Okyanusu dinliyordum
Kumun içinde bir yüz gördüm
Ama onu aldığım zaman
O zaman ellerimde gözden kayboldu
Bir rüya gördüm, 7 yaşındayken
Yolumun üstündeki ağaca tırmanıyordum
Cennetten bir parça gördüm
Bekliyordu, sabırsızca, benim içinDakikalar acımasızdı.
Saatler işkenceydi.
Uyanık geçirdiği zamanlarda saatler tepesinde dikiliyor, onu yıpratmakta kesinlikle tereddüt etmiyorlardı. Bir şeyin yaşamasına izin vermekte ancak bu kadar art niyet olabilirdi.
Yakut sıkıntıyla iç geçirerek başını ellerinin arasına aldı. Saç dipleri terlemişti, titreyen elleriyle saçlarını geriye doğru taradı. Derin bir nefes alıp kundaktaki bebeği kucağına aldı. Kapıda bekleyen kadına baktı. Kucağındaki bebeği öpüp kokladı ve kadına uzattı. Feride, Yakutun kucağındaki bebeği gülerek aldı ve beyaz tenli bebeği izlemeye başladı. Yakut artık ağlıyordu. Feride aşağılayıcı bakışlarını Yakutun üzerinde gezdirdi. Tek koluyla bebeği sıkıca tutarken diğeriyle çantasından zarfı alıp Yakutun üzerine fırlattı ve onu bekleyen arabaya bindi.3 yıl sonra
Işıl büyümüştü. Kocaman güzel gözleriyle etrafındaki nesneleri anlamaya, öğrenmeye çalışıyordu. Işık Feridenin öz kızı değildi, hatta zorla alınmış, çalınmış bir bebekti. Tek amaçları Işılı öldürmekti. Eşi Koray beyin intikamı için zorla düşmanından çalınmış bir bebekti o. Cana can, kana kan. Fatih, Korayın en yakın arkadaşı ve ortağıydı. Aralarındaki arkadaşlık bağı lise dönemine dayanıyordu. Koray, Ferideyle tanıştığında da Fatih vardı, Feride oğluna hamile kaldığında da. Kısa bir süre sonra Koray, Fatihe ihanet etti ve dostlukları bozuldu. Korayın yaptığı affedilecek şey değildi. Sağlam kazık atmıştı Fatihe. Bir gün Fatih Korayın evine gitti ve kapıyı çaldı. Kapı açılır açılmaz silahını doğrultup Korayın alnına namluyu dayadı. Koray Fatihin elinden silahı almaya çalışırken içeri Feride girdi. Şaşırmasına fırsat kalmadan silah patladı ve tiz bir ses duyuldu. Herkes bir an durup ne olduğuna baktı. Feride şaşkınlığını üzerinden atamadan Korayın sesi yankı yaptı. ''Feride, karnın.'' Feride önce büyümüş karnına baktı sonra halıdaki kan lekesine. İnleyerek karnını tutup yere çöktüğü sırada ikinci bir silah sesi duyuldu. Koray acıyla inleyerek yerde sırtüstü döndü. Fatih silahını alıp açık kapıdan koşarak çıktı ve uzaklaştı.
Her şey flu idi.
Ambulans arabalarının sesi. Etraflarında toplanan insanlar.
Feridenin kollarında son nefesini vermekte olan Koray.
Feride gözlerini açtığında beyaz bir tavana bakıyordu. Aklına olanlar geldi ve eli karnına gitti. Bebeği yoktu. Onu artık hissedemiyordu. Avazı çıktığı kadar bağırmaya, ağlamaya başladı herkes odasına doluşana, dikişleri patlayana kadar.Pişmanlık duygusunu Fatihi bitiriyordu.
Yapmaması gereken şeyler yapmış iki canlının ölümüne sebep olmuştu. Yaşanan olayların burada bitmeyeceğinin farkındaydı. Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen. O hün o evden çıktıktan sonra yapması gereken şeyler vardı. Fulya'yı, ilk aşkını saklamak gibi. Saklamıştı da. Bununla nasıl başa çıkacağını, nasıl yaşayacağını bilmiyordu. Yaptıkları yanına kalmamıştı. Bir ay önce doğum yaparken Fulya ölmüştü. Evet, Fatihin bir kızı vardı. İlk aşkı fulyanın acısı hala kemiklerini sızlatırken canını emanet edecek kadar güvendiği süt kardeşi Yakut kızına bakıyordu. Yakutun ona ihanet etmeyeceğini düşünüyordu ve yanılıyordu. İç sıkıntısıyla yattığı yerden doğruldu ve kızını görme isteğiyle yanıp tutuştu bir an. Arabasına bindiğinde düşünceler, pişmanlıklar acılar beynini kemiriyordu. Araba binanın önünde durduğu zaman düşüncelerden sıyrılıp arabadan indi. Kapıyı çalıp içindeki sıkıntıyla beklemeye başladı. Kapı açıldığında Yakut şaşkınlıkla Fatihe baktı. Fatih ''kızım nerede?'' Diye sorunca Yakut sustu. Geri adımlarla içeri gitti ve odaya girdi. Açık camdan ince bir yel esiyordu. Yakut Fatihe ihanet etmişti. Bağırış ve çağırışlar başladı. Yakutun gözünü para bürümüştü. Fatih ani bir sinirle Yakutu saçlarından tuttu ve pencereye doğru götürdü. Yakut 7. Kattan aşağı atılmadan önce son sözleri ''pişmanım'' oldu.
Fatih bir kez daha hayal kırıklığına uğramanın verdiği çöküntü ile yere oturdu ve başını dizlerinin arasına koydu. Kızı artık yoktu.