Yağmur şiddetini artırırken , parmak uçlarımda hissettiğim ıslıkla yüzümü buruşturdum. Lanet olsun ! Ayakkabılarım su almaya başlamıştı. Cebimden telefonu çıkarıp saate baktığımda sekiz buçuğu gösteriyordu. Evde kimsenin olmamasına şükrederek adımlarımı hızlandırdım. Bana doğru yaklaşan aracı gördüğümde kaçmaya fırsatım kalmadan sırılsıklam olmuştum.
BİR DE BU EKSİKTİ !
Daha fazla ıslanmak istemediğimden koşmaya başladım. Evin önüne geldiğimde kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Anahtarı çantamdan çıkarıp kapıyı açtım. Islak ayakkabılarımdan kurtulup banyoya geçtim. Üzerimdeki ıslak kıyafetlerden kurtulup suyu ayarladım. Soğuk bedenime değen sıcak suyla rahatladığımı hissettim.
Yarım saat kadar suda oyalandıktan sonra suyu kapattım. Saçlarımı son damlasına kadar sıkıp bornozumu üzerime geçirdim. Sıcak vücuduma değen soğuk havaya karşı bir anlık titredim. Hemen odama koşup üzerimi giyindim. Eve varana kadar telefonumun şarjı bitmişti. Lanet okuyarak sarja taktıktan sonra koltuğa gömüldüm. Bir korna sesi duyduğumda hemen pencereye yöneldim. Yaklaşık 2 aydır boş olan eve yeni biri taşınıyordu. Ben kamyondan çıkarılan ev eşyalarını incelerken hemen arkasından gelen son model araba dikkatimi çekti. İçinden yüzü tam görünmesede benim yaşlarımda olduğu belli olan bir çocuk çıktı. Siyah montunu , siyah pantolon ve botlarıyla tamamlıyordu. Gri beresinden dışarıya fırlamış koyu kahve saçları vardı.
Benim oturduğum binayı incelerken gözleri beni buldu. Ne yapacağımı bilemez halde ona bakarken alayla sırıttı ve binanın içine girdi. 5 saniyeliğine öylece bakakaldıktan sonra sonunda perdeyi kapatmayı akıl edebilmiştim. Omuz silkerek yumuşacık koltuğuma geri döndüm ve televizyonu açtım.
Televizyona bakıyordum evet ama bir şey anladığım söylenemezdi. Şu yeni çocuğu düşünüyordum. Erkeklerle aram pek iyi değildi ne ciddi bir ilişkim olmuş , ne de bir arkadaşlığım..
Esnemeye başladığımda televizyonu kapatıp yatağıma doğru yürüdüm. Yorgun gözlerim yavaş yavaş uykuya yenik düştü..
Çalar saatin kulak tırmalayıcı lanet sesi beni uyandırırken bir küfür savurarak yataktan kalktım. Lavaboda işimi hallettikten sonra okul formamı giydim. Bir yumurta kırıp gelişigüzel kahvaltımı ettim. O sırada servisin korna sesini duyduğumda çantamı kapıp servise koştum.
'' Rüya ! ''
'' Roda ?! ''
'' Gelsene yanıma kızım. ''
Roda benim okuldaki tek güvenebileceğim kişiydi. Liseye geçtiğimizden beri arkadaştık.Tabi bu sadece benim için geçerliydi sanırım. O fazla popülerdi ve sayamayacağım kadar arkadaşı vardı.
'' Heyyoo Heyyy ! Aşık mı oldun kız yoksa sen ! Ne bu dalıp gitmeler ?
'' N- Ne Aşkı ? Yok be sadece geç uyudum da uykum var.
' Sence ben bunu yer miyim ? ' bakışını gönderdiğinde göz devirdim.
'' Dökül bakalım. ''
'' Aa bak okula varmışız bile inelim bence ne dersin ? ''
Somurtarak ' bu iş daha bitmedi ' bakışını attı. Omuz silkerek sınıfa doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Çocuğu
RomansaHer aşk nefretle başlar sözüne inanır mıydınız? Rüya ve Oğuz .. Onlar birbirlerinden nefret ediyorlar. Ama gel gör ki komşular !