BBB-7

332 16 11
                                    

Meraba Bölüm yazmayalı uzun zaman oldu. Aslında bölümümüz hazırdı ama yazmaya fırsat bulamadık ama çok geciktirdiğimiz için bu bölümü çok uzun yazdık ;) Keyifli okumalar bu arada lütfen okuyan herkes oylasın okuyucu sayımız yeterince yüksek ama bunların yüzde doksanı pasif okuyucu . Bundan sonra yorum yapanların hepsinin bi dahaki bölümün başına isimlerini yazacağım ;)

-

Bu çocuğun nesi vardı böyle?! Bir anda iyilik meleği kesilmişti. Benim anlamaz bakışlarıma cevap verme ihtiyacı hissetmişti ki konuştu "Her abi kardeşini okula bırakır değil mi?" , "Şu zamana kadar pek bir abiliğini görmediğim için olabilir." , "Bundan sonra iyi ve ilgili bir abi olacağımdan emin olabilirsin." İlgiliye özel olarak vurgu yapmıştı fakat sebebini anlamamıştım. Omuz silktim ve kapıya doğru yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini hissediyordum. Önüme geçmemeyi tercih etti ve uzaktan kumandayla arabayı açtı. Ön kapınının kapağını açtım ve onun binmesini bekledim. O da oturunca arabayı çalıştırdı ve bahçeden çıktık. Bu sabah olduğu gibi bir kez daha beni şaşırttı ve konuşmaya başladı "Sabah pek bir şey yemedin ve dersin başlamasına zaman var. İstersen bi yerde kahvaltı yapalım?". Ahh, Çağlar Sancer beni mi düşünüyordu? Bu gözlerimi yaşartmıştı. Şaşkınlığımı ona belli etmemeye çalıştım. Duygusuz tutmaya çalıştığım sesimle "Şimdi küçük kardeşinle ilgilenip moralini bozma sen Çağlar'cığım." Yüzünden bir an bir hüzün dalgası geçer gibi oldu. "Dolunay elbette öyle olmadığını biliyorsun." , " Çağlar şu yaşıma kadar bunu hissetmediğime emin olabilirsin." , "Peki bundan sonra elimden geldiğince bunu hissettirmeye çalışacağım.Ve bi daha bana öyle deme." , "Nasıl?" , "Adımla seslenme işte, abi demeni tercih ederim." bu çocuğun nesi vardı böyle? Şaşkınlığımı gizleme gereği duymadan konuştum "Ben öyle hitap etmemi istemessin diye düşündüm." , "Ama istermişim, tamam mı?". Kafamı sallamakla yetindim. Biraz sonra bir kafenin önünde durdu. Birlikte içeriye geçtik ve bir masaya oturduk. İkimize birer portakal suyu ve tost istedi. İçimde biriken merak daha fazla susmamamı sağladı ve konuştum "Ne oldu?" Pat diye sorduğum bu anlamsız sorunun onu da şaşırttığını hissediyordum. "Ne olmuş?" , "Yani, bugün pek değişmişsin. Bana iyi falan davranıyorsun." , "Sadece iyi bir abi olmaya çalışıyorum. deniyorum da denebilir." , "O zaman iyi bir başlangıç yaptığını söylemeliyim." Memnuniyetle gülümsedi. Bu hallerimiz bana garip geliyordu. Çok fazla...normaldik? Ah, evet fazla normaldik.Ve bu normallik beni şaşırtıyordu.Zira ben anormalliklerin içinde büyümüş bir insandım.Ancak bu durumun hoşuma gittiğini kabul etmeliyim. Onunla konuşmak istiyorum. Korktuğum zaman sarılmak, aşık olunca onunla paylaşmak... Bunları daha önce hiç düşünmemiştim. Düşünmek istememiştim. Ve ona şu an ne kadar 'abi' demek istediğimi farkediyorum. Onu içten içe sevdiğimi hissediyorum. Şu zamana kadar duygularımın ortaya çıkmamış olması beni şaşırtıyor. Ahh! ne büyük ironi değil mi?! Sevgiye bu kadar aç olmam beni üzüyor ve utandırıyor. O an içimden gelen heyecanla konuşuyorum "Abi.." Memnuniyetle gülümsüyor. "Efendim?" Eee ne diyecektim şimdi? düşünmeden konuşmuştum. "Şey.."  Salak  Dolunay!! Bir kere mantıklı olsan ne olurdu?! dudakları keyifle kıvrılıyor "Ney?" , "Ya benim anlamadığım bir matematik konusu var da anlatır mısın?"
Anlayışla basını salladı ve " Tabi ki boş olduğumuz bir zaman hatırlat " dedi. Onu onayladım. Çağların , yani abimin sayısalı çok iyidir. Bir an içimin mutlulukla dolduğunu hissettim . Onunla vakit geçirecek olma fikri beni sebepsiz yere mutlu ediyordu. O an anladım şu yaşıma kadar nasıl bir özlemle yaşadığımı. İnsan hiç ailesini özler miydi? Hem de yan yana oldukları halde ?! Bu düşünceler içime tekrar bir hüzün bulutunun çökmesine neden oldu. Fakat kendime şu anın içine etmemek için mutlu olmaya telkin ettim. Mutlu olmalıydım çünkü bu gün özeldi. Küçüklüğümden bu yana abimle hoş vakit geçirmeye hasret kalmıştım . Çağlar ' la bu gün hariç en son ne zaman abi kardeş gibi olduğumuzu düşündüm . Sanırım 4 yaşındaydım . O günü az çok hatırlıyorum . Ailecek sahile gitmiştik ve Çağlar' dan dondurma istemiştim. Ve bana dondurma aldığında teşekkür ederek keyifle çikolatalı dondurmamı yemeye başlamıştım. Aradan 13 yıl geçmişti ben bu 13 yıl içinde ne kadar umursamaz gözüksem de Çağlar ' ı çok özlemiştim. Ona abi demeyi özlemiştim. Ve şimdi karşımda sanki normal bi abi gibi benle konusup  guluyordu.Kahvaltım bittiğinde kalktık ve tekrar arabaya bindik.
" Dersinin başlamasına 10 dakika kalmış hemen okula gitmeliyiz. "

Benim için telaşlanıyor muydu ?

