Hazır yemek çalışanlarına ihtiyacımız yok. Boş işerde çalışan insanlara ihtiyacımız yok. Toplumu nasıl yapılandıracağımızı bulmalıyız. Böylece herkesin çorbada tuzu olmuş olur. Katkı sağlayacağı bir şey olur. Paylaşacağı bir şey olur. Bence gerçek bir toplum böyle olmalıdır. Sana bir parça hindistan cevizi veririm sen de bana biraz balık verirsin. Bu şekilde anlaşma yaparız. Ve bunu herkes kendi arsında yapmaya başlar. Ortada katkı sağlayacak bir şey kalmadığında liderlere, otoriteye yakınıyor iş bulmasını istiyoruz. Katkı sağlayacak bir şey yapmaktansa, zaman geçirecek bir şey buluyorsunuz kendinize. Böylelikle hayat katkı sağlayacak bir şey bulmaktansa bu işi yapmaya devam etmek oluyor. Böylece toplum iyice sarmallaşıyor. Bir makinenin parçası haline geliyor. Toplumda bireylerin kendilerini eşşiz şekilde ifade ettikleri, herkesin ödünç aldığı ve paylaştığı onun bunu sattığı seninse şunu sattığındır. Topluma nasıl katkı sağlayacağımızı öğrenmekten ziyade şirketler dedikleri kutulara itildik. Ofis ya da kabin dedikleri konteynırlarda sıkışıp kaldık. Böylelikle sistem bizi rehin aldı.. Zamanımızı çömlekçiliğe ya da araba tamirine harcayıp, yeni tutku duyduğumuz bir şey ya da bağlandığımız bir şeyi yapmaktansa bunların hepsinden ziyade bir makine için çalışıp bir kutu içerisinde yaşamak uğruna hayatınızı sattınız. Bu sizin hayatınız. Kimse doğal davranmıyor Herkes giymek istemediği şeyleri giyiyor. Kendini gösterip yapmak istemediği şeyleri yapıyor, bağlılık hissetmediği şeyler. Toplumumuzun sorunu da tam olarak budur. Tüm bu şeylerin ödülü ne peki? Evine git televizyonunu izle, kendine parlak bir kemer tokası ısmarla, hoş bir cüzzan al, önceki hafta alamadığın ayakkabıları al, hayalindeki o son model arabayı al. Her hafta yeni bir şeyler peşindeyiz. Her hafta uğraşıyorsunuz doldurmak için içindeki boşluğu, iş sonrası elinizde kalan hayatın üzücü gölgesini doldurmak oluyor. Günde sekiz ila bilmem kaç saat çalışıyorsunuz. sonrasında ise böylesin bak "sürekli derin bir nefes". Hayatın bundan ibaret. O diğer tüm şeyler hayatın değil artık. Diğer o tüm şeyler çalışmaktan ibaret. Neredeyse hepimiz kapıldık buna. Çoğunuz bu tuzağa kapıldınız. Bunun iyi bir meslek olduğunu düşünüyorlar, güvenceleri var sanıyorlar, kendilerini başarılı hissediyorlar. Adımın yazdığı özel bir park yerim var diyerek egolarını tatmin ediyorlar. Para yapan, kalpsiz hatta işe yaramaz bir makinenin parçasısınız sadece...