Tarihin benim için önemsiz, ama hala saniyesine kadar aklımda olan gündü her şeyin bittiği ve başladığı gün. Tarih hafızam iyidir. Bu sebeple yaşanmamış saydığım bir çok gün var.. Depresyon, bunalım, şüphe. Hayatımın hep parçasıydı aslında bunlar, yanlış arkadaş seçimlerim olsun, ailem olsun, ee birde duygusallık girdiği zaman kaçınılmazdı bu duygu halleri. Bir kadın olarak kimsenin hoşuna gitmeyecek kadar özgür hisseder, öylede yaşayan biriyim aslında. Peki ya benim tam tersim olan kişiler? Onlardan birini sevmiş olmam?
Yanlış tercihlerimiz olur, cahillik, sevgi ne derseniz.. Ama ben beni her anlamda aşağılayan, dışlayan, bir çöpmüşüm misali davranan birini sevmiştim.Şiddetini, kafama silahı dayadığını gördüğümde sevgi yerini çaresizlik almıştı. Sevgi beni korkutan bir şey olmuştu adeta.. Herkese, her şeye karşı.
Ona verilen 2 senenin sonuna gelmiştik. Evet canımdan olmamıştım ama gücümden, inancımdan, sevgimden mahrum kalmış ürkek birine dönüşmüştüm.. Odadan hiç çıkmayışlarımı hatırlıyorum. Kimse anlamayacak diye içime atışlarımı. Aylarım böyle geçti ve annemin de yardımıyla bir işe başladım "Yeniden başlamak için"
Ağustos ayıydı.. Oturduğum yere çok yakın biryer de çalışmaya başladım. Ama insan içine karıştığımda anladım ki ben benden çoktan gitmiştim. Ürkek bir kedi gibiydim.. Çok az konuşan, soğuk yaklaşan, suratsız biri olmuştum işte. Çalıştığım yer büyük ve kalabalık bu beni dahada germeye başlamıştı. Sanki herkes benimle uğraşıyor gibi hissetmeye başladığımda bu duygumu durdurdum. Arkadaş edinmeyi denedim, edindim de.. Her gün beraber yemek yer, sigara içerdik. Çok iyi anlaşmaya başlamıştık ve bu bana iyi hissettiriyordu uzun zamandan sonra.
Bunalımla geçen 3 ayın sonunda 12 kilo almıştım. Bu özgüven eksikliğine dahada katkıda bulunmuştu. Yeni edindiğim arkadaşlıklar bana öylesine iyi hissettirdi ki kendimde bir şeyleri düzeltmek için güç buldum. Ama malesef önceliğim tabiki diyet olmayacaktı.