Her şey Jimin ve Taehyung'un bir kütüphanede tesadüfen tanışmasıyla başlamıştı.Ve bundan sonra yaşananlar çok hızlı gelişmişti.
Jimin Taehyung'u arkadaş grubuna dahil etmiş,Taehyung grubun en sevileni haline gelmişti.Jin ile en güzel yemekleri o pişirir,Namjoon ile okuduğu kitaplar hakkında konuşur,Jimin ile fotoğraf çeker,saatlerce dertleşirdi.Yoongi ile basketbol oynar,Hoseok'un şakalarına ortak olur hatta arkadaşlarının portrelerini çizerdi.
Hiç şüphesiz grubun neşesi,altın oğlanıydı.Ta ki Jungkook gelene kadar.
Jungkook da Jimin sayesinde gruba dahil olmuştu.Kusursuz denilebilecek kadar yetenekli bir çocuktu.Ve yeteneklerini göstermekten de asla çekinmezdi.
O günden sonra Jin Jungkook ile yemek pişirdi,Namjoon Jungkook ile konuştu,Jimin Jungkook ile fotoğraf çekti ve dertleşti.Yoongi Jungkook ile basketbol oynadı,Hoseok Jungkook ile şaka hazırladı.Üyelere portre hediye eden de Jungkook haline geldi.
Jungkook birden dünyasına girip tüm sevdiklerini elinden almıştı.En yakını,kardeşini,dahi.Ancak yine de Taehyung her şeyini elinden alan bu çocuğu sevmeyi bırakamıyordu.Belki de aşk böyle bir şeydi,insan hep en imkansızı ister,en imkansıza doğru koşardı.
Taehyung Jimin'in Jungkook'u ne kadar sevdiğini görebiliyordu ancak ne var ki kalbine de söz geçiremiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE BEAST IN ME|VMİNKOOK
FanfictionÜzgünüm,herkesten çok üzgünüm.Ben kendi ellerimle onsuz yaşayamadığım oğlanı öldürdüm.Bütün bunlaradan daha acı olanıysa kimse bunu kendi isteğimle yapmadığıma inanamıyor.En yakınımdakiler bile. Ama sen inanıyorsun değil mi? IrisLena|2020