♤FOCUS

53 9 20
                                    

"Beni yak, kendini yak, her şeyi yak"
                      ~Min Yoongi

Bazı hatalar vardır, küçüktür fakat acısı büyüktür. Bazı hatalar vardır, büyük gibi durur fakat abartılmaktan öteye gidememiştir bunlar. Genç adam oturduğu koltukta yaptığını düşündüğü hatanın hangi dereceye sahip olduğunu düşünüyordu. Hatası hangisiydi?

Annesinin tekrar evlenmesine izin vermek mi? Yoksa "O" adamla evlenmesine izin vermek mi?

Ellerini sıkıntı ile saçlarından geçirdi. İçine çektiği her nefes cam kesiği gibi parça parça saplanıyordu bedenine. Her an kaçıp gidebilirdi burdan. Acısını dindirmeye burasının yeterli olmayacağını biliyordu çünkü.

Adım sesleri duydu yakınlarında. Biraz sonra genç bir hanımefendi karşısında gülümseyerek ona bakıyordu. Kendini gülümsemeye zorladı. Fakat bu basit bir dudak hareketinden öteye gidemedi. Kafasını eğdi utançla.

'Ben ezik bir oğlanın tekiyim!' Diye geçirdi içinden. Sonra tekrar kadına döndü. Çabucak bitsin istiyordu bu iş.

"Burayı imzalayın lütfen beyefendi" dedi naif duran genç bayan.

Arada bir titreyen elini kaleme doğru uzattı. Soğuk metali hissederek yavaşça kavradı ve kendince hapishaneye benzettiği bu yere ilk resmi adımını attı.

"Tamam mı, bitti mi?" Diye sordu.

Kadın evet dercesine kafasını hafif bir şekilde salladı.
Genç adam ellerini cebine yerleştirdi ve gerek kendi kasveti gerekse bulunduğu ortamın kasveti ile ayaklandı. Duyduğu nida ile kafasını tekrar bayana çevirdi.

"Ah, Jimin Bey oda numaranız 463.  4. Katta soldaki ilk oda. İsterseniz sizi götürmesi için birini çağırabilirim."

Kafasını sağa sola sallayıp "Hayır" dedi. Sonra seri bir şekilde arkasını dönüp koltuğun kenarına aldığı bavulu aldı.

Bavulun kulpunu tutan parmakları seğriyordu. Biliyordu bu heyecandan değildi. Bu vücudunun ona isyanıydı. 'Gitme' diyorlardı adeta.
Parmaklarını sıklaştırıp emin adımlarla yola koyuldu Jimin.

Tam 463 nolu kapının önünde durduğunda derin bir soluk aldı. Sessizliğin hakim olduğu koridorda gözlerini gezdirdi. Sonra tekrar kapıya döndü yavaşça. Elini yavaşça kapıya yaklaştırdı ve zarif bir şekilde tıklattı kapıyı. İçeriden bir ses, bir onay gelmesini bekledi. Ama duyduğu tek ses düzenli soluklarıydı.

'Demekki odada benden başka kimse yok.' Diye düşündü.

Bir elinde bavulu ile açıverdi odanın kapısını. Kısa bir koridor karşıladı onu. Bavulunu buraya bıraktı ve kapıyı örttü. Odanın içine doğru adımlarken Tanrı'nın ona hazırladığı sürprizden habersizdi.

O duvarlara çizilmiş olağanüstü güzellikteki resimlere dalmışken onu seyreden bedenden habersiz olduğu gibi.
İzlendiğini hissettmiş olacakki kafasını ani bir manevra ile çevirdi Jimin. Karşılaşmayı beklediği görüntü kesinlikle banyodan yeni çıkmış belinde havlusu ile onu izleyen bir erkek  değildi.
Ağzından bir hayret nidası döküldü. Bunu gerçekten beklemiyordu. Odanın boş olduğunu düşünmüştü.
Oysa adam Jimin'in bu ifadesinden hoşnuttu.

İnsanları şaşırtmayı hatta korkutmayı severdi. Dudaklarında tilkiyi andıran bir gülüş peydahlandı. Elini aheste bir şekilde ıslak ve siyah saçlarından geçirdi Jimin'e doğru yürürken. Tam dip dibe gelince durdu. Ağzındaki nefesin bir kısmını dışarı atma bahanesi ile Jimin'e doğru üfledi.

Teninde adeta bir dalgalanma hisseden jimin anın ürpertisi ile titredi. Bu durumla daha da keyiflenen adamın sıratması geniş bir hâl aldı. Ve sonunda konuştu:

"Ruhların zindanına hoş geldin çocuk. Ben Yoongi. Ama bana 'Agust D' demeni tercih ederim. Sebebini sorma. Zamanla sende anlarsın."

Az önce ıslak saçlarını yalamış elini Jimin'e doğru uzattı Yoongi. Samimi değildi. Dalga geçer gibiydi âdeta. Jimin de farkındaydı bunun.

Gözlerini yere damlalar akıtan ele çevirdi. 'Sadece' dedi, 'sadece, burada huzurlu olmak için'

Alev alev yanan elini ıslak elle buluşturdu. Bu şeytanın kapısını ilk çalışıydı. Bunu şeytanın gözlerindeki parlak yansımasında bizzat gördü.

Merhabalar...
Bu benim ilk kitabım. Umarım gerçekten sever ve  onun için kalbinizde ufak bir yer açabilirsiniz. Yeterli etkileşim olduğunda güzel bir şekilde başlayacığım. Başlayacağız. Lütfen okuduğunuz tarihi not düşün. Ve bu kitaba özel bir cümle getirmek istiyorum. Umarım sizde benimseyebilirsiniz.

"Cehennem sadece ateş değildir. Tıpkı Cennet'in tamamen güzelliklerle dolu olmadığı gibi."

𝙏𝙝𝙚 𝙋𝙨𝙮𝙘𝙝𝙤 | 𝙔𝙤𝙤𝙣𝙈𝙞𝙣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin