01.12.2019
Lalisa Manoban'ın Kırılan Kalbinin Defteri3; kalbe saplanan bıçak
Dün güzel bir gündü, Kim Taehyung ile film izlemeye gitmiştik ve bu benim uzun süredir izlemek istediğim bir filmdi. Taehyung filme girmeden önce bekleme alnındaki içi oyuncak dolu olan ve içindeki oyuncakları kimsenin almayı başaramadığı aletlerden birinde oyuncak almak için inada binmiş ama yinede almamamıştı ve mükemmel benim bir şeyde başarız olmam imkansız diyerek dudak büzerek patlamış mısırı alıp yanıma oturmuştu, bu hali ile aşırı tatlıydı.
Kim Taehyun eli omzumdayken filmdeki kıza bakarak "saçları çok kötü pek yakışmamış ama kısa olanın saçları daha çok uymuş" diye mırıldanmıştı. Kızın uzun saçları vardı. Sinemadan çıkıp eve gelene kadar aklımda bu cümle dolandı durdu "kızın saçları kötü"acaba uzun saç mı sevmiyor diye düşündüm. Benim de saçlarım uzun ve sarıydı, acaba benim saçlarımı da sevmiyor muydu? Gün boyu aklımda bu düşünce dolanmıştı ve uyuyup uyandığımda hala bunu düşünüyordum.
Bu akşam onun çalıştığı kafeye gidecektim ve ordan çıkınca beraber yemek yemeğe gidicektik ve dördüncü ayımızı kutlayacaktık ama benim saçlarım uzundu.
Benim saçlarım çirkindi.
Aynanın karşısına geçtim ve uzun saçlarımı saldım, onları kesmeliydim. Banyoya geçerek elime makas aldım, babamı kaybettikten sonra bir daha saçlarımı kesmemiştim çünkü her bir saç telimde onun izi vardı ama eğer Taehyung sevmiyorsa saçlarım uzun olmamalıydı.
Makası elime alarak saçlarımı omuzlarımın biraz aşağısına gelecek kadar kısalttım. Güzeldi, güzel olmuştu, Taehyung beni böyle daha çok sevecekti emindim. Annemin önceden almış olduğu boyayı kullanarak saçlarımı boyayıp yıkadım, artık kısa ve siyah saçlarım vardı. Gülümsedim, bana yakışmışlardı. Taehyung beğenirdi.
Odama ilerleyerek üstümü değiştirdim, siyah kot pantolon ve siyah kol kısımları bol bir bluz giydim. Hafif bir makyaj yapıp saçlarımı dalgalandırdığımda güzel olmuştum, topuklu botlarımı giyip oturma odasında oturan Bambam'a 'görüşürüz' diyerek evden çıktım. Kış ayındaydık ama hala kar yağmamıştı ve sürekli olarak yağmur yağıyordu, ben de yağmura yakalanmamak için hızlı adımlarla kafeye ilerliyordum, yüzümde kocaman bir gülümseme vardı çünkü Taehyung'ın yanına gitmek beni mutlu ediyordu. Onunla olmak, onun elini tutmak ve gözlerine bakmak. O çok...mükemmeldi.
Kafeye yaklaştığımda ve içeri girerken yüzümde hala bir gülümseme vardı, içeri girdiğimde yüzüme vuran sıcak hava ve kahve kokusu içimi ısıtmıştı. Aslında pek kahveyi seven birisi değildim ama Taehyung çok seviyordu ve bende onun için biraz biraz sevmeye başlamıştım. İçerde çok fazla müşteri yoktu, etrafa çok bakınmadan kasa tarafına doğru ilerlerledim ve bardakları silen Chaeyoung'a gülümsedim.
"Selam" diyerek selam verdiğimde bakışları beni buldu ve oda gülümsedi "selam lalisa" gözleri saçlarımı buldu "saçların yakılmış" taburelerden birine oturdum, ellerim istemsizice saçlarıma gitmişti "Teşekkür ederim, Taehyung nerde işin bitmiş olması lazım"
Elindeki bardağı arkasındaki rafa bırakarak bana döndü, yüzündeki gülümseme silinmişti "bitti zaten, şurda bir kızla konuşuyor" diyerek işine geri döndü, arkamı döndüm ve işaret ettiği masaya baktım yanında yine o kız vardı, kütüphanede ki o kız. Konuşuyorlardı, kalkıp yanlarına gidip ne olduğunu sormak istiyordum ama ayağa kalksam yürüyebilir miydim? Ayaklarım beni, hayır hayır doğrusu hüznümü taşıyabilir miydi?
