhaf olan şeyleri hemen fark ettim. Evler yarı yarıya yıkılmıştı. Ağaçlarda yere eğilmiş şekilde duruyordu. Burada yaşayan insanları gördüğümde göz altları mordu. Sanırım uykusuzluktan mı oldu? En çok tuhafıma giden şey köyün devlerden korunmak için duvarlar yoktu. Bundan dolayı burada yaşayan insan sayısı az.  Kalmamız için ev bakarken Eren birden yanıma gelerek "Levi kaptan önemli bir şey buldum" dedi. Bende neymiş der gibi kafamı salladım. Eren elinde tuttuğu minik bir dev eli vardı. Bildiğin çocuk boyunda bu kadar küçük dev olur mu ki? Bunu gören Hanji heyecanlı şekilde bakarak "bakim ben! ne olur!" dedi. 

Levi: önce bi sakinleş Hanji yiyecekmiş gibi bakıyorsun.

Hanji: ne yapayım ilk defa böyle dev eli görüyorum.

Erwin: ne yapacağız ? hiç bir ipucu yok sadece bu var.

Eren:  aynen aklıma bir türlü bir şeyler gelmiyor 

Levi: sakince bekleyelim berki gece bir şeyler olurda buluruz

Erwin: Levi ..... senden hiç beklemezdim 

Levi: neyi? 

Erwin: insanların ölmesini istiyorsun..

Levi: ........nE? ...ne alaka be?!

Erwin: bir şeyler olur diyorsun

Levi: berki dev değil? yada bir şey nereden bileyim ben ....mantıklı düşün! mantıklı! 

Erwin: ..... haklısın

Hanji: anam gerçekten et gibi

Levi: ....Hanji ne yaptın sen? 

Hanji: çocuk devin baş parmağını ısırıp yedim 

Levi: ......... GERÇEKTEN YEDİN Mİ?!

Hanji: evet

Levi: ben anlamıyorum seni.... neden? yedin? ne gerek vardı? 

Hanji: pişmiş ineğin eti gibi kokuyordu

Levi: ne? kokuyor muydu? 

Hanji: evet

Eren: doğru söylüyor Levi kaptan , elime alırken de kokusu gelmişti. 

Levi: tuhaf gerçekten tuhaf..

Erwin: boşuna dememişler tuhaf olaylar oluyor diye

Levi: dahasını yeme Hanji 

Hanji: yemiyorum zaten

Levi: havalar soğuk olmaya başladı gibi 

Eren: evet üstelik ilkbahar ayının ortasındayız 

Levi: kış gibi 

Erwin: ah bunu araştırmıştım bu köyde havalar farklı oluyormuş. Soğuk olmaya başlamışsa birazdan kar olacakmış.

Levi: yok daha neler onu uymuşlardır.

Eren: pat diye nasıl gelsin ki? 

O anda sudan kar gökmüş gibi çok yağmaya başladı. Şaşkınlıkla öylece kaldık ayrıca kar yağdığı için donmaya başladık. Hızlıca kalacağımız eve doğru koştuk.  Herkesin kendi odası vardı. Hatunumdan başka kimseyle yatmak istemiyorum. Pistir kokuyordur uğraşamam. Yatakta uzanmış şekilde tavana bakarak düşünmeye başladım. Aklıma neden devin eti pişmiş inek gibi? Onları asla düşünmek istemiyorum çünkü neden öyle fikrimiz yok. Özlemimden dolayı Dilara'yı düşünmeye başladım. Her zaman gülümseyen yüzünü özledim. Yataktan kalktıp masada oturdum. Oradan Dilara'yı düşünmeye başladım. Aniden pat diye içeriye Eren girdiğinde "LEVİ KAPTAN!!!" dedi. Bende yerimden kalkmadan elimi çeneme koydum Erene bakarak (resimdeki gibi)

 Bende yerimden kalkmadan elimi çeneme koydum Erene bakarak (resimdeki gibi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"bağırmana gerek var mıydı aptal? duyuyorum seni" dedim. Eren özür diledi ardından "Erwin kaptan yardım istiyor odasından" dedi. Bense şaşırarak "neden?" dedim. Eren kafasını bilmiyorum şekilde sallayarak "bende Hanjide bilmiyoruz Levi içeriye girene kadar odama girmeyin dedi, bizde giremedik öylece kaldık" dedi. Bense hızlıca ayağa kalktım odadan çıktım. Erwin'nin kapısına geldiğimde Hanji nöbet tutar gibi bekliyordu. İçeriye hızlıca daldığımda Erwin..
DEVAM EDECEK 

devlerin arasında türkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin