Rahatsız eden bir şey beni tatlı uykumdan mahrum bırakıyordu. Yorgunluk iliklerime kadar işlediğinden kalkacak halimin hiç olmadığını hissettim. Benim yorgunluğum bedensel değildi yorgunluğum ruhendi,zihnendi,kalbendi...
Yatağımda bir oyana bir buyana dönmekten sıkıldığım için gözlerimi hafifçe aralayarak yatağımın üzerinde oturur gibi bir vaziyet aldıktan sonra kollarımı iki yana açarak esnedim. Odamın içindeki beni rahatsız eden şeyi bulmak için gözlerimi kısıp etrafa bir göz attım. Gözlerimin yandığını hissedince beni rahatsız eden şeyi bulmam biraz daha kolaylaştı. Tabi ki beni rahatsız eden şey her sabah olduğu gibi sabah güneşinin ilk ışıklarıydı. Pencereme doğru yavaş yavaş ilerledim. "Senden ve saçtığın ışınlarından nefret ediyorum" diyerek tısladım.
Güneşi pek seven bir insan değilim hatta bu yüzden de pek fazla dışarı çıkan bir kişide değilimdir. Genellikle arkadaşlarımla buluşacağım zaman, okula giderken ve canım sıkıldığı zaman sokağa çıkardım. Okula gittiğimde ise yürüyerek de gitmiş sayılmazdım bu yüzdende fazla güneş yüzü gören biri değilim. Canım sıkıldığı zamanlarda ise genellikle gece olunca sokağa çıkar tek başıma dolaşır ve evime geri gelirdim. Tuhaf olduğum sıkça söylenir ama ben pek aldırış etmem zaten çok dik başlı biriyimdir hep kendi bildiğimi okurum burnumun dikine giderim eğer takılır düşersem de burnumun üstüne düşer hiç acımadı der gülerek kalkarım. Koç burcu özelliklerini de taşırım inatçı,huysuz, sinirli bir o kadar da duygusal...
Ben düşüncelere dalıp gitmişken aşağıdan bir sesler geliyordu. Lavaboya gittikten sonra aşağı mutfağa indim. Mutfakta hareketli durumun olduğunu sezmiştim. Mutfak kapısından içeri girince Nesin teyzenin sandalyenin üstüne çıkıp elinde tava tuttuğunu gördüm.
"Nesin teyze ne oldu neden oradasın in ordan bir yerine bir şey olcak" dedim ama nafile.
"Ah be kızım gürültümle seni mi uyandırdım. Kahvaltı hazır sen masaya geç ben çayını getiriyorum. Buraları yerleştiriyordum."
" Tamamdır Nesin sultan." elimle öpücük gönderdim güldü her zaman ki masumluğuyla seviyordum bu kadını ya.
Ağzımı tıka basa doldurunca boğazıma kaçan kırıntıyla az kalsın boğuluyordum ki imdadıma herzaman ki gibi Nesin teyze yetişti.
" Dikkatli olsana yavrucum okula da gitmiyorsun bu ne hız yavaş yiyebilirsin" diyerek güldü bende ona katılarak gülümsedim.
"Kurtarıcı meleğim benim" dedim ve yanağından öptüm. " Annem yine erkenci galiba" diye sorarcasına ona baktığımda her zaman olduğu gibi gözlerini kaçırmıştı.
"E-eevet Yağnur önemli bir iş görüşmesi varmış" dedi başka şeylerle uğraşarak. İçimden söylenerek yukarı odama çıktım evet yine odam dağılmıştı fazla eşya olmamasına rağmen birde olsaydı galiba başa çıkılmaz olurdum.Telefonumu elime alıp sosyal medyada gezinirken çok sıkıldım ve bir kenara bıraktım. Yatağıma kendimi attığım sırada telefonumun ekranın parladığı gözüme çarptı. Evet alışkanlık haline gelmişti telefonumu sesli de hiç kullanmıyordum hep sessizdeydi. Ekran kilidini açıp mesajın kimden geldiğine baktım. Feyza mesaj atmıştı. Liseden en yakın arkadaşım 3 yıldır birlikteyiz.
*Yağnur kankiştom nasılmış bugün?* bu kızın bu konuşmaları bir gün beni öldürücek.
*İyiyim kanka sen nasılsın ne yapıyorsun.*
*Aslında panpiştom bende sana onu soracaktım bugün bir şeyler yapalım mı? Malum haftasonu canım sıkıldı.*
* Feyza biliyorsun durumları beni yani...*
* Biliyorum biliyorum gündüzleri dışarı pek çıkmazsın hatta sen genellikle çıkmazsın ama Feyza kankan bunu asla dinlemez hazırlan 30 dakika sonra seni almaya geliyorum ben hazırım bile* kız cidden deliydi hazırlanmış halini çekip atmıştı bile bu kız beni güldürmeyi gerçekten biliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNEŞİ
Roman d'amour... sevecektik her ne olursa olsun. Bu bataklıktan ya birlikte çıkacaktık ya da birlikte batacaktık. Her şeyi göze alarak bu yolda birlikteyiz ve her engele rağmen ilerliyoruz. Elimi tuttukça.