Masadan kalktılar, Taehyung beni görmeden çıkana kadar kızla ilerledi ve kız onu öptüğünde bir tepki vermeden gülümsedi. Zorla yutkundum,bir damla yaş gözümden aşağı kayıp gitti ve sol yanımda durdu kalbimin en içine işledi. Orayı yaktı ve kavurdu, Taehyung beni sürekli yakıp yıkıyordu, itirazım yoktu ben onun için külde olurdum ki ama sadece beni sevsin istiyordum. Sadece beni.
Arkasını döndüğünde göz göze geldik, bana telaşlı bir yüzle bakıyordu "onun yalanlarına yine kanacak" diye mırıldanan Chaeyoung'ı duydum, duymadığımı sanıyordu ama duymuştum. Çantamı alarak kalktım ve Taehyung'ın yanından sinirle geçerek kafeden çıktım ama çok fazla ilerleyemeden duvara yaslandım, Taehyung gelsin ve bana bir şeyleri açıklasın istiyordum. Ne derse inanırdım yeterki acıklasın istiyordum.
"Lalisa" bana seslendiğini duydum, kafamı kaldırıp baktığımda koşarak bana doğru geldi ve kollarını belime sararak beni kendine çekti. "Ağlama güzelim" diyerek saçımı okşadı.
"Ağlamamı istemiyorum" dediğinde sinirle ona vurdum ve kafamı kaldırarak yüzüne baktım. Göz göze geldiğimizde o ne kadar yumuşak bakıyorsa ben o kadar sert bakıyordum.
"Ağlatma o zaman Taehyung." Ellerini belimden çekerek yüzüme ulaştırdı ve göz yaşlarımı sildi. "Yapma böyle güzelim, yanlış anlıyorsun."
Ellerimi kaldırarak onun ellerini ittirdim "neymiş yanlış anladığım, neymiş anlat bileyim" çok sinirliydim, beni sevmediği için ona çok sinirliydim.
"O kız sadece okuldan birisi Lalisa, abartıyorsun!" Sinirle gözlerimi kapatıp açttığımda ellerimi göğüsüne vurarak onu ittirdim "o kız seni öptü Taehyung, o kız seni öptü" delirmiş gibi bağırıyordum.
"Saçmalama Lalisa beni öpmedi" şaşkınlıkla ona baktım "Taehyung gördüm, karşımdaydınız"
"Lalisa yanlış görmüşsündür, o kız beni öpmedi. Beni sadece sen öpebilirsin çünkü benim sevgilim sensin" bana yaklaştı ve elleri yeniden yanaklarımı buldu.
"Ben bir tek seni seviyorum" daha da yaklaştı "ve sonsuza kadarda seni seveceğim." Gülümsedi ama göz yaşlarımın tekrar aktığını gördüğünde sinirli bir ifade takındı.
"Lalisa Manoban ağlamayı keser misin?" Bu dediğine gülümsedim, göz yaşlarımı tek tek öperken ona hayranlıkla bakıyordum.
"Seni seviyorum" diyerek dudaklarıma bir öpücük kondurup çekildiğinde elimi ensesine ilerlettim.
"Seni seviyorum" bu sefer onu kendime çekerek öpen bendim.
Dedikleri yalandı biliyordum, kalbime saplanan her bıçağın sorumlusuda bendim, çünkü her yalanında ona inanmış ve yeni bıçak için ona izin vermiştim.
Ama pişman değildim çünkü ona aşıktım, onu seviyordum.
Onu kendimden çok seviyordum.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notebook of Lalisa Manoban's Broken Heart |taelisa✓
FanficLalisa sevgilisini çok severdi, kendinden bile çok. [lalisa manoban & kim taehyung] [27.03.2020-22.04.2020]