YAĞMUR KOKULU ADAM

464 22 42
                                    

~ 3 sene öncesi - Fransa ~

İçimdeki adıma yaraşır hüzünlü modum bir yana Paris'in sağanak yağmuruyla da uğraşıyordum bu soluk sonbahar sabahında. Her şeye rağmen Paris güzeldi, soğuk da olsa yağmurlu da olsa seviyordum işte bu aşktan şehri. Kırmızı uzun kabanımın düğmelerini sıkı sıkıya kapamama ; annemin ördüğü siyah atkımı da burnuma kadar çekmeme rağmen üşüyordum staj yerime koşar adımlarla yürürken. Bugün gerçekten beklediğimden soğuktu. Bir yandan da içimden kızıyordum kendime. Dayanamayarak dışımdan da kendime kızmaya başladım. Evde sinirlenince hep böyle yapardım , insanlar yokken normalde yapmazdım ama nasıl olsa etrafımda Türkçe bilen kimse yoktu. Burnu kalkık fransızlar da ne dediğimi anlayamazlardı.

''Hani gerçekten Hazan , bu havada şemsiye alman gerektiğini hiç mi aklına getirmedin ? ''

Bir yandan söylenirken bir yandan da yürüyordum. Çünkü daha stajda yeniydim ve her ne kadar Charlotte'nin babası bana sıcak yaklaştıysa da bu kadar çabuk geç kalmam kimse tarafından hoş karşılanmazdı. Kendi kendime konuştuğumu gören insanlar ise bakışlarını üzerimde gezdirse de anlamayıp önlerine geri dönüyorlardı. Kim bilir belki de deli olduğumu düşünüyordular.

''Tabi ki getirmedin , çünkü ne kadar salak olabilirim diye iddiaya girdin değil mi kendi kendine ? Aferin şimdi staja da geç kalacaksın , o kadar para verip aldığın ayakabılar da mahvoldu. Anneni dinleyip şapkanı da takmadın evden çıkarken , oh ne kadar da güzel bir gün.''

O kadar titriyordum ki , sabah saatlerimi verip düzleştirdiğim saçlarımın bozulmasını umursayamamıştım bile. Yine de Valentino ayakkabılar umursanmayacak gibi değildi.

''Ah Paris'cim , yapılır mı bu canım ya ? Ben de niye bu kadar ince giyindim sen de niye bu kadar yağmur yağdırıyorsun ? Hadi anlaşalım , artık sen de durdur şu yağmuru. ''

Düşüncelerimin gittiği yönü fark edip artık sustum , kendimle bir savaş içerisindeydim. Bembeyaz tenim ise soğuktan kızarmıştı , ellerimi hissetmemeye başlamıştım.

''Ay ama çok üşüyorum ya , uuf.''

Bir yandan söylenir , bir yandan dişlerim zangırdarken aniden yağmur kesildi. Hadi Paris anlaşmamıza uydu desem ki bu saçmaydı , hiçbir zaman bu denli hayalperest bir kız olmamıştım. Tam o saniyede anladım ne olduğunu zaten , elbette ki yağmur kesilmemişti. Biri elime siyah ve kocaman bir şemsiye tutuşturmuştu ve anlık refleks olarak tutmuştum ben de nasıl olduysa. Sonra da kadife kadar yumuşacık olmasına rağmen buram buram erkeklik akan o sese sahip gizemli adam fısıldadı kulağıma.

'' Dikkat et küçük hanım , Paris mükemmel bir şehirdir ama soğuğunu, sertliğini en savunmasız anında gösterir bu şehir. Al bunu , hem seni üşüten rüzgarı keser biraz hem de saçlarını bozan yağmurdan korur seni. ''

Duraksadı , yüzüne bakmak istiyordum ama yere bakıyordum yine de. Neden yüzüne bakamadığımı ben de bilmiyordum , sonradan çok pişman olacağım bir hareketimdi bu. Sanırım korkuyordum bu yabancıda göreceklerimden. Boğuk nefesi vurdu yüzüme , dudaklarından hem güçlü mentol içeren hem de tatlı bir bal kokusunun karışımı bir koku ulaştı burnuma. Derin derin çektim o ilahi kokuyu içime.