Normal şartlarda bir abinin kardeşi için telaşlanması anormal bi durum değildi. Ama bizim durumumuz farklıydı iste.
Yaklaşık 7 dakikada okula gelebilmiştik.
" İyi dersler  çıkışta almaya gelirim"  dedi ve göz kırptı. Ben de ona gülümsedim. Ona kızamıyordum. Abime o kadar hasret kalmıştım ki kızmak istesem dahi kızamıyordum. Ben de boşvererek akışına bırakmayı tercih ettim. Sanki hiçbir şey olmamış gbi.. Çağlar'ı değiştiren neydi bilmiyorum ama içimden o kişiye ya da o olaya teşekkür ettim. Sınıfa girdiğimde öğretmenimiz girmişti. Malum biyoloji hocamız Mustafa hoca , derse 5 dakika erken gelirdi. Geç gelenini görmüştüm ama erken gelenini ilk defa görüyordum. Mustafa hocacıgımıza (!) gülümseyerek baktım ve şirin öğrenci taklidi yaparak " Hocam İngilizce öğretmenimiz Sermin hoca çağırmıştı da onun yanındaydım " dedim. Bana amaçsız bir şekilde bakarken  daha doğrusu çantama bakarken , ne çantamı! Sırtımda çantam varken yeni gelmiş olduğum apaçık ortadaydı. Ve mustafa hocamız da gerizekalı olmadığına göre bunu anlamalıydi beni şaşırtmayarak
" Peki ,çantanın ne işi var " dedi. Ben de aklıma gelen yalanlardan en masumunu seçerek ;
" Sermin hoca çantamı da çağırmıştı ."
dedim. O sırada sınıftan bir kahkaha tufanı koptu. Yüzümden parmak uçlarıma kadar kıpkırmızı olduğuma bahse girebilirim. Neden basitçe yalanlar uydurmak yerine türlü yalanlar uydurmuştum ki..  Hoca başıyla geçebilirsin işareti yaptı ben de tam ağzımı açmış konuşacaktım ki yeterince rezil olduğum aklıma geldi ve sustum. Arka sırada oturduğum için konuşulan tüm dedikodulardan haberim oluyordu. Dersi dinlemek istemediğim için konuşulanlara kulak astım . Birkaç gereksiz bilgi dışında bu hafta basketbol turnuvasının  başlayacağını öğrenmiş oldum basketbolu seviyorum boyum ve fiziğim  de elverdiği için iyi oynuyordum. Ama şu son sıralar spora ara vermiştim. Okulun takımı ile ilgili pek bir şey bilmiyordum.. Ama maçlara gitmem lazım diye düşündükten sonra zil çalmıştı. Deniz ve melis ile birlikte kantine yürüdük köşedeki herzamanki masamıza geçtik oturduk daha sonra bize cenk enes kaya ve berna katıldı cenk'le gaye elifle berna sevgililerdi. Deniz ve melis bu aralar pek konuşamasak da Melis on ikilerden batıyı kestiğini biliyordum. Takıntı haline getirmişti deniz ise  playboy umuzdu. Hırsız tutması bilanço sayesinde birçok mekanı girebiliyordu o gece de yine amca sayesinde o bara gitmiştik. Ben bunları düşünürken kantinden içeri doruk ve adını daha önce melis'ten öğrendim hazar girdi doruk ' un gözündeki morluk iyice silinmişti. Dokuzuncu sınıflar her zamanki gibi ağızlarının sularını akıta akıta üst sınıfların dibine düşüyorlardı kabul etmeliyim ki Doruk yakışıklıydı. Melisin beni dürtmesi ile masaya odaklandım. Enes hafta sonu olan final maçına kalırsak eğerki hiç süphem  yok maçtan sona bir şeyler yapalım mı kamp olabilir mi diye sordu. Herkez birkaç saniye sonra kafalarını sallamaya başladı güzel olabilirdi en azından evdeki soğuk ortamından uzaklaşmış olurdum herkez onaylarken rüzgar yanıma geldi ve göz kırparak yanıma oturdu aramızda havadan sudan konuşurken nöbetçi öğrenci geldi ve doruk ve rüzgar koç sizi konferans salonuna çağırıyor takım ile ilgiliymiş dedi. Rüzgar Doruğa baktı ve ayağa kalktı ve yani ikiside mi takımdaydı onların aynı grubun bir parçası olarak düşünemiyordum. Ama yinede herşeye rağmen iyi oynadıklarını düşünüyorum çünkü takımımız başarılıydı ve hocamız başarısız birini oynatmazdı dikkatin çağların masaya oturmasıyla dağıldı aslında buraya kadar herşey normaldi çünkü çağlar deniz ile samimiydi. ve çok sık konuşurlar da ancak bundan sonraki kısım herkesi şaşırtmaya yetti.

İnşallah beğenmişsinizdir. Lütfen çok sık yorum yapın yorumlarınızı okumak beni mutlu ediyor ve hepsini cevaplıyorum. Medyada doruk var. ;)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bana Bulutlardan BahsetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin