Yedi yaşına kadar aşırı dindar bir aile olan Albert - Ida Bolender çifti ile yaşadı. Daha sonra annesi kendisini toparladı, bir ev alarak onu yanına aldı ve birlikte yaşamaya başladılar. Ancak annesinin akıl hastaklığı her gün biraz daha kendini hissettiriyordu. Bu sebeple Glady'i tekrar akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldılar.
yeni evi annesinin en yakın arkadaşı Grace McKee idi. Grace de 1935'te Ervin Silliman Goddard ile evlendiğinde Marilyn'e tekrar yetimhane yolları göründü. Marilyn Los Angeles yetimhanesinde yaşamaya başladı. Grace pişmanlık yaşıyordu. İki yıl kadar sonra dayanamayıp Marilyn'i tekrar eve getirdi. Ama bu sefer de Grace'in kocası Ervin, Marilyn'i taciz etti.Marilyn dokuz yaşına gelmişti. Yaşadığı bu acı olayın üzerine halası Olive Brunings'in yanına gönderildi. Ancak burada da halasının oğulları tarafından taciz edildi. Marilyn yaşadığı psikolojinin ağırlığına bakılmaksızın oradan oraya sürüklendi. Küçücük bedeninde açılan yaralarla Marilyn sadece göç ediyordu.
Halasından sonraki durağı Grace'in yaşlı halası Ana Lower oldu. Ancak Ana gerçekten çok yaşlıydı. Bir süre sonra sağlığı bozulmaya başladı ve Marilyn Grace'in yanına dönmek zorunda kaldı.
Marilyn 16 yaşındaydı. Komşunun 21 yaşındaki oğluyla evlendi. Göçebe hayatını yerleşik bir hayata taşıyacağına inanan genç bir kız olarak yeni evine taşındı. Ancak bu evlilik sadece dört yıl sürebildi. Marilyn boşandı. 20 yaşındaydı
The Blue Book mankenlik ajansına kayıt yaptı . Fotoğrafları magazin dergilerinin sayfalarını süslemeye başlamıştı. Bu fotoğraflar 20th Century Fox yöneticisinin dikkatinden kaçmadı. Ben Lyon, Marilyn için bir deneme çekimi ayarladı ve altı aylık bir kontrat imzaladılar. Marilyn, Ben'in önerisiyle artık gerçekten Marliyn Monroe oldu. Norma Jeane Mortenson olan kimlik adı değişti.
Birlikte ''Scuda Hoo! Scuda Hey!'' ve 'Dngerous Years'' adlı iki film çektiler. Ancak bu filmler başarısız oldu ve Marilyn Monroe sinemadan uzaklaştı. Çünkü Fox şirketi Marilyn ile yeni bir kontrat imzalamıyordu. Marilyn de modelliğe devam etti. 1952 yapımı ''Don't Bother to Knock'' filmi ile Marilyn sonunda psikolojik sorunları olan bir çocuk bakıcısı rolüyle, başrolde oynadı. Düşük bütçeyle yapılmış B tipi bir filmdi, ancak bu filmden sonra eleştirmenler Marilyn'in daha büyük rollerde de oynayabilecek potansiyelde olduğunu yazdılar.
Marilyn, 1953 yılında oynadığı ''Niagara'' adlı filmle şöhreti de tam anlamıyla yakalamış oldu. Eleştirmenler bu kez onun kamerayla müthiş uyumundan çok etkilenmişlerdi. Kocasını öldürmeye çalışan bir kadını canlandıran Marilyn Monroe, adeta kameralarla aşk yaşıyordu. Bu uyum onun şöhretini tamamen desteklemişti.Marilyn, şöhretinin en zevkli basamağındayken bir zamanlr verdiği seksi pozlar ortaya çıktı. Olası bir skandalı son anda engellemeyi basına verdiği ifadelerle başardı. İfadesinde verdiği pozları kabullendiğini, ancak bunu parasız kaldığı için yaptığını açıkladı. Hatta bu pozlar daha sonra Playboy dergisinin ilk sayısında yayınlandı.
Arthur Miller ( 1956-1961) Joe diMaggio(1954-1955) James Dougherty(1942-1946) Evlilikleri.