Birini Sevmek, onu Tanrı'nın istediği gibi görmektir.
-Dostoyevski
Onca engelden sonra aramızda saedece bir viski şişesi ve iki bardak kalabilmişti.Yan yana oturduğumuz bu yerden tüm şehrin manzarası görülebiliyordu.Yüzüne baktım, sanki biraz dertli gibiydi.Elimi elinin üzerine attım.
Sessizlik.
Elini hızlıca çekti ve incelemeye başladı.Sol işaret parmağını sağ avcunda gezdiriyordu.
"Bak dinle..." diye başladım söze.
Ayağa kalktım.Aynı anda o da kalktı.
"Ruhun ruhumun tutsağı adeta.Sanki seni burada zorla tutyorum ve beni seviyormuşsun gibi davranmanı emrediyormuşum gibi."
"A-Ama b-ben..."
Sağ işaret parmağımla susmasını işaret ettim.
"Bu şekilde tutsak kalmanı istemiyorum.Ruhun özgür kalmalı, bedenin özgür olmalı."Tekrar sessizlik.
Bir iç çekişten sonra ağzından şu kelimeler döküldü
"Bazıları için özgürlük cahilliktir, Özgürlük yalnızlıktır belki de bazıları için. Elbette tutsak ruhum ama sadece senin kalbine. Bu tutsak ruhu eğit ki bir gün özgür kaldığında sevebilsin. Özgürce sevebilsin bu defa.Öğret bana. Nasıl sevileceğini öğret."O gün orada ikimiz de ilk defa gerçek aşk ve tutkuyla geldik göz göze.İlk kez "Gerçekten." öpüştük orada.
-eli
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Sonu Olmayan Hikayeler-
Contoİki kişi oluşturduğumuz bu başyapıtta (şaka.) hikayeler sizlerin okuyacak bir şey bulamadığınzda okuyabileceğiniz mükemmel kısa hikayeler şeklinde yazıldı.Umarım okurken keyif alırsınız Not:Her bölüm birbirinden bağımsız