'' Şişt , nefes al . ''

Gözlerimi devirmek istedim ama hareket edemiyordum. Sanki o filmlerde anlatılan hipnoz anını yaşıyordum , nefes almak bile yanlış geliyordu o anda. Kokusu büyülemiş , esir etmişti beni insafsız parmaklıkların ardına. Böyle bir şey olması mantığın hiçbir departmanına sığmıyordu resmen , belki de zihnimde beliren hayali bozmak istemiyordum. Bu adamın sesi çok güzeldi , ne çok sert ve kalındı ne de yumuşak sıradan bir erkek sesiydi. Aslında hem kulağınızda yumuşacık bir ton bırakıyordu hem de tüm o erkeksiliği hissediyordunuz. Davudi bir sesti ve muhtemelen bas-baritondu. Birçok üstat yabancı aktörün hakkıyla seslendirilemediği ülkemde bu adamı alıp saatlerce konuşma yaptırmalılardı belki de.

'' Hazan yağmurları sert olur buralarda . ''

Anlık bir refleksle beni tanıdığını ve adımı söylediğini düşündüm. Saliseler sonra da fark ettim kullandığı söz öbeğini. Bu kelime grubunu yazılarımda kullanırdım kendimden bahsederken , ancak ben içimde yağan yağmurlara ithaf etmiştim bu iki kelimeyi. Yine de bu karizmatik sesli adamın benim kelimelerimi kullanması güzeldi , bu kadar güzel bir sesten daha bir güzel çıkmıştı sıradan sözcükler bile. Ayrıca inkar etmemeliyim ki garip ama samimi bir duygu oluşturmuştu içimde, adımı kullanmasa da kelimelerimi kullanmıştı. İşte tam da o anda bu adama dönüp bakmak istedim. Sesi, nefesi ve en çok da kokusu , o okyanusvari kokusu bu kadar güzelken yüzünde göreceklerimi merak ediyordum. Kim bilir ne kadar güzeldi gözleri , kim bilir nasıl biçimliydi dudakları ?

Tam kafamı çevirecekken yanımdan geçti ve yürümeye başladı yağmur kokulu adam. Bir dram filmi miydi bu , yoksa hepsi bir şakadan mı ibaretti ? Geçerken kokusu çarptı , nefesi çarptı , güzelliği çarptı yüzüme hatta belki de içime.

Arkasından gitmek istedim , kimsin diye sormak istedim ona. Nereden çıktın bu yağmurlu hazan gününde demek istedim. Diyemedim , koşamadım arkasından. Sanki ayaklarım yere , ellerim şemsiyeye çivilenmişti. Aniden durdu yol ortasında ve bana ithafen bağırdı.

'' Ha bir de , Türkçe bilen tek kişi sen değilsin. Bil istedim. ''

Boğuk kıkırtısı kulaklarımı doldurdu. Sesini , gülüşünü bahşetmişti ama yüzünü göstermeyi layık görmemişti bana bu yağmur kokulu adam. Merak etmiştim o muhteşem gülüşün dudaklarında nasıl durduğunu , görmek istemiştim dişlerini göstererek bana güldüğünü. Sanki tüm acılarımı dindirebilirmişçesine dilemiştim tüm bunları , tüm kalbimle bir dua gibi fısıldamıştım içimden.

Sakin adımlarla uzaklaştı oradan , arkasından bakakaldım. Yakalarını kaldırdığı siyah paltosunu , karmakarışık dalgalı kahve saçlarını izlerken staja ne kadar geç kaldığım umrumda bile değildi. Görüp görebileceğim bu tek seferlik manzaranın tadını çıkarmaktı aklımdaki tek şey. Çünkü hayal gibi bir şeydi , belki de gerçekten hayaldi.

Nereden bilebilirdim ki onun benim diğer yarım olabileceğini ?

Merhaba ! Bu oldukça özen göstererek yazdığım bir hikaye ve oldukça severek de yazıyorum. İyi kötü her tür eleştiri yapmanızı umuyorum , çünkü orijinal bir kurguyla klişenin verdiği hazzı harmanlayarak bir şeyler yapmaya çalışıyorum.Bu nedenle özelden veya genelden her tür yorumunuz benim için oldukça değerli. Yeni bölüm en kısa zamanda gelecek , sevgiler ..

Aysima



HAZAN YAĞMURLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin