Son Bir Kez

107 6 8
                                    

Merhabalar. Bunu size borç bilirim. Buraya yazmayalı günler, haftalar, aylar, yıllar oldu belki de. Neden birden gittim bilmiyorum. Gitmem iyi mi oldu bilmiyorum. Neden geldiğimi de bilmiyorum. Tek bildiğim şey güldüğüm, eğlendiğim, saatlerce sohbet ettiğim arkadaşlarımı bırakıp gitmem oldu. Evet birbirimizi görmemiştik fakat ben sizleri seviyordum. Hatta bazılarınızı hâlâ takipten çıkmaya kıyamıyorum. Güzel zamanlardı. Hepiniz kalbi güzel insanlardınız. Birçoğunuz sevmek nedir bilirdiniz. Güven verirdiniz. Belki hâlâ öylesinizdir. Buraya gelmemin bir başka nedeni sizinle bir şeyleri paylaşmaya duyduğum özlem. Sahiden. Bu iki yılı aşkın sürede hayatımda çok şey oldu. En sevdiğim insanı kaybettim. Ailemdi, arkadaşım gibiydi. Evet hâlâ yaşıyor fakat kalbimde yaşaması pek zor geliyor inanın. Arkadaşlarımı kaybettim. Sorun bendeydi veyahut da onlarda. Bunların bir önemi yok artık benim için. Beraberken kahkahalar attığımız insanlardı. Eğlenirdik, birbirimizi çok severdik. Belki sevgimiz bu denli ayrı tuttu bizi. Bilmiyorum. Sadece onları hâlâ seviyorum. Çok ağladım ama ağladığıma güldüm. Düştüm kalktım. Çamurda yuvarlandım. Dizlerim kanadı, saran azdı fakat beni iyi sardı. Sabahlar ettim düşünerek. Çok düşündüm de saçlarıma aklar oturdu. Sağlığım bozuldu. Yüzüm asıldı. Gereksiz vücut bozuklukları yaşadım. Ruhen bozuldum. Çevremi kendime bozdum. Hatta bozduklarımı kaybettim. Çok şey kaybettim ama harika bir şey kazandım. Benim için eşsiz, yere göğe sığdıramadığım bir şey. Rakuna benzer bir çocuk. Saçı başı dağınık, pasaklı değil ama. Huysuz, aksi, nerede ne konuşulur bilmez, benim aksime katı, kan emici gibi bir çocuk. Bilmiyorum neden onun gibi biri ve ben diye sormadan edemedim. Ters yanım olmak için doğmuş birisi. Gülerim, eğlenirim, neşe saçarım, severim. Rakun çocuk bunları bilmez. Öğretirim sevmeyi, unutur. Konuşurum, derdimi anlatırım, dinlemez. Kaşları hep çatık. Anlı kırışmış daha ne diyeyim. Seversin, şımarır. Sevmezsin, küser. Tam bir aksi. Ne hikmettir kalbim ona itiyordu da itiyordu beni. Aklım diyor ne işin olur bu işlerle kalbim diyor al onu tahtına oturt. Dinleyemedim aklımı da aldım o çocuğu dizlerini sarmaya başladım. Çok düşmüş, kaldıranı olmamış, dizlerinde kan kabukları, yanaklarında yaş izleri. Dinlememiş kimse kalbini. Gelen geçen aksiliği, patavatsızlığı yüzünden onu üzmüş. Kimse dememiş ki yaralarını görmeyelim diyedir bu tavrı. Gelen yarasını deşmiş de hiç yardım etmemiş. Tutayım dedim elinden belki ben bir şey yaparım onun için. Çok bekledim kendini bana açsın diye. Sevmeyi öğrensin diye bekledim. Çok bekledim. Oldu da. Hiç vazgeçmedim. Peşinde koştum, uykusuz kaldım, daraldım yine vazgeçmedim. Sonra bir gün ona sevmeyi öğretiyorum diye dolaşırken asıl sevmeyi öğrendiğimi fark ettim. Beni zaten seviyordu, güveniyordu. O benim tahtımda değil ben onun tahtında oturuyordum. Düşsem tutuyordu, her zaman sarmalıyordu. Söylemiyor diye sevmeyi bilmiyor sanıyordum da bu da benim en büyük ayıbımdı. Artık biliyorum ya geç olsun güç olmasın derler. Hoş o da benim deyimimle sevmeyi öğreniyor ama. Neden anlattın bunları diyeceksiniz merak etmeyin sonu güzel. Yazmayı unutmuşum, duygu veremedim sizlere gerçi ama. Ne verebildim ki bunu vereyim. Pek de heyecanlı geldiniz belki buraya. Asıl derdim bana sahip çıktığınız için teşekkür etmekti. Ben fiziğim ve duygularımla saçma bir ergenlik yaşarken sizler sahip çıktınız bana. Sevdiniz. Arkadaşlık ettiniz. Belki birçoğunuz gerçekten arkadaşınız olarak gördünüz. Bir kişi bile okusa kâfidir benim için. Teşekkür ederim kuzularım belki son kez bu yazıyı okurken bana arkadaşlık ettiğiniz için. Bana onca gün katlandığınız için. Sevdiğiniz için. Saydığınız için. Bu yazı belki daha erken gelmeliydi, size daha önce minnetlerimi sunmalıydım ama ben her şeyin değerini yeni anladım. Anlamaya da devam ediyorum. Anlamaktan, dinlemekten, koşuşturmaktan yorulmayın. Yaşadığınız son gününüz bile olsa insanların aklında 'hep neşeliydi' nidaları altında kalın. Bazen durun hayatınızı dinleyin ama asla çökmeyin. Çökmeye vaktimiz yok çünkü. Bir şeyi istemiyorsanız bırakın geçmişinizde kalsın. Bugününüzün tozlarını geçmişinizin pasaklı halılarının altına süpürün. Dileyince o pasaklı halıyı temizleyin gitsin. Daima iyilik, sağlık ve başarı sizinle olsun. Birbirinize darılmayın, kalplerinizi sevmek için yaşlandırın. Sevginiz daima size dönecektir ben eminim. Sonsuz teşekkürlerim ve saygılarım arasında tek bir ricam vardır ki Rakunlarınızı bulun arkadaşlarım. Onları sevin. Onlar pasaklı değiller, sadece dizleri kanıyor ve sevmeyi öğrenmeyi bekliyorlar.♡

RacoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin