Canım yanıyor, çok canım yanıyor sevgilim.
Onlarca mektup birikiyor elimin altında. Hiçbiri sana gitmiyor, gidemiyor. Her şey berbat olmuşken daha da berbat olacak korkusuyla yanıp tutuşuyorum. Bu yüzden gidemiyor sana bu mektuplar. Hiç gidemediler, asla gidemeyecekler.
Geçmişimden sıyrılamıyorum. Ellerime dokunuşunu özlüyorum her geçen gün, gözlerinin rengini, kalbinin ritmini...
Ama biliyorum bunları asla göremeyeceğim artık. Seni sonsuza kadar kaybettiğimin farkındayım. Ne kadar içimde her daim bir umut olsa da artık hiçbir fayda etmeyeceğini biliyorum umutlarımın. Hiçbir şey getirmeyecek seni bana biliyorum. Biliyorum çünkü sen sözünden geri dönmezsin. Bir kez bitirdiğin şeye ardından bakmazsın biliyorum. Eminim şu anda seni ne kadar sevdiğimi unutmuşsundur, saçlarını nasıl okşadığımı, her seferinde nasıl göğsünde uyuyakalmayı başardığımı, kokumu. Seni unutamayacağımı bile unutmuşsundur, eminim.
Bunları asla okumayacağını biliyorum ama bilirsin içimi bir şekilde dökmem gerek. Burada olsaydın eğer bunları sana söyleyeceğimi, bu kağıt parçalarını kalbimin kırık parçalarıyla doldurmayacağımı bilmeni isterdim. Eğer burada olsaydın ben söylemeden de biliyor olurdun gerçi. Çünkü sen beni hep anlardın, sıkıntımı saklasam da gözlerime bir bakışınla ruhumu okuyabilirdin. Sana ne kadar acılarımdan söz etmekten nefret ettiğimi hiç bilmedin belki de, kalbini ve zihnini kalbimin en derinlerinden gelen güzel sözcüklerimle doldurmayı isterdim hep, canın benim zırvalarım yüzünden yanmasın diye. Biliyorum bunlardan söz etmemden sen de nefret ediyordun, belki canının istemesinden belki de beni istememenden. Ama sorun değil benim sevgim ikimize de yeterdi, değil mi. En başından böyle söylemiştim sana, ama böyle olması gerektiğinden değil sevgilim sadece kalbimin her köşesini doldurduğundandı bu söylediklerim. Nereden bilebilirdim ki sevginin biteceğini, tek taraflı aşkımla kalbimin çıkmaz sokaklarında yalnız başıma kapana kısılacağımı.
Çok istedim bu karanlıktan çıkmayı, tekrardan hayata atılabilmeyi. Ama senin kadar güçlü değilim ki ben kırıldığımda tekrar parçalarımı birleştireyim. Çok zor her şey çünkü konuşacak kendimden başka kimsem yok. Hayır delirmedim sadece kalbimin acısıyla ortada kaldım ve aylar bunu hiç geçirmedi. Zaman her şeyi geçirmiyormuş. Belki de zaman sadece benim canımı yakıyordur, bilmiyorum. Her gece başımı koyduğum yastığımı gözyaşlarımla ıslatmaktan ya da dökecek gözyaşım kalmamasından ben de hoşnut değilim tabii ki ama bu kalp kırığı nasıl geçer ki? Senin hiç böylesine canın yandı mı?
Yazdığım onca mektuptan sonra artık dökecek kelime bulamıyorum bu kağıtlara. Evet acım her geçen gün daha da çoğalıyor dinmek yerine ama bilirsin kelime dağarcığım bu kadar fazla mektup için biraz sönük kalıyor.
Daha fazla devam edemeyeceğim ellerim hafiften yara olmaya başladı gibi. Burada olsan her parmağımı tek tek öpeceğini biliyorum, tabii kalbin benim için atsa burada olabilirdin belki.
Sadece seni delicesine özlediğimi bilmeni istiyorum. Kalbimin cayır cayır yandığını bilmesen de olur. Gerçi bunların hiçbirini bilmeyeceksin. Üzgünüm, sana söylemeye cesaretim olmadığı için.
Seni seviyorum, hala.
Sevgilerimle
Rosie
YOU ARE READING
Death By A Thousand Letters • Chaelisa
Fiksi Penggemar"Bu yıllar sürecek harika bir aşk demiştin, peki hikayemiz bittiyse neden hala sayfaları yazmaya devam ediyorum?"