Bölüm 1 : Davet

36 5 3
                                    

Hayatın başına getireceklerinden habersiz, yeryüzündeki çoğu insan gibi iplerin kendi elinde olduğuna inandığı bir gün geçiriyordu. Misafir olarak geldiği odada beklemek zorunda kalmıştı. Kendisine ikram edilen espresso bile onun bekletilmeye karşı olan nefretini azaltmayı başaramamıştı. Sinirli bir şekilde bir kez daha saatine baktı, en fazla beş dakika daha bekleyebilirdi. Daha fazlasına dayanacak sabrı yoktu.

Açılan kapı ile dikkatini içeri giren biri otuz, diğeri altmışlarında iki beyefendiye çevirdi. Dikkatle ayağa kalktı ve beylerden gelecek özrü bekledi. Kendisini bekleyen genç kadını gören yaşlı adam durumdan pek hoşnut olmayarak belirgin bir aksan ile,

"Ben Sinyor Alten ile görüşmeyi umuyordum."

"Anlamadım?" dedi genç kadın soğuk bir şekilde.

"Yani Özgür Bey ile bizzat görüşmek istemiştik. Buraya kadar zahmet etmişsiniz ancak ne yazık ki bu toplantı araya üçüncü bir kişi konulamayacak kadar hususi." diye açıkladı durumu genç adam.

Şimdi anlaşılmıştı, sürekli böyle anları yaşamak zorunda mıydı?

"Tanıştığıma memnun oldum Sinyor Eduardo. Bendeniz Özgür Alten, Özgür Kanatlar dergisi sahibi ve baş editörü." diyerek elini uzattı genç kadın. Karşısında duran iki adam da onunla tokalaşırken sırasıyla yaşadıkları şaşkınlık,pişmanlık ve utanç duygularını istemsizce yüzlerine yansıttı.

...

Kendisine göre verimli ve yorucu bir toplantıdan çıkan Özgür, İtalya'nın sokaklarında yürümeye başladı. Neredeyse bir senedir buradaydı, bu nedenle hemen hemen her yanını keşfetmişti bu büyülü ülkenin. Başta üç haftalığına gelmişti oysaki, şimdi ise burada geçireceği son iki haftaya girmek üzereydi. Zaman su gibi akıp geçiyordu, onun için bile...

Otele vardığında ilk işi bilgisayarına sarılmak oldu. Gerekli birkaç mailden sonra çalan telefonunu usulca açtı.

"Seni dinliyorum Deniz!" dedi telefonu masaya bırakıp kulaklığını takarken.

"Özgür Hanım, yeni sayı için her şey hazır. Son hâlini size mail atıyorum şimdi. Sizin onayınızdan sonra basıma göndereceğiz. Bir sonraki sayı için çalışmalara ne zaman başlayalım? Gelişinizi bekleyelim mi?"

"Tabi ki hemen başlayın, daha iki haftamız var gelmem için."

"Peki, bu arada uçak biletinizi aldım her şey istediğiniz gibi. Eviniz için de temizlik şirketi ile konuştum. Bir de Müge Hanım telefonlarınızı açmadığınız için endişeli, sizi aramasını söy-"

"Hayır,gerek yok. Meşgul olduğumu söyle! Kimse ile konuşmak istemiyorum."

"Peki. Bir de şey...Aytaç Bey'in bir haberi daha çıkmadan sildirilmiş."

"Mail at bana hemen. söylediğim dosyaya da ekle. Başka bir şey var mı?"

"Yok efendim, size iyi istirahatler..."

Telefonu kapatıp, az sonra bozulacağını tahmin ettiği sinirleri için duş almanın iyi geleceğini düşünerek banyoya yöneldi.

...

Otobüsün camından kendisine gülümseyen anne babasına el salladı, ta ki onları gözden kayedene kadar. Haftasonunu Eskişehir'de ailesiyle geçirme fikrinin ne kadar doğru olduğunu anlamıştı.Keşke... Neyse olmayacak duaya amin demenin bir anlamı yoktu değil mi? Telefonunu çıkarıp kendisini İstanbul'da bekleyen abisine yola çıktığına dair mesaj attı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.

Omzuna dokunan bir el ile gözlerini açtı, abisi karşısında duruyordu.Herkes nereye gitmişti? Arabaya bindiklerinde kızmakta haklı olan abisi, yine kendisinin ve onun moralini bozuyordu.

KİM ÖZNE?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin