Gece Sancısı

105 11 0
                                    

Böyle geceler neden var bilmiyorum. Siz biliyorsanız lütfen söyleyin... Yalnız,soğuk,karanlık ve birinin sıcaklığına muhtaç.

İşte böyle gecelerde insan eline kahvesini alır kitabını okur yada dizisini izler değil mi? değil. bunlar klişeleşmiş saçma sapan şeyler.

Evet, hemen şimdi bunları bir kenara atıyoruz.

Kahvesini ve kitabını alıp okuyacak hiçbir insanın gecesi karanlık ve soğuk olmaz çünkü. Karanlık geceler yalnız ve aşık kişilerin geceleridir. Hadi ama... sevdiğiniz insan yanınızdayken hangi gece size karanlık geliyordu?

Yatağım odamdaki boy aynasının karşısında duruyor. İşte böyle karanlık gecelerde yatağımın üstüne bağdaş kurar aynada kendime bakarım. Hergece kafamda farklı bi soru olur. Bu gece de şunu düşündüm; "Bu adam beni niye sevmiyo?"

Kendime baktım,kendime kendimi anlattım. Sanki 18 yıldır taşıdığım beden ben değilmişim gibi. Sahiden de ben değildim. Size yüzümdeki çizgilerden mi bahsedeyim? Ağlamaktan şişen göz altlarımdan mı? Yoksa sıkıntıdan dolayı sahip olduğum hastalığımdan mı Tüm bunları düşünürken kendime asla "hadi ama toparlanman lazım sen bu değilsin!"  demedim. Çünkü artık bunu söylemekten vazgeçtim. 

Gülmekten nefret ediyorum. Bi insan neden gülmekten nefret eder diye sormayın. Ederim çünkü gülünce gamzelerim çıkıyor. Onları yok etmenin keşke bir yolu olsa. "bu kız çıldırmış" dediğinizi duyar gibiyim? 

İnanın bana yıllarca sevdiğiniz adam Gamzelerinizden su içtiyse, ve gamzeleriniz onun için en kıymetli şeyse bi gün sizi bırakıp gidince onlardan nefret ediyorsunuz. Saçlarınızı sevse kestirirsiniz, gözlerinizi sevse ne biliyim en kötü ihtimal lens takarsınız. Ama gamzelerinizi kapatmanın tek yolu gülmemek.

    Bundan 4 yıl önce okulun bahçesinde bir masada oturuyorduk. Ben, sınıf arkadaşım,onun arkadaşı ve ukala,sinir bozucu derecede hava atmayı seven biri ile birlikte. bu bahsettiğim ukala olan karşımda oturuyordu. Yemin ederim kız olmasan hepsinden önce 9. sınıf olmasam bu çocuğu laflarımla gebertecektim. Yok ajansta mankenlik yapıyormuş,yok fotoğrafları vermemişler falan filan. şimdi bu konu ne alaka diyeceksiiniz değilmi? Evet,ben olsam bende öyle derdim. 

O karşımda oturan sinir bozucu,ukala diye bahsettiğim kişi bu gün bu yazıları bana yazdıran adam çünkü.

Orada otururken biri bana gelip "bundan 3 yıl sonra bu adam için gecelerce göz yaşı dökecek,onu hayatının merkezi yapacaksın" dese oturduğum yerden kalkar onu yumruklardım.  İnanın yumruklardım.Lütfen inanır mısınız?

Yada zamanında Ask.fm denilen şu saçma sapan sitede ona ilk sorusunu ben sormuştum. Sorduğum soruyu hatırlamıyorum ama hala ondan nefret ediyordum.  

Bana bunca yazıyı yazdırabilecek kadar güçlü adamı merak ediyorsunuz diye umuyorum. Evet güçlüydü. Onu kendime demir zincirlerle,halatlarla bağlıyordum. Ama o bir yolunu bulup o demirleri koparıp gidecek kadar güçlüydü. İzah etmek gerekirse; Soğuk bi gecede çocukluk aşkım(!) için üzülürken beni buldu. acıma ortak olmak istedi. Elini uzattı. nasıl yaptı bilmiyorum ama beni oradan çekip kurtardı. Şimdilerde de istediğim tek şey her boğumuna hayran olduğum o elini bana tekrar uzatması.Daha öncede söyledim size, bu kırmızı karın yağması kadar imkansız. Çünkü o Martı bense Balığım. O istediği yere uçup gidebilecek kadar özgür. Ben denize tutsak yaşamaya zorunluyum. O benim denizime giremez;ben onun gökyüzüne uçamam.

Neden hayattayken bu kadar imkansız olduk bilmiyorum. Bildiğim tek şey içimdeki herşey bitene kadar hatta afedersiniz-kusana kadar-yazmak istediğim. 

Belki onun hakkındaki son satırlarımı yazıyorum,bilemiyorum. Çünkü arkadaşlar; Her yazdığım sayfa içimde bi umut doğuruyo ve her doğan umut doğduğu gibi ölüyo. Umut katili olmak istemem. Katil olmak istemem. Bu hikayede Katil olmak benim değil onun görevi. Ben daima maktulum.

Hiç unutmam bir keresinde "Anne çok canım yanıyo nasıl geçicek bu" diye Anneme sarılarak ağlamışımdır. O günden sonra Annem beni ne zaman suratı asık, üzgün yada içine kapanık görse aklına ilk o gelir. Hayalimde onu anneme beni üzen kişi olarak değil beni çok seven adam olarak tanıtmak vardı.Olmadı. Olsun...

Hayatta çok büyük acıların ya geçmişteki mutluluklarımızın bedeli yada yaşayacağımız çok büyük mutlulukların habercisi olduğuna inanırım. Sanırım büyük bir mutluluk yavaşça bana doğru geliyor.

Evet şimdi beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Sizlerde olmasanız...

Yeşilin Sevdiğim Adam TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin