KİM DAHA İNAT

36 11 4
                                    

Bu sabah erkenden kalkıp üzerimi giyindim. Bu gün önemli bir gündü çünkü üniversitedeki ilk günüm dü. Üzerime kısa beyaz bir sweatshirt altına siyah dar bir kot giydim beyaz converselerimi de giyip yemekhaneye indim. Yurda daha yeni geldim ama gerçekten bayıldım. Her katın rengi farklıydı. Üç katlı ve birinci kat açık  yeşil, ikinci kat turkuaz en son benim bulunduğum yani üçüncü kat ise pembeydi. Açıkcası pembeyi pek sevmem ama odaya ve katlara çok hoş bir hava katıyor.

       Kahvaltımı yaptıktan hemen sonra odama çıkıp siyah bir kot çeket ve çantamı alıp hızlı hızlı okula koştum. Üniversite olarak istediğim bir bölümü okuyorum çocukluk hayalim di hukuk okumak ve şu an hukuk okuyorum. Gayet de mutluyum. Derslerime fazla önem veren biriyim. Genelde çoğu insan fiziğimi ve yüz hatlarımı beyenir. Hatta yeşil gözlerimin bana çok yakıştığını söyler ama yinede ben nedense diğer kızlar gibi kendime pek önem vermiyordum. Biraz üşeniyorum bide doğallığı seviyorum.

     Sonunda vardım. İlk dersimi öğrendikten sonra kendime oturacak güzel bir yer aramaya başladım ve buldum. Harika bir yer buldum. Ne çok önde ne çok arkada. Sıralar 5 ve ya 6 kişilik olduğundan sıranın ortasına oturdum ve çantamı yanıma koydum. Biraz tedirgindim çünkü bu benim ilk günüm ama diğer kişilerin ilk günü değil bu yüzden herkesin yanında bir arkadaşı var konuşuyorlar tek yalnız olan benim. Kafamı dağıtmak için kitap okumaya karar verdim. Tam kitabımın en heyecanlı yerine gelmiştim ki garip bir şey hissettim. Biri çok yoğun erkek parfümü kokuyordu ve kitabıma büyük bir gölge vuruyordu. Kafamı kaldırıp baktım. Tanımadığım biri elini arkamdaki sıraya yaslamış dişlerini birbirine bastırarak sinirini ve öfkesini belli etmeye çalışan bir erkek bana bakıyordu. (Yiyicekmiş gibi bakıyordu gerçekten.) Biraz korktum ama belli etmemek için bende ona uzun uzun baktım
 "Ne zaman düşünürsün." Dedi bir anda anlam veremeyerek suratına baktım
 "Ne dediğini anlamadım." Dedim ama bu sefer dahada sinirlendi sanırım. Mavi gözleri ateş püskürtürken derin bir nefes alıp tekrar bana doğru yaklaştı. Gözüyle oturduğum yeri göstererek.
   "Kalkmayı diyorum. Ne zaman düşünürsün." Ne alaka ya neden kalkıyormuşum. Demedim tabikide daha kibarca.
  "Pardon... neden kalkıyorum." Deyip önüme döndüm.onu umursamıyormuş gibi görünmeye çalışıyordum ama başaramıyorum çünkü mavi gözlü, siyah saçlı ve uzun biri tam kafanızda duruyor ve üstelik mavi gözleri öldürecekmiş gibi duruyor. Önüme geçti ve kafamı zorla kendisine bakmam için kaldırdı.
   "Kalksana insanlıktan anlamıyor musun sen?" Allahım valla sinirlerimi bozmaya başladı. Bide bilerek ellerini çeneme bastırıyor.
 "Manyak mısın?" Dedim ona bakarak tam geri cevap verecektiki arkadan bir çocuk gelip onu durdurdu.
 "Ateş ne yapıyorsun. Daha yeni geldi böyle karşılamaz insan."dedi kim olduğunu bilmiyorum ama gayet yakışıklı birine benziyor. Kahverengi saçları, elaya benzer bir renkte gözleri ve belirgin yüz hatlarıyla gayet hoş duruyordu.
  "Arda yeniyse yeni ne yapayım. Burası benim yerim. Hanfendi elini kolunu sallayıp istediği yere oturamaz." Ay şu çocuktaki ego beni öldürecek. Adının Arda olduğunu öğrendiğim çocuk bana döndü.
 "İstersen bizimle oturabilirsin." Diyerek arkalardan bir yeri gösterdi ama inadım inat gitmeyeceğim.
 "Yok hayır teşekkürler. Rahatsız olan o istersen o sizinle otursun." Dedim manyak gibi bana bakan çocuğu kastederek.
 "Bak kızım benimle uğraşma git..." Arda yine bir anda araya girdi.
 "Ateş ilkokul öğrencileri gibi şu an yer kavgası yapıyorsunuz umarım farkındasınız...Tatlım senin adın ne?" Bir anda bunu sorunca şaşırdım. Tam söyleyecektimki. Zaten bana sinirli olan çocuk yani Ateş bir anda Ardaya döndü
 "Bu manyak adınıda bilmiyor."
  " Saçmalama tabii biliyorum... Adım Su senin adında Arda sanırım " dedim bana soruyu soran kişiye bakarak kafasını evet anlamında salladı. Bir gıcıklık yapmak istedim ve.
 "Bu yabani gibi davranan arkadaşımızda Ateş sanırım." Diyip kıkırdamaya başladım. Arda da söylediklerime güldü. Daha sonra kendimi durduramayınca. Ateş bir an kolumdan tutup beni başka sıraya otutturdu. Anlamsızca suratına baktım. Bu sefer benim bu şaşkın suratıma Arda kahkaha atmaya başladı . Demek öyle Ateş şimdi kim inat görürsün. Tekrar yerimden kalkıp Ateşin yanına geldim.
"Gitmicem." Deyip oturdum. Bana sinirli sinirli bakmaya başladı. Tam bir şey diyecektiki hoca derse girdi.
"Ben kazandım." Dedim. Güldü. Kolumu tuttu ve sıktı.
"Aferin Su istediğinde benimle oturmaktı değil mi?"dedi ve haince sırıttı.
"Yo seninle oturmak istemiyorum. Burada oturmak istiyorum ama sen sanırım benimle oturmak istiyorsun çünkü 5 kişilik masada dibimde oturuyorsun." Ben söyleyene kadar kendisi de fark etmemiş olmalı ki der demez bir bana  baktı bir de kendine.  Sonrada 3 kişilik yer açtı aramızda. Kim daha inaţmış bakalım.

Merhametli PsikopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin