11.10.2019
Lalisa Manoban'ın Kırılan Kalbinin Defteri2; diz üstü düşüşler
Kim Taehyung tam bir ayda hayatımın tam ortasın yerleşmişti, öncedende öyleydi ama şimdi daha fazlaydı. Önceden benim değildi ama artık benimdi, benim sevgilimdi. Elini tuttuğum, öptüğüm kişiydi. Benim biricik sevgilimdi.
Yanımda cenneten bir parça olan gülüşünü sergiliyordu, yüzüklü parmakları belimi kavrıyordu, dudakları dudaklarımı buluyordu, parmaklarım siyah kıvırcık saçlarında dolanıyordu.
Kim Taehyung bir ateş gibi beni yakıyordu ve ben bu durumdan asla şikayetçi değildim, aksine onun ateşinde yanmak hoşuma gidiyordu.
"Sen kurabiye sevmezsin ki" diyerek kapıya yaslanan abime sert bakışlarımı fırlattım. "Biliyorum" diyerek fırındaki kurabiyeleri çıkardım ve birazcık soğumaları için tezgaha bıraktım.
"Ee o zaman neden kurabiye yapıyorsun" elimdeki eldivenleri çıkarıp mutfak kapısında gereksizce beni sorguya çeken abime baktım "çünkü Taehyung seviyor" diyerek gülümsedim, sadece adını söylemek bile beni mutlu ediyordu.
"Öf" diyerek arkasını dönerek içeri ilerledi.
"Merak etme bambam, sanada bırakırım" desemde "istemez" diyerek beni tersledi. Kendi bilirdi. Odama çıkarak kendime mor kazak siyah kot etek çıkararak üzerime geçirdim, sade bir makyaj yaptım ve mor şapkamı taktım, Taehyung mor rengini severdi bu yüzden özellikle mor giymiştim. Uzun botlarımıda ayağıma geçirip mutfağa ilerledim ve bir kaba yaptığım kurabiyeleri koydum. Taehyung bugün kütüphanede ders çalışıyordu ve yarım saat sonra çıkacaktı. Bende ona sürpriz yapacaktım.
"Ben çıkıyorum"diyerek montumu giyip elimdeki kapla kapıyı çekip asansöre bindim. Güzel olmuştum, Kim Taehyung beni böyle beğenirdi değil mi? Evet beğenirdi, beni seviyordu nede olsa.
Kim Taehyung beni seviyordu, gülümsedim. O beni seviyordu. Bu düşünce beynimde dönerek beni mutlu ediyordu. Asansörün aynasında kendime bakmayı kestim ve sonunda kapıyı ittirerek açıp indim, kütüphane bir alt sokağımızdaydı ve en fazla on dakikada orda olurdum. Yüzümde kocaman gülümseme ile şarkılar mırıldanarak yürüyordum, Taehyung'ın sevdiği şarkılardan biriydi mırıldandığım şarkı.
Onun sevdiği her şeyi seviyordum, şarkıları, renkleri, akşam saatlerini, pirsingleri, parmağındaki yüzükleri ve beni. Beni seviyordu ve en çokta bu yüzden seviyordum kendimi. O beni sevmediği sürece bir önemim yoktu. Şu dünyada sadece onun sevdiği şeyler önemliydi.
Kütüphanenin önündeki banklardan birine oturdum, tam beş dakika sonra kütüphaneden çıkıcak ve eve gidicekti. Ayaklarımı sallayarak şarkıyı mırıldanmaya devam ettim.
Sadece benimle kal, benimle kal
그저 내 곁에 stay with meAyaklarımı sallamayı kesip kafamı kaldırıldığımda Taehyung'ı gördüm ve yanındaki siyah saçlı kızı. Taehyung onunla gülerek konuşuyordu. Taehyun bana güldüğü gibi o kızada gülüyordu. Karşı karşıya durduklarına Taehyung parmağı ile kızın saçını geri iterek onu gülümsedi, sonrasında kızın yanağından öptü, kız utançla gülümseyerek yanından ayrılırken ben beni tutmayan dizlerimin üzerine düşmüştüm, elimdeki kurabiye kabı şimdi yerdeydi ve gözlerimde yaşlar duruyordu.
Hani Taehyun beni seviyordu? Hayır sevmiyordu, o beni asla sevmiyordu.
"Lalisa, lalisa iyi misin?" Yanıma doğru hızlıca koşturup diz çöktü ve yüzümü avuçları arasına aldı. "Güzelim iyi misin?" Diye sordu endişeyle.
İyi miydim?
"Beni sevmiyor musun?" Diye sordum güçsüzce, beni sevmesine ihtiyacım vardı. Beni sevmesini istiyordum.
"Tabi ki seviyorum, çok seviyorum seni. Nasıl sevmem?" Baş parmakları ile gözümden düşen yaşları siliyordu.
"Beni bırakmayacaksın değil mi?" Kollarını belime dolayıp ona daha çok sokulmamı sağladı. Ellerimi boynuna bağlayıp yüzümü boynuna gömdüm.
"Asla seni bırakmam" burnumu çektim ellerimi daha sıkı sardım.
"Peki o kız kimdi? Kütüphaneden çıkarken öptüğün" benden ayrılmaya çalışsada izin vermedim ama zorunda kaldım. Gözlerini gözlerime sabitledi.
"Sakın bana onun yüzünden ağladığını söyleme" dediğinde sertçe baktım "o kız kimdi Taehyung?" Gülümsedi, ne derse inandım ben ona, yalanda dese inanırdım. Onun dudaklarından çıkan her kelimeye inanırdım.
"Sadece notlarını almak için yakın davrandığım bir kızdı, notlarını aldım o kadar. Benim için bir önemi yok, sen varken benim için kimsenin bir önemi yok" gülümsedim ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Yanımızda duran kurabiye kutusuna uzanıp elime aldım.
"Sana kurabiye yaptım" diyerek gülümsedim ve bu hareketime oda gülümsedi.
"Zehirlenmem di mi?" Dediğinde yavaşça karnına vurdum.
"Çok güzeller bir kere" dedim ve gülümsedik. Beraber bankta otururken o kurabiyeleri yedi bende onun yüz ifadelerinin tatlılığına gülümsedim. Şakalaştık ve şarkılar söyledik, yolun yarısında beni sırtına alarak koşturdu. Beni evime bırakırken küçük bir öpücük bahşetti ve sonra ikimizde evlerimize döndük.
O gün dizlerimin üstüne düşüp ilk yaramı almıştım, sonra yine Taehyung sarmıştı yaramı ama bir kere oluşmuştu o kesikler.
Bir kere kapmıştı enfeksiyonu.
Bir kere kanamıştı ve daha da kanayacaktı.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notebook of Lalisa Manoban's Broken Heart |taelisa✓
FanfictionLalisa sevgilisini çok severdi, kendinden bile çok. [lalisa manoban & kim taehyung] [27.03.2020-22.04.2020]