Annemin iş yemeğine gitmek zorundaydım,yine. İş yemeği diyolar ama yemekte en fazla 30 dakika iş konuşuyolar,maksat eğlenmek. Bu yaptıklarını şirkette yapsalar ölürlerdi sanki.
''kızımm hazır mısın araba bekliyyyo!!''
''geliyorum anneee''
Her yemek öncesi bu diyalogları yapıyorduk.Annem işine çok düşkündür.Hatta bu yüzden babamla boşandılar.Aslında öyle değil babam annemi aldattı , neymiş ona hiç vakit ayırmıyomuş(!) bok ye lan, kadın bazen senin için hiç işe gitmedi ki bu annem için imkansız gibi bişey. O adamdan (babamdan) nefret ediyorum.Korna sesleriyle düşüncelerimden ayrıldım ve aşağı indim. Abim (üvey abim babam başka bir kadından çocuk yapmıştı ama o kadında babamda çocuğu istemeyerek bakmadılar annem de dayanamayıp evlat edindi.) bana bakıp
''ooo Yağmur hanım ışığınızla dünyamızı aydınlattınız''
''ayy abii sende iyice abarttın'' diye gülerek yanağına küçük bir buse kondurdum ve arabaya yürümeye başladım. Aslında abim haklıydı gerçekten kusursuz görünüyordum.Üstümde büstiyeri beyaz, etek kısmı tül, kısa ve açık pembe prenses modeli bir elbise vardı.Kumral saçlarımın ucu maşalı ve belime kadar uzanıyordu. Makyajımda dolgun dudaklarımı ön plana çıkarmıştı.Arabaya bindiğimizde annem
''Oradaki erkekler böyle bir güzellik görecekleri için çok şanslılar.''
''biliyorsun ki erkekler umrumda değil, hepsi en sonunda baba gibi bizi bırak gidecekler.''
diyip somurttuğumda annemin de üzüldüğünü gördüm ve hemen
''sizde her zaman ki gibi mükemmelsiniz Ender Sultan oradakiler bii kardeş sanacaklar''
diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım. Annem gülümseyerek 'tabii tabii' bakışlarından birini yolladı.
Etrafımı izlemeye başladığımda bazı hatta çoğu insan için lüks ama benim içinse sıradan bir restorantın önünde durduk ve kapılarımız açıldı.Arabadan indiğim de annemin arkasında yavaş yavaş giriş kapısına yürürken telefonuma mesaj geldi ve tam bakarken ayağım dolandı ve tam düşerken biri beni tuttu. Kalktığımda bu kim diye bakarken hayatımda gördüğüm en etkileyici yeşil gözleri içinde kayboldum.
''Ayağına sahip olsana az kalsın yere düşüyodum '' dedim sinirle
''sende kafanı o telefondan kaldırda önün bak bi zahmet'' dedi ukalaca.Arkasına bile bakmadan içeriye geçti.
Hem suçl hem güçlü! Ama bi o kadarda yakışıklıydı. Neden hep yakışıklı erkekler şerefsiz,piç,ukala,kendini bi bok sanan,egoist,götü kalkık ,öküz olular ki?!
Annemin çağırmasıyla içeri girdiğimde bir sürü göz bana döndü ve ağızları çık kaldı. Bunula beraber daha çok kendime güvenerek yürümeye başladım.Masaya oturduğumda o yakışıklı ve bi o kadar da sexy çocukda bizim masada ve gözlerini benden ayırmıyo.Bunu görünce tam bir özgüven patlaması yaşadım. Annemin beni masadakilerle tek tek tanıştırdı.
''Bu Hakan Bey benim yeni ortağım, bu yakışıklı da onun oğlu Rüzgar.''
Onlara yapmacık gülümsemelerimden birini yolladım. Rüzgara baktığımda bana piç smile yapıyordu.Dil çıkartıp önüme döndüm. Annem garsona sipariş veriyordu.
''Yağmur sen ne istersin?''
''Salata ve light cola lütfen''
Rüzgar'a baktım, o da bana bakıyordu.Off'ladı ve telefonuma daldım.Adayla mesajlaşıyordum o sırada annem ;
"yağmur'cum bu sene Rüzgar'da sizin okula geliyor, artık beraber gidip gelirsiniz. Zaten bu hafta içinde yan komşumuz olacaklar."
"amann ne güzel!" diyip tefonuma döndüm.Ada'ya Rüzgardan bahsettim.
(TELEFONDAN MESAJLAŞIYORLAR)
ADA- İnanmıyorum Rüzgar Demirkol mu?!
YAĞMUR-Evet tanıyo musun?
ADA - Sen salak mısın? O Rüzgar Demirkol bütün kızların hayali. Geçen sene bizim okuldan Melis sürtüğüyle yatmıştı. Her yerde ben Rüzgarla yattım diye dolaşıyordu.
İnanmıyoru o Rüzgar bu Rüzgar mı? diye içimden geçirdim. Ağzım açık bir şekilde Rüzgara baktığımda başka bir yere bakıyordu. Gözlerini takip ettiğimde yan masada ki kızlaın bacaklarına baktığını gördüm. ÖKÜZZ!!. Benm yanındayken nasıl kızlara bakar hem de bacaklarına.Ne yapıyordum ben? Banane ki ondan benim neyim ki? Hem Melisle yatan birinden ne beklenir.Ama kendime engel olaayıp masanın altından ayağına vurdum. Şaşıran bir ifadeyle bana baktı.
"Daldın galiba" dedim, sapıklığını belli eden bir imayla.
"Telefonundan başını kaldırdığın yok ki muhabbet edelim."
"Görüyorum da senin oturduğun yerin de manzarası çok güzel."
"Öyle bacaklar kimin ilgisini çekmez ki."
"sapık ya!"
"teveccülünüz güzel bayan."
5.5 şiddetinde gözlerimi devirdim ve gelen salatamdan yemeye başladım. Salatayı yerken ne kadar acıktığımı anladım. Kahvaltı yapmamıştım ve bu salatayla doymayıp ikinciyi söylemeye karar verdim.
"pardon bir salata daha alabilir miyim?"
"tabii efendim"
Başımı teşekkürler anlamında sallayarak kolamı içmeye devam ettim.
"bir salaa kesmedi galiba?"
diyerek Rüzgar yine o gülüşünü yaptı.
"olamaz mı?"
"Hayır tanii sonra kilo alıcaksın ve ogüzel bacaklara yazık olacak."
"sanane ya hem sen önüne bak bacaklarıma değil."
diyerek eteğimi düzelttim, önüne bakıyordu ve tam gözünün önünde ben vardım ve tabii ki az da olsa göğüs dekoltem.Sonuçta elbisem straplezdi.
"Önüne de bakma sen ya!"
"manzara çok güzel ama."
"Bu sana bakma hakkını vermiyo."
"Yoo sen burda baklavaı ve aşırı sexy yanii benim üstsüz halimi olsa bakardın."
"Ne münasebet hiçbir erkek ilgimi çekmiyo hem nerden geldik bu konuya off!!"
dedim ve masadan kalkarak balkona yöneldim.
BU HİKAYE BİZİM İLK HİKAYEMİZ UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorlu Aşk
ChickLitBen YAĞMUR YILDIZ bütün herkesin hayran olduğu kız. Babamdan nefret ediyorum bizi küçükken bıraktığı için annem işkolik zaten.Sadece bizim gruptakilere güveniyorum.Ama hayatıma RÜZGAR DEMİRKOL girdiğinde herşey değişti.İşte bu da benim hayatım.