Twenty Six

2.1K 200 32
                                    

İyi Okumalar :333


Jeongguk arkadaşlarının Lisa hakkında konuşmasına dayanamayarak taşları tepe tepe okulun arkasında gelmişti. Yerde bulunan taşları sinirle etrafa savururken, kafasına gelen peluş unicorn, nasıl olduğu bilinmez, Gguk'un canını yakmıştı.

Bir hışımla unicornu eline aldı ve fırlatmaya hazırlandı. O sırada duyduğu Lalisa'nın sesi ile unicorna baktı; bu onundu. On ikinci yaş gününde almıştı bunu Jeongguk. Ona verecekti, vermeliydi. Ancak biraz kendisinde tutmanın bir zararı olmazdı.

Elinde oyuncakla duvara yaslandı ve olduğu yere çöktü. Unicorna sarılırken gözlerini kapattı ve ilk göz yaşı sol yanağından süzülmeye başladı. Sanki bir kıvılcım beklercesine aniden boşalan yaşlar, Gguk'un hıçkırıklarını arttırırken bir yandan da sayıklamasına neden oluyordu.

'Onu kaybettim...'

Tabi bu sırada LaLisa Manoban'da Jinyoung tarafından vahşice atılan peluş anahtarlığını arıyordu. Onu kaybederse hiç iyi olmazdı, çünkü bu Jeongguk'dan kalan son şeyiydi.

Kaybetmek istemiyordu.

Hızla etrafa bakarken bir yandan da Jinyoung'a sövüyordu ancak duvar kenarına çökmüş ağlayan bir adet Jeongguk görünce sustu ve sessizce onu izlemeye başladı. Genç adamın hıçkırıkları arasında sayıkladığı şeyler kulağa vızırtı gibi geliyordu uzaktan, ama yine de dinlemeye çalıştı. En sonunda onun bu haline dayanamayıp gitmeye hazırlandı.

'Onu... Onu kaybettim-hıck.'

Lalisa durdu, soluklandı. Sevdiği adamın onun yüzünden ağlıyor oluşunu görmek içini yakmıştı.

Ve dayanamadı.

Yerden aldığı minik çakıl taşını Jeongguk'a fırlattı. Çocuk neye uğradığını şaşırmıştı, bir anda sıçradı. Hızla kafasını kaldırdı ve tam karşısında duran Lisa'ya baktı. İnanamıyordu, onun karşısındaydı!

Hızla göz yaşlarını sildi ve ayağa kalkmaya çalıştı.

Ama sadece çalıştı.

Eli ayağına dolanan Gguk, kendini popo üstü yerde bulmuştu. Sızlanarak doğruldu, ancak sevdiği kadın kahkahalarla ona bakıyordu.

Lisa sonunda o ümitsizliğinden kurtulmuştu.

Biliyordu, o da onu seviyordu.

Yavaşça yaklaştı sevdiğinin kulağına.

'Beni asla kaybetmedin. Ben hep senindim, seninim.'

Jeongguk'un şoka girmesini fırsat bilerek hızla ayağa kalktı pembeleşmiş yanaklarıyla. Ancak yine gitmesi engellenmişti. Ancak bu defa Jeongguk'un söyledikleri yüzünden değildi, hayır.

Sevdiği kızı var gücüyle çekip onu altına alan Jeongguk'un dudakları yüzündendi bu defa.

Lisa'nın dolgun dudakları Jeongguk'un minik dudağıyla birleştiğinde, Jeongguk hızla Lisa'yı kendisine çekti ve ellerini kızın yanaklarına koydu. Büyük bir açlıkla kızı öperken zamanın ne kadar geçtiğini anlayamadılar.

Ve o ikisi aşklarını yaşarken üst katta Profesör Kang çoktan derse başlamıştı...


[ :33333 eeee nasıldı ponçiklerim??]

[Bol oy istiyorum :3❤]

[Diğer kitaplara beklerim ^o^]

[Lιмεяεисε]あLιsκοοкHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin