*
Ну как ты, малая? Я замерзаю.
(Nasılsın ufaklık? Ben donuyorum sensiz)
Все, что мне нужно - я просто хочу взять тебя
(İhtiyacım olan her şey bu , seni istiyorum sadece)
*
GROOVE - Ну как ты, малая?
Dostluk içindeki düşmanlıklar , bombalar , yıkılmış binalar ve ruhlar
Jungkook Jimin'den duyduğu cümleden sonra düşüncelerine boğulmuş halde olduğu yere çakılmıştı. General Mark bile bile ölüme mi gidiyordu yani? Hatta bir ordu bile bile ölüme gidiyordu. Jungkook bir kez daha kendi düşüncelerini onayladı.
Savaş ,ne tarafta olursanız olun kabul edilebilir değildi. Savaş bir insanlık ayıbıydı ve bu ayıbı gizlemeden saklamadan tüm dünya yapıyordu . Buna kimse ayıp ya da utanç kaynağı gözüyle bakmıyordu. Birinin aç gözlülüğü için birileri hayatını bağışlamak zorunda kalıyordu.
''General Mark...Ölecek''
Sessizce dudaklarının arasından boş koridora yuvarlandı kelimeleler.Koridorda kimse yoktu ama Jungkook kendine itiraf etmeye çalıştı.Bu hafif fısıltı ile çıkan kelimeler o kadar ağır anlamlara hizmet ediyordu ki...Jungkook bir kez daha nefret etti aç gözlü insanlardan.
Artık odaya girmesi gerektiğini biliyordu. Beyni düşüncelerle,gözleri de yaşlarla doluydu.Düşüncelerini gizleyebilirdi ama yaşları saklayamayacağından korkarak başını eğdi ve yavaş adımlarını odaya ilerletti. Tahta bir masanın etrafına toplanmış ekipten 2 kişi ayakta bir tahtanın önünde diğerleri farklı şekillerde sandalyelerindeydi. Ona az önce yeni yetme diyen kişi de oturmuş uzun bacaklarını üst üste masaya uzatmıştı. Bakışlarını fazla gezdirmeden eğik başı ile ilerledi ve tek boş yer olan Jimin'in yanına oturdu.
Jimin duruşunu bozmadan gözlerini yan tarafa kaydırdı.Oğlan kucağında elleriyle oynuyordu ve bakışları ellerinde sabitti.Ayakta olanlardan biri gür sesi ile konuştuğunda Jimin ilgisini konuşana yöneltti.
''Bizde olmayan şeylere sahipler , yapmamız gereken bu savaşı kazandıracak ne yapabilirz onu bulmak.''
Jimin kısık gözleriyle arkasına yaslandı ve tok sesi ile konuştu.
''Hayır , avının ne olduğunu bilmeden onu vuramazsın.''
Ayakta olan şekilli bir yüze sahip kişi rahatsız sesi ile konuştu.
''Açık konuş Park.''
Jimin rahat pozisyonunu bozmadan ön cebinden bir sigara çıkarıp yaktı ve derin bir nefes çekip üflediği dumanın arasından konuştu. Karşıdakinin rahatsız olmuş ve sabırsız haline inat sabrını sınıyor gibiydi.
''Bu savaşı bitirebilecek bir şey yapmak istiyorsak , onlarda olandan daha iyisini yapmak zorundayız.''
Sigarayı ilk çekişinden daha az derinlikte çektikten sonra üfledi ve masaya yaklaşıp duruşunu dikleştirdi.Alayla kaşlarını kaldırdı ve ayaktaki oğlana doğru konuştu.