Sabaha doğru jungkook uyanmıştı. Yeni işi için sabırsızdı. Eun mi daha kalkmamıştı. Küçük bir not' a evden çıkıp işe gittiğini yazmıştı. Romantik olmak istiyordu...
Aklına güzel bir fikir gelince sessizce eun minin makyaj eşyalarının yanına gidip hemen bi gratis malı ruju kapıp dudacıklarına sürdü. Magenta kırmızısı rujuyla ( Ah ah ömrümü yedi o magenta ) aynaya baktı ve bi an çok seksi durduğunu düşündü. Mal mal gülümseyip kaş göz yaparken eun mi ona şaşkınca bakıyordu.
" NABIYON SEN MANYAQ O KAÇ PARA SEN BİLİYON MU BEN ONU ALABİLMEK İÇİN 3 AY HARÇLIĞIMI BİRİKTİRDİM ! BITMESİN DİYE TAM 6 YILDIR BİR KERE BİLE SÜRMEDİM BEH ! "
" NE BAĞIRIYON ! BENCE BANA YAKIŞTI BAKSANA SENDEN BİLE GÜZELİM HIIIIHH. "
" Neden sürdün benim rujumu ya? "
" Sana not yazmıştım romantiklik olsun diye ruju sürüp üstüne öpçük bırakçaktım. Ama bakıyorum da rujun benim sana olan aşkımdan daha pahalı. "
" Ya ben öyle demek istemedim.. "
" Tamam. Buraya kadarmış. Ben gidiyorum. Artık siz ikiniz bolca sürüşürsünüz. Hıh. "
" O nası söz yiğidim ben bi seninle sürüştüm. "
" Nayır nayır.. Nndaha fazla konuşmanın anlamı yok. Ben dönene kadar düşün taşın. Kararını ver. O MU BEN Mİ ! "
" Ne zaman döneceksin kook ? "
" Tamı tamına 4 saat 67 dakika 72 saniye 383849489 salise sonra. "
" Yav sen ne diyirsen ? Men heç anlamirem neçe saattir ? "
" SENENE ! "
Jungkook çıkıp ayakkabılarını giyinmişti. Stüdyoya doğru sürdü arabasını.
Daha ilk günden şanslıyım diyordu çünkü reklam çekimi kariyerini çok iyi etkileyecekti.
Bütün herkes toplanmıştı. Reklam satışını yapacağı pantolonu giyindi. Kameranın önüne geçerek poz vermeye ve hatta bir zaman sonra dans etmeye başlamıştı. Çekimler canlıydı.
Bir anda jungkookun pantolonundan caaart diye bir ses gelmişti.
Evet !
Götüsü yırtılmıştı.
Reklam canlı yayın olduğu için rezil olmuştu. Herkes ona gülüyordu.
Mahçup bir şekilde eşyalarını alıp eve döndü.
Cep telefonundan arka sokaklar bilmem kaç yüzüncü bölümde suatın ölüm sahnesinde çalan işte gidiyorum bir şey demeden çalmıştı. Jungkook küfretti HAY BEN SİZİN... HANGİ AMK ŞEYSİSİ KOYDU BU MÜZİĞİ. ÖLMEDİ Kİ ZATEN SUAT YEDİ CANLI ONLAR EKİPÇE ! "
Kendi kendine bağırırken sesin kendi cep telefonundan geldiğini hatırladı. Dün zil sesini değiştirmişti.
" Amk dedim pu keşke demeseydim nası yapçam kendimi ben şimdi Hööööfff "
Telefonu açtı.
" Ni va akideş ni va ? "
" Karın elimde jungkook. Buraya gelmen lazım. Ayrıca pembe iç çamaşırın güzelmiş. "
" İç çamaşırımı nerden biliyosun baba yuh sen de amma şey çıktın. Oğlum olsa kayarım felsefesine inanıyor musun bence inanma bunların hepsi amerikanın oyunu bak valla sen beni dinle. "
" Ne saçmalıyorsun ? Herkes seni ve pembe iç çamaşırını konuşuyor. "
" Hiii !! İnanmıyorum baba sana, ülkecek grup mu yapmaya niyetin var özelimi niçin yayıyorsun ? "
" Lan mal reklamda donun yırtıldı tüm ülke senin pembe donunu gördü. "
" Bi kere zevkler ve renkler tartışılmaz. Hem bence çok seksi ve erkeksi duruyor. "
" Taam taam inandım he he. Gel karıcığının sana söyleyecekleri var. "
" Neresi söyle hemen geliyorum ! "
" Ohooo.. Onu da sen bul beyefendi. Sonuçta bir zamanlar cinayet memuruydun. "
" Baba götümdeki don yırtık bari bi yirmi tele gönder. Olmadı beni al bi lokantaya, köfteciye götür. Yetmedi adanaya gidek mi kebabından yiyek mi ? Belki sonra gaziantepe gider beaqlava yerik ( MEDYAAĞĞ ). Sonra ver elini bayrampaşa. Bebekte de üç beş tur atarız. "
Derken aslında babasının yirmi tele der demez telefonu kapatmış olduğunu anlamıştı.
Yırtık donunu eliyle saklamaya çalışarak ilerledi bağcıların ıssız keko sokaklarında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAT GİRL / JEON JUNGKOOK
Teen Fiction" Ben bir Playboy um hyung, böyle şirin şeyler bana göre değil. " " Biz de seni sütçü Şakir zannediyorduk. " " Hyung dalga geçme. Şuna bak.. " " Jungkook, abi sözü dinle. Bu kızları alacağız. "
