Jin Jungkook'un bu sorusuna şöyle cevap verdi.
Jin: Belki de en zor olanı ölen birini beklemek değil Jungkook çünkü ondan artık ümidini kesmişsindir. En zor olanı yanında olan birinin seni sevdiğini söylemesini
beklemektir. Bunun kadar acı bir şey yok şu dünyada emin ol!Hepsi bir ağızdan "Oooooo"dedi. Hoseok çay yapmasına rağmen olduğu yerden Jin'e "Ooooo" lamıştı.
Jungkook: Edebiyat tarihine yeni bir çığır açan aşkıyla ünlü Seokjin Bey'i
alkışlayalım lütfen!Hepsi Jungkook'a uyarak alkışlamaya başladı. En çok alkışlayan Jimin'in ise
alkışlamaktan elleri kızarmıştı. Taehyung acısını geçirmek için üfleyip duruyordu
avucunun içine.Jin: Nasıl güzel konuştum mu Namjoon?
Bunu söylerken Namjoon'un koluna sertçe vuruyordu. Namjoon ise hiç
tepki vermiyordu. En sonunda canına tak etmişti. Zorunlu bir cevap verdi.Namjoon : Senin yanında Shakespeare halt yemiş!
Jin: Gerçek mi diyorsun Namjoon? Yetenekli miyim bu konuda?
Namjoon: Dedim ya aşkım. Pardon ağzımdan kaçtı. Dedim ya Seokjin aslında senin adın dünyada duyulmalıymış diye.
Jungkook hemen araya girdi.
Jungkook: Aşkım maşkım ne oluyoruz Namjoon hyung?
Pardon ağzımdan kaçmalar
falan? Yoksa-Namjoon: İyice çenen açıldı senin! Akşamın köründe birde çay istiyor! Birde yapabilse Hoseok. Nerede kaldı çaylar?
Hoseok eli kolu birbirine girmiş bir şekilde mutfakta bir şeyler yapmaya çalışıyordu.
Hoseok: Ben size çaycıyım falan
mı dedim? İki dakikada kim çay yapıyormuş söylesenize
bana?Jin: Tabii ki ben yaparım Hoseok'cuğum. Ne de olsa her şey de yeteneğim var. Çekil bakayım
şurdan!Jin Hoseok'u kenara itip mutfağa girmişti. Gördüğü ilk manzaraylada donup kalmıştı.
Jin: Bu ne Hoseok? Deminden beri bunu mu yapıyordun? Lan çaydanlığa koyucaksın suyu,
tavaya değil. Birde tavada yapmaya çalışmış! Tanrım! Şu çocuğumuza akıl ver! Tamam Hoseok sen git otur şuraya. Ben hallederim. Tavada yapmayaca çalışmış birde.İki dakika sonra Jin çayı hazırlar. Yanında birde tavayla gelir.
Hoseok: Benim fikirimi mi çaldın Jin hyung?
Jin: Hayır! Ben tavayı gerektiği gibi kullandım. Bakın size menemen yaptım. Türkiye'de meşhurmuş bu yemek. Birde yemeden önce "Haydi bandırın" deniliyormuş.
Namjoon: Bak çok merak ettim şimdi. İki dakika içerisinde hepsini yapabilmek büyük bir yetenek gerektirir.
Jimin, Jin'in çay yapmadan önce Hoseok'un çayı yapamayacağını düşünüp bir koltukta uyuya kalmıştı. Bir kokuyla uyandığında içinden gelen bir sesle haykırdı.
Jimin: Haydi gardaşlar bandıralım şu menemene!
Taehyung Jimin'in bu sözüne bir anlam veremesede tadını merak ettiği için bakmak istedi. Yemeye başladığında güzel olduğunu fark edince yemeye devam etti.
Jin: Hepsini yemeyin lan! Kahvaltıda yeriz. Şimdi akşam akşam kilo alırsınız. Hadi bırakın yemeyi. Gidin yataklarınıza!
Jimin bir türlü menemene bandırmayı bırakamıyordu.
Aynı şekilde Taehyung'da bağımlı olmuştu. Onların bu halini gören
Jin okkalı bir tokat yapıştırdı ikisine
birden. Onlarda yere doğru
savrulup düştü. Taehyung
sanki uykudan uyanmışçasına etrafına bakınıyordu. Jimin ise havlamaya başlamıştı.Taehyung: Ne oldu bana? Hiç birşey hatırlamıyorum. Az önce birşey mi yiyiyorduk. Ve Jimin niye havlıyor. Kış, kış! Git ötede havla!
Jimin: Hav, hav ,hav! Sahip beni yala! Yala beni! Yoksa ben yalayıcağım!
Jin Jimin'e aşırı sert vurmuştu galiba. Taehyung hafif atlatmıştı saldırıyı. Diğerleri onlardan önce odalarına çekilmişlerdi. Taehyung'da Jimin'i
kulağından tutarak odalarına götürdü. En son olarak Jin de menemeni mutfağa bırakıp
yatmaya gitti.~fatherfingo~