BBB-6

265 12 4
                                    

Ekrandaki ismi görünce oldukça şaşırmıştım. Eren? Uzun zamandır görüşmüyorduk. Zaten öncesinde de pek bir samimiyetimiz yoktu. Babamın iş arkadaşlarından birinin oğluydu ve aynı sitede oturuyorduk. Sıcakkanlı biriydi ancak bunların hiçbiri mesajın sebebini açıklamıyordu. Düşünmeyi bırakıp mesajlara girdim. "Cama bak :)" 

Ne demekti bu? Pek birşey anlamasam da camın önüne gittim ve aşağıya baktım. Aşağıda bekliyordu. Peki burda ne işi vardı ki..? Camı açtım ve ona seslendim. Kafasını kaldırıp bana baktı ve hafifçe gülümsedi. Ben anlamaz bakışlarla ona bakarken konuşmaya başladı. 

"Dışarı gelsene." Hafifçe güldüm ve cevap verdim. "Bunu telefonda da söyleyebilirdin." Tek kaşını karizmatik bir şekilde kaldırdı ve "Böyle daha havalı oluyor. Hem her zaman yapmak istemiştim sana denk geldi." Uzun süreden beri ilk kez içten bir kahkaha attım. Eren yakışıklı ve bir o kadar da sempatikti. Sanırım sorunlarımı unutmak için iyi bir kaçış yoluydu. 

Aşağıda cevap bekleyen gözlerle bana bakan Eren'e gülümsedim ve "Bekle geliyorum." dedim. Güldü ve hafifçe başını salladı. Dolabımın önüne gittim ve yağmurluğumu alıp üstüme giydim. Spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirip dışarı çıktım. Kapıda beni bekliyordu.

Yanına gidince beklemediğim bir şekilde bana sarıldı. İlk başlarda şaşkınlıktan karşılık vermemiş olsam da ben de sonradan kollarımı ona doladım. Ayrıldığımzda yüzümdeki şaşkın ifade silinmemiş olmalı ki açıklamaya girişti. "Uzun süredir görüşmüyorduk ve arkadaşımı özlemişim. Sarılamaz mıyım?"

Onun bu sempatik haline gülümsedim ve başımı iki yana salladım. Eren, "Bir yerlere gidelim mi, hem hasret gideririz?" Gülümsedim ve başımla onu onayladım. 

"Görmeyeli baya bir suskunlaşmışsın." 

"Hayır.Sadece seni görmenin şaşkınlığını üzerimden hala atamadım. Güzel bir süpriz oldu."

"Canın sıkıldığı her zaman arayabilirsin. Arkadaşlar ne için var?" dedi ve samimi bir şekilde gülümsedi. Aslında eskiden bu kadar samimi değildik. Sanırım görüşmediğimiz zamanlar bizi daha da yakınlaştırmıştı. 

Bir AVM'nin içine girince konuşmaya başladı. "Önce birşeyler yiyelim sonra gezeriz?" Memnuniyetle gülümsedim ve "Zaten acıkmıştım. Benim için daha iyi olur." dedim. Yürüyen merdivenle üst kata çıktık ve bir pizzacıya girdik. Ben hala şaşkınlık içinde olmalıydım ki pizzanın geldiğini bile farketmemiştim. 

"Yemek için neyi bekliyorsun?" 

"Ah pardon şaşkınlığıma say."

"Bu kadar şaşırmana şaşırdım doğrusu. Eskiden beraber geçirdiğimiz güzel günleri unutmamı beklemiyordun değil mi?" Güzel gün mü? Eren'le hiçbir geçmişimiz yoktu ki.. Neyin kafasındaydı bu çocuk? Herşeye rağmen gülümsedim ve "Hiç unutulur mu?" dedim. Ardından ikimiz de pizzalarımıza döndük. Yediğimiz süre boyunca tek laf etmedik. Zaten yemekten konuşmaya fırsat kalmamıştı. İkimiz de fazlasıyla açtık anlaşılan. Eren hesabı ödedikten sonra dışarıya çıktık. 

"Ne yapalım sence?" Gülümseyerek "Alışverişe ne dersin?" diye sordum. "Klasik kız işte."dedi ardından gülümsedi. O öyle sıcacık gülümseyince ben ona kızamam ki ama. Gülmesin canım böyle. Ona cevap vermek yerine omuz silktim ve bulduğum ilk mağazaya daldım. Eh tamam alışveriş delisi felan değildim ama her kız alışverişi sever değil mi? Özellikle yanında Eren gibi bir çocuk varsa..

