1. Bölüm

65 2 0
                                    

İnsanın içinde hep bir umut vardır ya bütün aksiliklere rağmen yitirmediği ve hep gerçek aşkın onu bulmasını bekler.
Dicle,13 yaşında orta okulu bitirdikten sonra liseye başlayacaktı, babası bir tekstil atölyesinde çalışıyor annesi ise ev hanımıydı ailenin tek çocuğu olan Dicle çalışkan ve efendi bir kızdı, kumral kıvırcık saçları ve yeşil gözleriyle güzelliği dillerdeydi. Diyarbakır'da zar zor geçimlerini sağlıyorlardı babasının tek umudu kızının okuması ve rahat bir yaşantısı olmasıydı.
Liseye ilk adımını atan Dicle daha okulun ilk haftasında herkesin dikkatini çekti bütün erkeklerin gözü üzerindeydi ama o kimseye bakmazdı çünkü tek hedefi okuyup bir meslek sahibi olmaktı.
Okulda arkadaş olunacak birini bulamadı herkes çok soğuk ve fazla yabancı geliyordu bir gün bahçe de tek başına otururken yanına gelen kısa boylu tatlı bir kız "ateşin var mı güzelim?"
Dicle kafasını kaldırıp baktı sigara içecek tipi olmayan kıza "malesef yok, kullanmıyorum."
"Aslında bende kullanmıyorum da arkadaşım istemeye çekindi ben istiyim dedim bu arada ben Havva"
Ona elini uzatan Havva'nın elini tuttu
"Ben de Dicle memnun oldum"
Havva uzakta bekleyen arkadaşını da yanlarına çağırdı.
"Sen de bizim gibi yenisin tabi okulun ilk zamanları insan arkadaş seçmekte zorlanıyor, haksız mıyım?"
Dicle biraz çekingendi ama Havva ona samimi gelmişti "haklısınız evet"
Havva Dicle'yi masum bulmuş ve arkadaşı olmasını istemişti.
"İstersen bundan sonra beraber takılabiliriz sadece üçümüz, bu arada arkadaşım Meliha çok iyi anlaşacağımıza eminim"
Neşeli bir kız olan Havva biraz da uyanıktı.
Dicle okuldan sonra eve gidince onun yolunu bekleyen annesine sımsıkı sarılırdı çünkü bu dünya da ailesinden daha değerli hiç bir şey yoktu.
Babası da gelince akşam yemeğe oturup okulunu anlatırdı.
Dicle cumartesi günleri babasının yanına gidip çalışmak istedi babası izin vermedi ama Dicle ısrarla "geliyim en azından okul harçlığım çıkar" diyordu.
Babası kızına hiç kıyamazdı ama çalışmanın zorluklarını görsün diye bir hafta sonu kendi ile beraber götürdü işyerine varınca patronla konuşup sadece bir günlüğüne gelmesini kabul etti.
Dicle atölye de çalışanlara baktı hepsi kendinden büyük insanlardı bir kişi hariç Cihan 17 yaşında uzun boylu sempatik yakışıklı bir çocuktu.
Dicle bir an gözlerini Cihan'dan alamadığını fark etti.
Tekrar bakınca Cihan'ında ona baktığını gördü ve hemen gözlerini kaçırdı.
Ne kadar bakmak istemese de içinden bir ses "bak" diyordu ve bakıyordu.
Çay molasında babası dışarıya sigara içmeye çıktı Cihan o arada Dicle'nin yanına gitti "merhaba, yenisin galiba? Hoşgeldin"
Dicle babasının hemen gelmesinden korkuyordu ama Cihan onun hoşuna gitmişti "hoşbuldum, babam burda çalışıyor sadece bir günlüğüne geldim"
Dicle'nin babası cihanı seviyordu araları iyiydi ve bunu söylemeyi de eksik etmedi "he evet Fevzi abiyi severim çok iyi bir insandır"
O arada Dicle'nin babası içeri girdi Cihan'ı biricik kızıyla konuştuğunu görünce çok sinirlendi yanlarına hızlıca gitti...

Aşkımın katiliyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin