*
The potential you'll be that you'll never see
(O potansiyele sahip olacaksın ama asla anlamayacaksın)
The promises you'll only make
(Tek yaptığın sözler vermek olacak)
*
Nostalghia-Between the Bars
Savaş , bilim , doğrular ve yanlışlar
-Jungkook bakış açısı-
Boş koridorda yankılanan düzenli adım sesleri ortamda bir gerginlik yaratıyordu ya da en azından gergin beynim her şeyi öyle algılamaya oldukça müsaitti. Savaşın tüm gürültüsü dünyayı etkisi altına almış zorla mermi sesleri dinletirken yürüdüğüm koridoru bile sanki dünyadaki çaresizlik kaplamılştı.
Yanımda yürüyen iri yarı adamlara baktım, bir kez daha gergin hissetmiştim. Üstümdeki askılı pantolonun omzumdan geçen askılarını gerek olmamasına rağmen düzelttim , ses çıkarmamaya özen göstererek boğazımı temizledim , klasik bir tikle elimi burnumun altına dokundurdum. Bedenim günlük rutinlerini tekrarlıyordu. Tabi bu günlük rutinlerimizin içine arrtk Almanya'nın bu durdurulamaz hareketlerinin ne zaman son bulacağı sorusunun cevabını düşünüp durma da dahil olmuştu.
Hiç bitmeyecek gibi görünen -aynı bu savaş gibi- koridor sonunda büyük bir kapıyla sonlandığında en ön sıradaki iki asker kapıyı senkronize bir şekilde içeriye , iki yana doğru açtı. İçeride gösterişli ahşap büyük bir masa , masanın önünde ise General Mark vardı. Masanın etrafına dizilmiş halde duran sivil giyimli yaklaşık 5-6 kişiyi görsem de üstlerinde bakışlarımı fazla gezdirmeden Generale adımlarımı yönelttim ve gülümseyerek selam verdim.
General Mark babam ile hatırı sayılır bir geçmişe sahipti.Tok ve kalın sesi ile konuşmaya başlarken bedenini odadaki diğer kişilere döndürdü.Çoktan başladıkları bir diyaloğun devam cümlesiydi söylediği.
"Jeon da geldiğine göre ekibiniz tamamlandı."
Aralarında en uzun olan kişi öne doğru bir adım atıp kollarını birleştirirken hafif alaylı fakat daha çok ciddi bir tonla konuştu.
"Bana bir yeni yetmenin fizikçimiz olacağını söylemiyorsun değil mi? "
Yanındaki iki üç kişinin de dudaklarını alaycı bir tebessüm kaplarken ortamda yeni yetme olarak anılmanın ağırlığı üzerime çökmüştü.General dik bakışlarını az önce konuşan gözlüklü uzun oğlana çevirdi.
"Namjoon zekanın yaşa bakmadığını anlayacak kadar anlayışlı olduğunu düşünüyorum. "
General meydan okur bakışlarla adının Namjoon olduğunu öğrendiğim adamın yanına adımladı. Tehditvari hareketlere devam ederken bir elini Namjoon'un omzuna koydu.