Ya ben ne ara böyle erkek düşkünü bir kız olmuştum? Normalde hiç böyle biri değilimdir(!) Ben vitrinlere bakarak bunları düşünürken Eren elinde birkaç kıyafetle yanıma geldi. Olamaz  benim için mi seçmişti yani.! Niye bu kadar heyecanlanıyordum ki. Sonuçta Eren ile sadece arkadaştık. Yani ona karşı bişey hissetmem imkansızdı. Eren yanıma geldi ve " Bunları senin için seçtim Dolunay. İstersen deneyebilirsin." 

"Ah. Ben teşekkür ederim." dedim ve koşarak giyinme odalarının olduğu yere geldim. Boş bir yere girdim. Heyecanla elimdekilere baktım. Önce mini siyah eteği giydim. Üzerine beyaz renk deri ceketi giydim ve siyah beyaz fuları taktım. Altına dizimin biraz altına kadar gelen çizmeleri giydim. Çok fazla tarzım değildi. Ama oldukça havalı görünüyordum.

Tarzım mı? Benim bir tarzım vardı da benim mi haberim yoktu. Giyinişime çok fazla dikkat eden biri değildim. Eren'i çok fazla bekletmemek için hemen dışarı çıktım. Zaten o da giyinme odalarının olduğu bölümün hemen dışındaki koltukta beni bekliyordu. Yani. Sanırım beni bekliyordu. Ah yine saçmalamaya başladım. Buraya ikimiz beraber gelmiştik. Tabiki de beni bekliyordu. 

Eren'in yanına geldiğimde "Dolunay..sen umduğumdan daha da güzel olmuşsun." dedi.

İlk defa bir erkekle alışverişe gelmiştim ve ilk defa bir erkek benim için kıyafet seçmişti. Bu harika bir duyguydu. 

"Teşekkür ederim. Ben de çok beğendim tarzın gerçekten güzel." 

"Evet. Seçimlerim güzeldir. Beğenmene sevindim. İstersen üstündekileri çıkar ve alalım." Kafamı aşağı yukarı salladım. Hızlıca kıyafetlerimi çıkardım ve tekrar Eren'in yanına gittim. Kıyafetlerin fiyatını ödedikten sonra beni evime bıraktı. Kapıyı kapatmadan önce "Dolunay, ben bugün için teşekkür ederim. Uzun zamandır kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı." dedi. 

Bense Eren'e önemli değil bakışlarımı attıktan sonra kapıyı kapattım. Annemler salonda televizyon izliyorlardı. Televizyonun gürültüsünden beni farketmemişlerdi bile. Benim de zaten farkedilmek gibi bi amacım olmadığından sessizce odama çıktım. Saat daha 8 olduğu halde kendimi uyumaya odakladım.

Sabah beni Demet teyze uyandırdı. Akşam sekizde uyumuştum ama hala uykumu alamamıştım sanırım. Esneyerek odamın bitişiğinde olan banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Neden okula forma ile gitmek zorundaydık ki! Tam bir saçmalıktı. Formalarımı aceleyle giyindim ardından kahvaltı için aşağıya indim. 

Herkese günaydın diyerek yerime geçtim. Abim diğer zamanlardan farklı olarak bana günaydın dedi. Bu beni oldukça şaşırtmıştı doğrusu. Onunla doğru düzgün bi iletişimimiz bile olmadığı için bu bana garip geliyordu. Annem de gülümseyerek günaydın dedi. Ben de ona gülümsemekle yetindim. 

Bugün yine diğer günlerden farklı olarak babam masada bizimleydi. Bu çok nadir gerçekleşen bir durumdu. O da kafasını kaldırıp bana gülümsemekle yetindi. Kahvaltıma döndüm ve karnımı doyurmaya başladım. Pek fazla aç olduğum söylenemezdi açıkçası. Biraz oyalanıp masadan kalktım. 

Bu sırada abim "Biraz bekle, birlikte gideriz." dedi. Kıyamet felan mı kopacaktı? Ya da ölümmcül bir hastalığım vardı da benim mi haberim yoktu? 

Merhabaa arkadaşlar :)) Hikayenin bazı yerlerinde bikaç değişiklik yaptık. Mesela onuncu sınıflardı artık on bir. Mesela Dolunay'ın arkadaşının adı İrem'di artık Melisa gibi.. Yorum ve oylarınızı bekliyoruz. 

Rüveyda,Merve,Hümeyra

Bana Bulutlardan BahsetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin