Şu okula gelirken aklımdan geçenleri bir anlatabilsem keşke. Gün doğmamış karanlık o kuru, soğuk sokak lambaları daha sönmemiş ve ben hala yoldayım düşünmeden edemiyorum.
Bıraktım artık onu düşünmeyi desemde, kendimi o bir alışkanlıktı sadece diye kandırmaya çalışsamda her sabah uyandığımdan günün sonunda uyuduğuma kadar aklımdaydı.
Okula girer girmez, yeni geldiğim okuldaki ilk vukuatımdı. Saçma bir şekilde havalı takılmaya çalışan cocuğu omuzlarımız temas ettiği zaman yumruğunu suratından eksik etmediğim Görkemi gördüm. Kendisi ben sporcuyum abii tribinde olan yapılı patavatsız bok atmayı seven kahverengi gözlü, çilli beyaz bir çocuktu,
Yanından geçerken Merte;
- "Bu yeni çocuk Can'ın iyice götü kalkıtı" demesini duydum. Mertse esmer uzun boylu dersine çalışan dünyanın en klasik arkadaş tipiydi.Gerçekten daha büyük dertlerim vardı duymamazlıktan gelmek en iyisi.
Sınıfından içeri girdiğimde herkesin sürekli hissettiği gibi bu okulda olmamam gerektiğini hissettim, yeri oturduğumda aysel hocanın gene sınıfa karşı çığlıkları, 3 e kadar uyumadığımdan beni o kahverengi sıraya başımı koyup ders sonuna kadar uyumamı sağlayacak nini gibi geliyordu.
Gözümü açtığımda Yasinin beni dürtüklemesi ve bir andan çantasına makasını ve kağıtlarını koymasını birkaç saniye izledim. Yasin büyük aile sorunları ve umursamazlığı yüzünden kendisi cesur ve bir o kadar da dürüst bir insandı sarışın kısa boylu sert mizacı olan pek tekin görünmeyen biriydi buna aldanmayın.
Kendime geldiğimde okuldan dışarı---