S1

21 4 1
                                    

İnsanlık, geçmişten günümüze birçok farklı efsane yarattı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsanlık, geçmişten günümüze birçok farklı efsane yarattı. Bazıları tamamen hayal ürünü olurken, bana göre bazıları gerçeklere de dayalıydı. Efsaneler kulaktan kulağa yayılmaya devam etti. Ve gün geçtikçe insanlar sayesinde daha da unutulur hale gelmişti. Günümüzde neredeyse hiç anlatılmaz olmuştu. İşte tamda ben bu efsanelerin birinden fırlamıştım.

Geçmişte denizlerin karanlık melekleri olarak bilinen, çok farklı milletlerde çok farklı adlar ve şekillerde anlatılmış olan sirenlerden geliyorum. Belki de Annemin kayboluşunun ardından hayatta kalan son siren olabilirdim.

Bilinen şu ki efsanelerin soyunu tüketen insanların değiştiğine asla inanmıyordum. Kendimden korksam da annem için yaşamaya değer bir hayatı kabul ediyorum. Eğer ben yaşamayı seçiyorsam, yaşayabilmem için bu sır benimle kalacaktı.

Kayalıklara vuran denizin çığlıkları hala kulağımda... Korkuyordum. Kendimi böyle kabul etmem karanlığımı seveceğim anlamına gelmezdi.

Hayatımın son 2 yılını liseden mezun olduktan sonra iş aramakla harcamıştım. Bu yoğun çabalarım sonuç vermiş, güzel bir şirkette şaşırtıcı derecede iyi bir mevkide işe başlamıştım. Sekreter gibi görünse de işim görünenden daha farklıydı. Başkan yardımcısına asistanlık yapıyordum. Bu şirkete girmemle birlikte edindiğim yeni hobi beni özgür, farklı hissettiriyordu. Oyun şirketi olduğu için belki benim de kendi tasarladığım bir oyunu piyasaya çıkartabilirdim. Sanırım önce kendimi geliştirmem gerekecekti, zira bu sisteme göre lise mezunu biri bulunduğu mevkiden öteye gidemezdi.

İlk iş günümde fazla bir şey yapmamıştım. İnsanlarla tanışmaya ve kafa dengi bir kaç kişi ya da en azından bir kişi bulmaya çalışmıştım. Bendeki bu utangaçlık ve çekingenlikle olacak gibi değildi ve haliyle kimseyle doğru dürüst bir iletişim kuramamıştım. Ama bu bana bir köşede oturup insanları inceleme fırsatı vermişti, eve giderken işsizce kişilik analizi yapmaya karar vermiştim. 

Genellikle insanların saf güzellik dediği tarzda görünüşe sahiptim. Bunun aksine ben sadece içime kapanık, utangaç tiplerdendim. Güzellik her zaman yanında öz güven bonusuyla gelmiyordu ve bana da gelmemişti. Öz güvenim yoktu ve kendimi insanların arasında yaşayan korkunç bir yaratık olarak görüyordum. Normal görünüşüm de uzun kahverengi saçlarım, deniz kadar mavi iri gözlerim olsa da insanlar bunu fazla abartıyordu. Herkesin uymaya çalıştığı moda anlayışına ayak uydurmayı sevmezdim, zaten bu tarz şeylere fırsatım da olmazdı. Sıradan giyinip, insanlar içinde kaybolmayı tercih ederdim. Çünkü onlardan yeterince ayırt edilecek özelliğim vardı ve ben bir yenisini daha ekleme derdinde değildim.

Kafamdaki düşünce çorbasına yeni eklemeler yaparken çoktan evimin önüne gelmiş, fark etmeyecek kadar çorbada derine dalmıştım. Sıcaklığı ve nazikliğine gölge düşüren babamın kalın sesi çıkmama yardımcı olmuştu.

-Nebula gene hangi sularda aklın?

Kısa bir şaşkınlığın ardından, karşımdakinin babam olduğunu idrak edebilmiştim.

SİRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin