17 Temmuz 2019?!

36 3 0
                                    

Gelecekteki Bana İthafen..

Bilmiyorum bunları okur musun. Önemli değil. Şimdiki ben bunları içinden atmak istiyor. Rahatlamak istiyorum artık.

Sen zaten az çok hatırlarsın beni. Genelde saçmalarım ama bu saçmalıkları bir paragrafa dönüştürdüğünde ortaya bir ana düşünce ve tema falan çıkıyor. Yani ben aklıma gelenleri buraya yazacağım, sen de temayı düşünceyi bulursun bi zahmet. O kadar da cahil değilsindir.

Belki bunları okurken güleceksin, belki ağlayacaksın, belki de 'Ne saçmalamış bu aq?' diyeceksin. Geleceği göremediğim için ne tepki verirsin bilemiyorum maalesef lakin hepsinden bir parça olsun bence.

Şu an neredesin, ne yapıyorsun yine bilmiyorum. Umarım olmak istediğin yerdesindir. Seni pek sevmem bilirsin. Dik başlısın, sinsisin, gevezesin, inatçısın, bencilsin, açgözlüsün, tam bir mankafasın. Sen var ya sen, bu dünyadaki en olmayasıca insansın. Daha açık konuşmayacağım belki cidden bunları okuyanlar olur diye fakat sen ne(ler) yaptığını biliyorsun. Ama Allah yaratmış işte, diyecek sözümüz yok. Vardır her işte bir hayır. Belki benim bilmeden yaptığım bir şey çok güzel bir şeye sebep olmuştur. Ya da olacaktır, bilemeyiz. Pek olası değil ama imkansız da değil. Sonuçta dünyaya gelmemin illa ki bir sebebi vardır. Umarım iyi bir sebeptir.

Sakın yaşadıklarını unutma kızım. Benden büyüksün aslında ama ağız alışkanlığı, kızma lütfen. Neyse gelelim asıl konumuza.

17 Temmuz 2019

Dürüst olacağım, sınava 1 dakika bile ciddiyetle çalışmadım. Tamam abartmayalım o kadar da değil. Ama gerçekten ciddiyetle çalıştığım zamanlar da bile bir ciddiyetsizlik vardı. Ama iki kez; gözüm, bacağım, kollarım, boynum ve sırtım morarana kadar dayak yiyince (Birisi cenaze ve düğünlerde insanlara verilen beyaz plastik sandalyelerden birinin taze kırılmış bacağıylaydı.) akıllandım diyebiliriz. Ya da diyemeyiz. Çünkü hala azıcık aklım olsaydı kesinlikle ders çalışıyor olmazdım. Muhtemelen beyin hücrelerim dayaklar sonucu kendilerini yenilemek amacıyla güncellediler. O sırada bir virüs bulaştı ve hepsi zombi hücre oldu. Başım çok ağrıyor ve dönüyor zaten, kesin bundandır.

Bir kaç gün öncesine kadar intiharı düşünüyordum ama Allah'tan korkuma yapamadım. Hayır yani kendini öldürmek de neden en büyük günahlardan biriyse sanki? Şöyle de düşünmek lazım: Yaşarsan insanları da kendini de günaha sokma ihtimalin %50 ama ölürsen %0. (En azından diğer insanlar günaha girmezler.) Ama öğrendim ki işin sırrı da oradaymış. Sen ne kadar kendi imtihanına dayanabileceksin. Vaz mı geçeceksin, sonuna kadar gidebilecek misin? Kaç kere vaz geçmenin eşiğine geldiğimi anlatamam. Geceleri saatlerce ağlayarak penceremle bakıştım falan. Maziyi hatırladım şimdi kdsknsjajlsdk. Kimselere anlatamıyorum yoksa beni deliler hastanesine ya da kliniğe kapatırlar mazallah. Hele bir de kendi kendime konuştuğumu öğrenseler biterim ben. İnşallah sen de yakalanmadan bu huyundan vazgeçmişsindir.

Yine saptım konudan, bunları yazmayacaktım aslında ama silmeyeceğim de.

Daha sınava girmeden biliyordum kazanamayacağımı. Hatta sınava 2 ay kala sınavdan bir gün önce atarım kendimi bir yerden diyordum. Yapmadım, yapamadım. Sonuçlar açıklanana kadar (sınavdan 1 ay 1 hafta sonra açıklandı) her gün bunu düşünmemek için saatlerce (günde 15 saatten fazla olabiliyordu bazen) dizi ve film izledim. 20 bölümlük dizileri 2 günde bitirdim. Kafamı meşgul edeyim de bir saçmalık yapmayayım diyeydi.

Kendimi Kendime AnlatıyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin