1

60 10 27
                                    

Deniz... Her şeyimi alan o lanet olasıca şey... Beni öksüz bırakan deniz... Sanırım ölesiye nefret etmem gerekiyordu. Ben bunu yapamıyordum. Denize koşuyordum, ne kadar derine gidersem belki onları bulurum diye düşünüyordum.

Çok aptalca biliyorum. Sonsuzluğa giden geri gelmezdi çünkü.

Yıllar önce:

"Tatlım, Eftalya'nın biberonunu bulamıyorum."

"Ah... Tamam ben hallederim."

Elçin ve Haldun birbirlerine aşık iki çiftti. Minik kızları Eftalya'nın hazır olduğundan emin olmak için tatlı bir telaş içinde koşuşturuyorlardı.

Sıcak bir yaz günüydü ve ailecek denize gitmeye karar vermişlerdi. Çiftin en sevdiği şeylerden biri belki de buydu. İlk defa kızları ile birlikte gidecekleri için daha da heyecan yapmışlardı.

Elçin'in annesi de onlarla birlikte gelecekti. Minik Eftalya'ya o bakabilirdi.

Elçin kızı için hazırladığı çantayı koluna geçirdi. Kızını kucağına alarak sarı saçlarını usulca okşadı. Eftalya etrafa gülücükler saçarak annesinide güldürebilmişti.

Hepsi hazırlandığında evden çıktılar. Haldun sürücü koltuğuna geçerek herkesin hazır olduğundan emin olunca arabayı çalıştırdı.

Yarım saat kadar bir sürenin ardından sahile varabilmişlerdi. İşlek caddede park yeri ararken insanlara göz gezdiriyordu. Gün ışığının insanlar üzerindeki etkisi çok açıktı. Herkesin yüzünde tatlı bir gülümseme vardı.

Haldun boş bir yer görünce arabayı doğruca oraya sürdü. Park ettikten sonra emniyet kemerini çıkarıp arka koltukta oturan küçük kızı ve kayınvalidesine baktı. Eftalya uyuyakalmıştı. Kayınvalidesi Eftalya'yı uyandırmadan yavaşca kucağına aldı.

Hep beraber gerekli eşyaları yanlarına aldıktan sonra kalabalık kaldırımda yan yana yürümeye başladılar.

Şimdi geriye kalan tek şey bir otel bulmaktı. Bir kaç gün kalacaklardı. Kesin olarak bir planları yoktu. Zaten planlı bir çiftte değillerdi. Anlık kararlar verip mutlu olmaya bakarlardı.

Bir kaç saatlik yürüyüşlerinin ardından otel bulabilmişlerdi. Heyecanla geniş odalarına yerleştiklerinde sahile inmek için hazırlandılar.

Şimdiki zaman:

"Ah, başım çok ağrıyor."

Ege'nin tüm derslerden sonra sitem etmesine alışkındık. Gülerek saçlarını karıştırdım.

"Masaj yapayım mı Ege bölgeme?"

"Deniz kızım, sende olmasan var ya beni düşünen yok valla."

Gülerek tam masaja başlayacakken Sarp'ın sesiyle hepimiz kahkahalarla gülmeye başladık.

"Lan dingil biz seni düşünmüyoruz sanki!"

Ege dudak bükerek söylendi.

"Düşünmüyorsunuz tabi lan."

Onlar böyle atışırken Ege bölgemin başını ovmaya başladım. O esnada sıradan atlayarak kalkan 1.50'miz Güneş'e bakarken ani bir heyecanla ellerini çırptı.

"Ne olduğuna inanamazsınız. Kerem yazdıııı! Ay çok heyecan yaptım. Aptal aptal şeyler yazdım çocuğa. Rezil olmamışımdır umarım."

Sarp kafasını ovarak gözlerini kapamıştı.

Okyanus Kalpli Ve Deniz Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin