Yirmi Üç

2.7K 200 90
                                    

"Taehyung-ah! Ben duşa giriyorum!"

"Ben de gelebilir miyim?"

"Tabii ki hayır seni edepsiz!"

Gülerek oturma odasındaki koltuğa kendimi bıraktım. Telefonda takılırken Jimin'in telefonuna mesaj geldi.

*ceykey kişisinden 1 mesaj*

Ne? Hangi yüzle mesaj atabiliyor bu it?

ceykey: Jimin konuşmamız gerek, yarın 12'de nehrin ordaki parkta olacağım.

chimchimx: Tamam, orada olacağım.

"Geleyim de bir güzel sıçayım ağzına."

Konuşmayı silip telefonu geri bıraktım. Yaklaşık 10 dakika sonra Jimin geldi. Üstünde sadece boxer vardı.

"Jimin üşüyeceksin git giyin."

"Beni sen ısıtmak istemez misin bebeğim?"

"Şimdi olmaz Jimin. Üstüne bir şeyler giy, bir yere gideceğiz. Ben de bir tuvalete gireyim."

Jimin dudaklarını büzerek odama gitti. Ben de tuvalete gidip işimi hallettim.
_______________________________________

" Hey, ne kadar var daha?" diye söylendim.

" Az kaldı Jimin sabret biraz."

Oflayarak radyoyla uğraşmaya başladım. Yaklaşık beş dakika sonra araba durdu. Etrafa baktığımda kayalıklara geldiğimizi gördüm.

Korku ve şaşkınlıkla Tae'ye baktım.

"Hep bu kayalıklardan atlamak istediğini ama çok korktuğunu biliyorum." dedi gülümseyerek.

"Nerden biliyorsun?"

"Çünkü sana aşığım ve seninle ilgili her şeyi öğrenmek tek amacım."

"Seni çok seviyorum. "

"Ben de kendimi çok seviyorum."

Gözlerimi devirip arabadan indim ve kayalıklara doğru yürümeye başladım. Rüzgar olması beni daha da korkutsa da sakin kalmaya çalışıyordum.

O sırada Taehyung bana yetişti ve beni belimden kendine çekerek vücutlarımızı birleştirdi.

" Ama seni kendimden de çok seviyorum. Hayatımı güzelleştirmeyi başaran tek kişisin sen. Yüzümden gülümsemenin eksilmesine izin vermeyen tek kişisin. O kadar çok seviyorum ki seni, oturup saatlerce sana olan sevgimi anlatsam yine de yetmez."

Gözlerim dolmuştu. Ağlayacaktım, benim yıllardır hayalini kurduğum her şey gerçek oluyordu.

Umarım bunlar bir rüya değildir...

"Ağlaman için söylemiyorum bunları. Sil şu gözyaşlarını." dedi gözyaşlarımı parmaklarıyla ezerken.

Sonra da dudaklarıma güzel bir öpücük kondurdu. Eli hala belimdeyken yürümeye devam ettik.

Sonunda o kayalığa geldiğimizde tişörtlerimizi çıkardık. Taehyung yüzüne ve vücuduna vuran güneş ve esen rüzgarla daha bir güzel görünüyordu. Resmen parlıyordu. Onu izlemeye öyle bir dalmıştım ki bana seslendiğini bile fark edemedim.

"Ah, biliyorum fazla seksi bir sevgilin var ama çok geç olmadan yapmalıyız."

"Ne?"

"Diyorum ki beni izlemeyi bırak da atlayalım artık."

"Tae ben, çok korkuyorum."

"Bebeğim sakin ol ve kendine güven. Hem ben yanındayım. Kendine güvenmiyorsan bile bana güven. Sana bir şey olmasına asla izin vermem bunu çok iyi biliyorsun."

"Biliyorum." dedim gözlerimi kapatarak.

"İstersen önce ben atlarım ve seni aşağıda beklerim."

"Ha-hayır! Eğer yanımda olmazsan atlayamam."

"Tamam, elimi tut." dedi elini bana uzatarak.

Birbirlerine kenetlenmiş ellerimize bakıp gülümsedim. Sonra kafamı kaldırıp sevgilime baktım.

"Hazırım."

"3 dediğimde."

"1"

"2"

"3!"

Aşağıya doğru süzülürken Tae gülerek çığlık atıyordu. Ben ölesiye korkuyordum. Ama yanımda Taehyung vardı ve ona güveniyordum. Bana bir şey olmasına izin vermezdi.

Ben bunları düşünürken suya ulaşmıştık bile. Yüzüme çarpan denizin soğuk suyuyla titredim. Kendimi hızlıca yukarı doğru ittirip kafamı dışarı çıkardım. Karşımda duran Taehyung'a bakıp gülmeye başladım.

"Bak, hiçbir şey olmadı."

"Çok eğlenceli bir şeymiş bu!"

"Söylemiştim sana."

"Bir kere daha yapalım mı?"

"Oh, sakin ol Jimin-shi. Başka bir zaman erken gelir daha fazla atlarız ama korkunu yendiğimize göre bugünkü işimiz bitti demektir."

"Peki. Kıyıya kadar yarışalım mı?"

"Tamam!" dediği gibi yüzmeye başladı.

"Edepsizsin Kim Taehyung!" diye bağırıp ben de peşinden yüzmeye başladım.

Denizden çıktığımızda esen rüzgar iyice üşümeme sebep oldu. Tir tir titriyordum.

"Jimin, iyi misin?"

"Çok üşüyorum."

"Keşke daha rüzgarsız bir günde gelseydik. Hasta olucaksın."

Biraz beni inceledikten sonra gelip sarıldı. Arkadan vuran güneşle birlikte üşümem gitmişti.

"Teşekkür ederim benim koruyucu meleğim."

"Ne demek efendim, vazifemiz."

İkimiz de kıkırdayarak yürümeye devam ettik. Arkamızda batmadan önce son ışıklarını yayan Güneş, kulaklarımızda hafif esintiyle karışık dalga sesleri ve Taehyung'un mükemmel kokusu...

Son son güzel şeyler okuyun bari ;)

Dengesiz  - Vmin -  [TAMAMLANDI ✔️] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin