34

1.3K 116 21
                                    

Jungkook

Hepimizi toplamışlardı, kahvaltı yapmaya gidiyorduk. Ben bir saniye bile olsun Yoongi hyungun yanından uzaklaşmıyordumki bu kalabalıkta kaybolmayayım diye. Birden bire bazı salaklar arıdan dolayı korkup önüme geçmişlerdi. Yoongi hyungta onunla ilerlediğimi zannedip önden yürümeye devam etmişti. Korkakları atlatıp onun ceketinin eteğini tuttum. O ise bana dönmüştü.

"Beni bekle, kaybolacağım şimdi."

Bu halime gülümseyip kolunu omzuma attı ve kendine çekti.

Bu hareketine düşsemde mızmızlandım. "Az önce ezilebilirdim."

Güldü. "Bana güvenme, bende ayakta uyuyorum."

Ona gülerek baktım. Saçları uçuşuyordu, ne güzel bir görüntü. 

Ona baktığımı fark edip bana dönmüştü. Ben ise utanarak önüme dönmüştüm. Benim
dönmeme rağmen o bana inatla bakmaya devam ediyordu. Paniklemeyip yürümeye devam ettim, kolu hâlâ omzumdaydı bu yüzden daha rahat yürüyordum.

Yani kalbimin hızlı hızlı atması dışında bir sorun yok.

Sonunda kahvaltı yapacağımız yere gelmiştik. Jiminlerin bizim için ayırdığı yere geçtik.

~♥~

Saat öğleden sonra 3 civarıydı. Bizi toplayıp dağa bisikletle gideceğimizi söylemişlerdi.

Ya ne dağı, ya ne dağı? Otursanıza adam gibi yerinize. Neymiş manzara varmış. Bir de orada manzaraya karşı yemek yiyecekmişiz. Bakın öncedende bisikletle tepeye çıktım ancak uzun sürüyor ve çıkana kadar sizin canınız çıkıyor. Üstelik bunun inişi vardı.

Ben mızmızlanmaya devam ederken bisikletlerimizi almaya gelmiştik. İyi en azından kız bisikleti değil diyerek bindim.

Jimin beni huysuzlanmalarıma karşı konuştu. "Amanın yaşlı Jungkookie~"

Gözümü devirdim. "Görürsünüz şimdi bunlar bize su bile vermez."

Sürmeye başlamışlardı. Ben yavaşça yorulmadan sürüyordumki yanıma bisikletli Yoongi hyung gelmişti. "Gel yarışalım yaşlı."

"Bana karışma."

Bana sataşmaya devam etti. "Ne o? Kaybedersin diye korkuyor musun?"

Mızmızlanarak konuştum. "Seni öldüreceğim. "

Omuz silkti. "Bekliyorum."

Ancak...bu benim için şans olabilir. Sanırım şansı kaçırmamam gerek.

"Tamam, kazanırsak istediğim her şey olacak."

Güldü. "Tamam, öyle olsun."

Ehehe.

O birden hızlandığında ben hâlâ yavaşça sürüyordum.

Eminim mola verdirceklerdi. Ben işte o zaman, moladan sonra hızlanacaktım. Stratejik bir şekilde hareket ediyordum.

Saralara yetiştim. Jimin konuştu. "Yoongi hyung ile yarışa mı girdiniz?"

Mırıldandım. "Hemen söyledi mi?"

Taehyung konuştu. "Neden böyle rahatsın?"

Onunla dalga geçtim. "Sen ne anlarsın stratejiden."

O ise duymazlıktan gelmişti.

Bu sefer Sara sırıtarak konuşmaya başladı. "Niye böyle bir şey yaptın?"

Omuz silktim. "Aslında uğraşmayacaktım ama kazanan her istediğini yaptıracakmış."

Hmmladı. "Ne yaptıracaksın?"

Gülümsedim. "Düşüneceğim."

Ne yapacağımı bilmiyordum ancak bizi yakınlaştıracak bir şey yapmalıydım.

Please be Mine/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin