bu benim ilk kitabım.Tam 1135 kelimelik bi bölüm oldu.Umarım keyifle okuyup bana destek olursunuz😊gerçekten uzun bi bölüm oldu.Ne sıklıkla bölüm atarım bilmiyorum.Zaten bunu da ilham geldi hemen yazdım.Yazım hataları olursa kusuruma bakmayın.Dediğim gibi ilk kitabım anlayışlı olursanız sevinirim.paragraf yorumlarınızı da bekliyorum.İyi okumalar canlarım😍😘😘😘😙😉
Min Jee'den
Yine her zaman ki alarm sesiyle uyandım.okula gitmek istemiyordum.Ama hayat şartları her defasında beni zorluyordu.okuyup iyi yerlere gelmem gerekiyordu.Tabi benim hiç umudum yok da neyse orası ayrı bir konu....
uyuşuk adımlarla yataktan çıktım.Ah! Tanrım resmen işkence gibi.dairemiz iki katlı bir daireydi.bu nedenle aşağı kata inmeye başladım.Yine her zamanki gibi kahvaltı masasının olmaması beni şaşırtmamıştı.Ne de olsa hangi anne kızına sabahları kahvaltı hazırlayıp okula öyle gitmesini istemez ki? cevabı biliyorum.kesinlikle benim annem olacak kadın.
neyse çok fazla edebiyata gerek yok.dolaba doğru ilerledim dolabın kapağını açtığımda hayat bi kere daha yüzüme götüyle gülmüştü. Lanet olası sadece bir tabakta iki üç parça peynir vardı.Bu da ilerde geniş kapsamlı bkr alışveriş yapmam gerektiğini gösteriyordu.Yari zamanli bir işte çalışıyordum. Çünkü 17 yaşında bir kız olarak kendi başımın çaresine bakmam gerekiyordu."kızım sen kendini yorma sadece derslerine odaklan. biz zaten çalışıyoruz" diyen bi ailem yoktu.
İşten aldıkları parayı kendi ihtiyaçları ve keyifleri için harcıyorlardı.İşte tanrı da beni böyle bi hayatla sınıyor olmalı.Ama ne olursa olsun kimseye bu hayatta boyun eğebilecek bi kız değildim.
Sanırım fazla edebiyat yaptım yine.umarım beni de anlamışsınızdır.
Odama geri çıktım.banyoya girip ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra okul üniformasını giyindim.Kendimj övmeyi sevmem ama okul üniforması bana çok yakışıyordu.Ne kadar okulu sevmesemde...Akşam yatmadan önce her zamanki gibi telefonumda biraz sosyal medya birazcıkta youtube da gezindikten sonra yatağımın yanındaki krem renkli komidinin üstüne koyardım.Ve birden telefonum titremeye başladı hemen kimin aradığına baktığımda sadece rehberimde ona taktığım takma isime baktığımda bile gülüyordum.Kookiem arıyordu.Şu hayatta doğru düzgün yüzümü güldüren tek kişi.5 yıllık arkadaşım hatta kardeşim bile diyebilirim.
Telefonu hemen açtım çünkü fazla telefonu çaldırmaz kapatırdı.Bunu da bildiğim için o hoş sesini duymak için telefonu kulağıma götürdüm.
"Ya!!! min jee seni çatlak kız.kaç defa aradım seni.Niye telefonlarıma bakmıyosun!?"
dediği şeyle hemen yüzümü buruşturdum.Çünkü lanet olası telefonda sinirden bağırıyordu.Ve bende bana bağırılmasımdan nefret ederdim."YAA SENİ KURABİYE BEYİNLİ. SEN KİME BAGIRIYOSUN!!?"resmen telefona cırlamıştım.Bu konuşmadan sonra iyi bir kulak doktoruna görünmesi gerekebilirdi ama kimin umrumda ki. o da bana bağırmayacaktı.
"Lanet olsun min jee sabah sabah nasıl bu kadar ses senden çıkabiliyor anlamıyorum.Sadece telefonunu açmayınca seni merak ettim."dedikleri şeylerden sonra yüzüm yumuşamıştı.Benim düşünceli kookiemm.
"Tamam tamam.daha fazla uzatmayalım.Neyse ben üstümü giyinip kapının önüne çıkıyorum."bunu ona söylememin sebebi hızlıca kapamın önünde olması ve beni bekletmemesiydi.Çünkü lanet okula giderken hep kookieyle birlikte yürüyerek giderdik.Tabi bazı istisnalarda oluyordu.Mesela kookienin yatağında horul horul uyuyup geç kaldığı zamanlar gibi. O zamanlarda hemen bizim arka sokağa gidip kapıya hunharca vurarak onu uyandırırdım.Başta türlü uyanmazdı çünkü. uykuya düşkün kookiden bahsediyoruz.kesin kış uykusuna yatan ayılardan bile fazla uyuyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I DON'T WANT TO LOVE YOU💔//PJM
Fiksi Penggemargeçmişinde çektiği acılar içinde boğulan bir kız... yıllardır onu hiçbir anında yalnız bırakmayan, kardeşi gibi gördüğü jungkook dışında hiçbir erkeğe güvenmeyen bir kız... sevgiden yoksun büyüyen bir kız...hiç haketmeyen birisine sevgisini verebili...