~prologue~

1.5K 105 83
                                    

luthien's lament by eurielle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

luthien's lament by eurielle

[Bütün kişiler, olaylar, belirtilen tarihler ve alıntılar hikayenin kendi gerçekliği içerisinde bir bütündür. Vampir efsanesi, fantastik olmanın ötesinde bilimsel anlamda temellendirilmiştir fakat yazan kişinin -bendenizin- keyfine göre bir takım hayali bilgiler de mevcut olacağından, burada yazan bilgilere itimat edilemez.]

*

1492 yılında keşfedilen Amerika kıtası, sömürgeci Avrupa devletlerinden aldığı planlı göçler sonrası 1776 yılında bağımsızlığını ilan eden kolonilerle birlikte devlet haline gelmiştir. Geçen üç yüz sene boyunca özellikle İngilizlerin Amerika kıtasında gizli araştırmalar yaptıkları büyük laboratuvarlar kurdukları ve buralarda pek çok insanlık dışı deneyler yapıldığı bilinmektedir fakat olağanüstü teknoloji ve sıkı tedbir ile korunan askeri üslere giriş çıkışlar devlet kontrolü altında yapıldığından hükumetin çalışmaları gizemini ve belirsizliğini korumakta, pek çok iddia fantastik birtakım teoriler yığını olmaktan öteye gidememektedir.

İddialardan ilki; kan içici kavramı ilk defa, 1789 yılında, Amerika Birleşik Devletlerinin Oklahoma eyaletinde işlenen bir dizi gizemli cinayetin yerli halk tarafından keşfinin ardından ortaya çıktı. O güne dek vampir diye bir varlık tanımı hayal ürünü olarak dahi mevcut değildi.

Yerliler, odun toplamak amacıyla çıktıkları ormanda, boğazlarından ısırılmış pek çok cesetle karşılaşmış, gördükleri manzara karşısında dehşete düşerek bunu derhal eyalet polisine bildirmişti.

Olayı araştıran yetkililer, düzenledikleri basın açıklamasında, failin aç kalmış vahşi hayvanlar olduğunu belirtti ise de yerlilerden kimse bu yalana inanmadı. Çünkü cesetler vahşi bir canlı tarafından öldürülmek için fazla tuhaftı; hiçbir vahşi hayvan avını parçalamadan öylece bir bütün halinde bırakmaz, hele hele avını bir damla kan akıtmayacak kadar temiz boğazlayamazdı. Tabi av sonrası etrafta temizlik yapmaya kalkmadı ise! Çevrede tek bir damla kan izi bulunmamasına ek olarak cesetlerin de tüm kanı çekilmişti.

Sanki bir şey onların ruhunu emmiş gibi...

Bir şey...

İki ayaklı bir canavar!

Yalnızca bu da değil, polisin açıklamasına rağmen ölümler artmaya devam etmiş, üstelik başka eyaletlerden de benzer ihbarlar gelmeye başlamıştı. Tenha yerlerde bulunan, boynunda ısırık izi taşıyan taşlaşmış bedenler...

Vakalardan elde edilen bulgular katilin insan postürüne sahip iki ayaklı ve opozisyon yapabilen ellere sahip bir canlı olduğunu ortaya koyuyordu. Opozisyon bilindiği üzere yalnızca homo sapiens'e yani insanlara ait bir özellikti, bunu bilen insanlar çoktan türlü teoriler üretmeye ve kana susamış insan ırkının varlığı hakkında yazmaya başlamıştı.

BLOODHOLICHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin