Firuze Veda Soyer:
Tutmadı elimi, yalvardım yakardım ama tutmadı elimi..."Amcamın karısının" dedi ve bırakıp gitti.
Dünyamı başıma yıkıp gitti.
Hala bir dönüş varken beni alıp gitmedi.
...Düğün bitince Adil ile çıktık mekandan. Arabaya binmeden ailesinin elini öptüm.
Serhat ile göz göze geldik. Hemen gözlerini kaçırdı.
Daha sonra arabaya bindik.
Ölüme gidiyordum...
Dağ evine gidecektik. İlerledikçe ortalık daha tenhalaşıyor, sessizleşiyordu.
Araba durduğunda kalbim de duracak raddeye geldi.
Adil inip kapımı açtı. Gelinlik yüzünden zorlanarak indim.
El ele girdik içeri.
İçerde ki odaya girdik. Etraf özenle hazırlanmıştı.
Adil yan tarafta ki masadan kutuyu alıp içindeki gerdanlığı çıkardı ve taktı.
Daha sonra duvağı mı açıp alnımdan öptü.
İçimde kopan fırtınaya dayanmaya çalışırken içimden kurtulmak için dua ediyordum.
Adil bana dokunmasın, onun olmayayım diye dua ediyordum.
İnsan kaç kere ölür, sabahtan akşama kaç kez ölür dirilir...
...
Gelinliğimin fermuarına uzanan eli içimi yakarken çalan telefonla çekti ellerini üzerimden.İçime birazda olsa su serpildi.
Adil telefonu alıp açtı.
Konuşurken çok sinirlenmiş, endişelenmişti.
Telefonu kapatır kapatmaz ceketini giyindi.
"Ne oluyor Adil?"
"Fabrikada yangın çıkmış, kundaklama diyorlar. Oraya gitmem lazım, üzerini değiştir seni konağa bırakıyım"
"Tamam" dedim ve hızla yan taraftaki odaya girdim. Gelinlik diye giydirdikleri kefenden kurtulup üzerime Kazak ve pantolon geçirip odadan çıktım.
Arabaya binip geri dönerken dualarım kabul olduğu için şükrediyordum.
Belki kaçardık bu gece, beni affederdi Serhat.
Binbir umutla konağa girdim.
Adil beni salona çıkardı.
Herkes oradaydı ama Serhat yoktu.
"Ben gidiyorum Firuze"
Ben kafa salladım. Adil gidince geçip oturdum.
Çiğlem ve Hayat da konaktaydı.
"Çiğlem Hayat uyudu mu?"
"Uyudu abla"
"Tamam, sende geç dinlen hadi"
Çiğlem kafa sallayıp kalktı ve çıktı salondan.
"Gelin hanım?"
"Efendim Azimet Hanım"
"Siz niye dönüp geldiniz? Abbas ve Serhat hallederdi"
"Adil istedi" dedim ve sustum.
Gözüm yan tarafımda oturan Neslişah'a takıldı.
Nefret ediyordum ondan. Onun suçu yoktu biliyordum ama nefret ediyordum.
Sevdiğim adamın karısıydı, çocuğunun annesiydi. Nasıl sevebilirdim ki...
Saat geç olmuştu. Biz salonda beklemeye devam ederken Serhat içeri girdi.
"Serhat?"
"Yangın kontrol altına alındı ama zara çok. Amcalar bu gece gelmez" dedi ve çıktı.
Biraz bekleyip kalktım.
"Yorgunum, dinleneceğim" dedim ve çıktım salondan.
Avluda sağa sola bakınırken yukarı kattaki terasta olana Serhat'i gördüm.
Hızlı adımlarla yanına gittim.
"Serhat"
Arkası bana dönüktü.
"Ne var Firuze?"
"Gidelim, lütfen gidelim" dedim ve elini tuttum.
"Bırak! Firuze amcamın karısısın ben bunu amcama yapamam! Ben senin için ölmemişken senin amcamla evlenmeni affedemem"
"Lütfen Serhat çıkar beni bu cehennemden, ben hala senin olabilirim. Hem sen de evlendin başka bir kadınla"
"Aynı şey mi! Mecbur kaldım ben"
"Bende mecbur kaldım, aynı şey değil tabi... Çünkü sen çocuk yaptın o kadından, ben buna rağmen sevmeye devam ettim seni, buna rağmen bekledim seni"
Serhat bana döndü. Bir kaç dakika yüzüme baktı.
Sonra elimden tuttu.
"Yürü, gidiyoruz Firuze"
"Nereye?"
"Beni götür demiyor muydun? Gidiyoruz"
Yanlış mı duymuştum?
'Gidiyoruz mu?' demişti. Sıkıca sarıldım sevdiğime.
Daha sonra ayrıldık.
Hızlı adımlarla indik merdivenleri."Serhat Çiğlem ve Hayat? Onlar ne olacak?"
"Biz gidelim, İhsan onları alıp getirir"
Ben hiç tereddüt etmeden kabul ettim.
Arabaya bindik.
"Nereye gideceğiz?"
"İstanbul'a"
"Seni çok seviyorum Serhat, sana asla ihanet etmedim, etmem de... Yeterki sen elimi bırakma, bana arkanı dönme"
Şu anda üzerimden tonlarca ağırlık kalkmıştı.
Sevdiğim adamla birlikte hayalini kurduğum hayata adım atıyorduk.
...
Acele etme derim Firuze...
Nasıl buldunuz bölümü?
'kısa' dediğinizi duyar gibiyim ama gelecek bölüm daha uzun olacak.Yorum önemli.
Se&Fir aşkımıza sahip çıkalım...
Yeni bölümden kesit;
👇
"Kader bize hiç bir zaman gülmeyecek, benim bu bahtımı kara yazmışlar..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Sevda'm
ChickLitGerçek aşklar küllerinden doğar... Sevdaların en güzeli, en safıydı onların sevdası. Ama; "Sevdaları kadar karaydı bahtları."