En son ki konuşmamızdan sonra içime oturan öküz gittikçe ağırlaşıyordu nefes almak yavaş yavaş daha da zor olurken aynada ilk günkü kadar olmasa da hâlâ morluğunu koruyan ve 'Ben buradayım' diye kendini belli eden morluklarıma bakıyordum boyunumun bir kısmını kaplıyorlardı.Aklıma yine o gece gelmişti Jungkook'un dokunuşlarını,öpüşlerini az önceymiş gibi hatırlıyordum kalbim istemsizce hızlanırken derin bir nefes alıp verdim kendimi berbat hissediyordum ne yapmam gerektiğini bilemiyordum aslında her şey açık ve netti tek yapmam gereken unutmaktı. Peki bunu yapabilir miydim? Onun dokunuşu, öpüşü, 'güzelim' diye hitap edişi. Bunlar sürekli aklımı kurcalarken unutabilir miydim. Ah bilmiyordum bildiğim hiçbir şey yoktu.
Aynadaki yansımama bakmayı kesip kendimi yatağıma bıraktığım sırada kulağıma ilişen zil sesi ürkmeme sebep olmuştu beynimde dönüp duran düşünceler dünya ile iletişimimi kesiyordu çünkü. Yavaşça ayağa kalkıp kapıya yöneldim yine aynı yavaşlıkla kapıyı açtığımda neye ugradığımı şaşırmıştım
"Biz geldiiik" diye neşeyle bağırarak girmişti Tae içeriye, ben şaşkınlığımı hâlâ korurken onlar çoktan oturma odama yerleşmişlerdi bile kapıyı kapatıp peşlerinden gittim tekli koltuğuma oturmuştum
"Ne işiniz va-"
"Jimin boynuna nolduu?" Tae'nin neredeyse bağırarak sorduğu soruyla dünya başıma yıkıldı SİKTİR ben onu unutmuştum elimle boynumu kapatmaya çalışıp bir şey olmadığına dair ağzımın içinde bir şeyler geveledim Jin hyung yanıma gelip elimi boynumdan çekti.
"Jimin bunlar baya baya hickey" derken gülmemek için zor duruyor gibiydi.Gözlerim istemsizce Jungkook'a kaydı kaşları çatılmış ellerine bakıyordu
"He sen o yüzden yazamıyordun demek kii iş üstüdeydiiin" Taehyung'un iması yanaklarımı kızartırken ağzımı açmıştım ama Jin hyung kapatmama sebep olmuştu.
"Ee Jimin söyleseydin rahatsız etmezdik. Anlatsana hadi kiminleydi güzel miydi ilkti dimi bu senin"
Soruları karşısında söyleyebilecek hiçbir şeyim yoktu yalan söyleyemezdim, doğruyu da söyeyemezdim sadece Jungkook'a baktım o bu konu hakkında tek kelime konuşmamıştı yaptığı tek şey parmaklarıyla oynamaktı. İçimden hatırlamaması için Tanrı'ya dualar ederken onun sert sesini duydum.
"Rahat bırakın anlatmak isterse anlatır zaten"
Bakışlarımı ondan çekip önüme düşürdüğümde bana baktığını hissediyordum ama kafamı kaldırıp bakamadım her şeyden önce o benim en yakın arkadaşımdı ve eğer hatırlarsa biterdik bizim arkadaşlığımız diye, biz diye bir şey kalmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BFF | Jikook | au
FanfictionÇok yakın iki arkadaş olan Jeon Jungkook ve Park Jimin bir gece içmeye giderler. O geceden sonra hiçbir şey aynı olamayacaktır. ¬Smut sahneler vardır rahatsız olanlar okumasınlar! 🔞 ¬Yan ship: Taejin 🐯🐹