Sessizliği bozan ilk kişi Neşe oldu, "Siz kimsiniz?" diye sorarken karşısındaki genç kadını süzmeye başladı. Üzerindeki tişört abisinin değil miydi? Yatağın üzerindeki siyah gömlek de bu kadına mı aitti yani?
"Ben Sabit Bey'in misafiriyim ama siz?" Özgür'ün kafası karışmıştı. Karşısındaki kadın Sabit'in eşi olamayacak kadar gençti. Gerçi belki de yaş farkına takılmayan bir ilişkiydi onlarınki.
"Neşe ben, Neşe Kalemkâr. Sabit Kalemkâr'ın kız kardeşiyim, kendisi evde yok ama siz ne için gelmiştiniz?"
Tamam, kabul etmeliydi ki avukatın bir kız kardeşi olduğunu bilmiyordu. Dikkatle inceledi genç kızı; saçları abisininkinden birkaç ton daha koyuydu, ideal kiloda idi sadece yanakları biraz tombuldu oldukça sevimli bir tipti aslında.
Özgür tokalaşmak için elini uzattı ve kendini tanıtmaya karar verdi. "Ben Öz-"
"Öz... Özlem...Yani Özlem Hanım kusura bakmayın kız kardeşimin sizden haberi yoktu. Aksi hâlde asla rahatsız etmezdi sizi. " dedi koşmaktan nefesi kesilmiş bir biçimde aniden Özgür'ün arkasında beliren Sabit.
Özgür şaşkın bir şekilde Sabit'in yalan söyleme nedenini anlamaya çalışıyordu. Neşe ise muzurca gülümsedi, "Kız arkadaşının evde kaldığını söylesen böyle bir yanlış anlaşılma olmazdı abicim."
Sabit, Neşe'ye sert bir bakışla "Laflarına dikkat et! Özlem Hanım benim müvekkilim, hem sen neden burdasın?".
"Odadan almam gereken eşyalar vardı, bi uğrayayım dedim."
"Neşe, dışarı çıkıp beni arabada bekle." emriyle Neşe söylenileni yaptı. Özgür meraklı gözlerle Sabit'ten bir açıklama bekliyordu.
"Kusura bakmayın, sizi korkutmadı değil mi? Normalde sözümden çıkmaz ama önemli bir şey olmuş olmalı."
Özgür kollarını birbirine bağlayıp, "Neden yalan söylediniz? Kendimi tanıtmama neden izin vermediniz?"diye sordu.
"Çünkü... Sonuçta Neşe sizin gizliliğe verdiğiniz önemi anlayamayacak kadar genç. Kim olduğunuzu bilirse arkadaşlarından saklayamamasından endişe ettim. "
Özgür elindeki poşeti mutfağa tezgahın arkasına koydu, sonra da salona geri dönüp koltuğa yerleşti. Konuşmanın burada bittiğini düşünen Sabit, "O zaman gidelim biz, sonra görüşürüz." deyip kapıya yöneldi.
Özgür bir anda verdiği kararla Sabit'e seslendi. "Aslında böyle kendimi kötü hissettim, sizin işleriniz yoğun belki ama kardeşinizi kendi evinden mahrum etmeye neden olmak istemem."
Sabit şüphe ve şaşkınlıkla Özgür'e baktı. "Yani?"
"Yani Neşe Hanım da evinde kalmak isterse, memnun olurum. Tabi benden rahatsız olmayacaksa."
"Yanlış mı anladım yoksa Neşe'nin sizinle mi kalmasını istiyorsunuz?"
"O da isterse evet."
Sabit kapıdan birkaç adım uzaklaştı ve böylece Özgür'ün oturduğu koltuğa yaklaşmış oldu. "Özgür Hanım, yalnızlığı seviyorsunuz diye biliyordum. Yani, böyle bir teklif sunmak zorunda hissetmeyin kendinizi. "
Özgür gülümsedi. "Başkalarının evinde kalmayı da sevmem ama bazen insan sevmediği şeyleri yapmalı, yoksa sevdiğimiz şeylerin değerini nasıl anlarız değil mi?"
"Teklifinizi Neşe'ye ileteceğim." deyip çıktı evden Sabit. Arabaya giderken hayatın karşısına daha ne tuhaflıklar çıkarabileceğini düşündü. Nihayet kendisini bekleyen Neşe'nin yanına vardığında, "Neden sözümden çıkıyorsun Neşe? Ergenliğinin bittiğini düşünüyordum! Bu asiliğin bir nedeni var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİM ÖZNE?
General FictionHayatımızın ipleri bizim elimizde mi? Yani yaşayacaklarımızı, düşüncelerimizi, duygularımızı ve kendimizi biz mi kontrol ederiz? Hikayemizin öznesi kim? Biz mi? Peki bu hikayenin bizim hikayemiz olduğu ne malum? Bize ait olduğu ne malum? Ya başkasın...