2.Bölüm

288 10 34
                                    

Ama Mark bir anda gülmemek için kendini zor tuttu. Ben en olduğunu anlayamadım. Böyle bir durumda gerçekten gülebiliyormuydu.

"Ne gülüyorsun yaa."

"Bugün Nisan'ın kaçı biliyor musun?"

"Hayır, kaçı?"

"Bugün 1 Nisan. Ahaaa."

Benim gözüm açıldı. Gerçekten bugün 1 Nisan mı? Ağh kahretsin.

"Nasıl yani, hepsi şakamıydı?"

Nerdeyse gülmekten yere yığılacaktı. Karnına tuta tuta gülüyordu. Başını sallayarak "Evet." dedi.

"E o zaman neden öptün?"

"Bana ucube dedin."

"Lan niye öpüyon ya bari tokat atsaydın."

"Abi dudağından öpmedim ya abartma. Attarıfı yanağına dudağıma deydirdim. Hem kuzenimsin olsun o kadar."

"Şimdi sen beni sevmiyon, dime?"

"E yani kuzenime niye yavşayayım?"

Derin bir nefes bıraktım.

"E iş ne olacak Mark?"

Mark, Mark, Mark...Bir kerede bana kuzen de!"

Bir anda sinirlenmişti. Yatakta oturur vaziyetteydim. O kadar çok sinirlenmiştiki korkmaya başlamıştım. Ay ne dengesiz çıktı bu ya.

"Mark..."

Sözümü kesti;

"Bir kerede bana Mark deme."

"Ne diyim Abdullah mı diyim?"

Bana ne diyor lan diye bakıyordu. Çünkü Abdullah Türkçe isimdi ama o Amerika'da doğup büyümüştü.

"Abdullah?"

"Boşver. Konuya dönersek ne dememi bekliyorsun?"

"Kuzen de, kuzi de ne biliyim de işte ama Mark deme."

"Mark güzel isim ama neden istemiyorsun."

"Senden başka kuzenim yok ama sen bana Mark diyip duruyorsun."

Sinirden çene kası daralmıştı. Her an bomba gibi patlayabilirdi. Ay ne dengesizmiş ya.

"Yalandan sinirleniyorsun."

"Hayır, bana Mark demeyi kes."

"SAKİN OL..!"

Kavga ettiğimiz konuya bak ya.

"Bana bağırma!"

"Sende bağırtma!"

"Sen kızsın ama ben erkeğim, bana saygı duycaksın!"

"Yok ya! Bana bak Mark. Erkeksin diye gereksiz konularda benden saygı bekleme."

"Ama kızsın saygı duyacaksın!"

"SENDE HADDİNİ BİLECEKSİN!"

İlimizde birbirlerimize düşman gibi bakıyorduk, kaşlarımız çatılmıştı.

"EVREN NE ZAMAN ERKEK GİBİ DAVRANMAYI BIRAKÇAKSIN..?"

"SEN KADIN İLE ERKEĞİN EŞİT OLDUĞUNU ANLADAĞINDA BIRAKACAĞIM. PEKİ SEN NE ZAMAN ÇOCUK GİBİ DAVRANMAYI BIRAKACAKSIN..?"

Konuşamadı... Kısa bir sessizlikten sonra bir anda bağırmaya başladı.

"BANA BAK O AĞZINA ALIR BİR YERE MONTALARIM!" (Ay özenti :) ehe sjsjsj neyse devam.)

"Özentisin!"

"Ne oldu bir şey diyemedin."

"Daha çok kalbini kırmamak için susuyorum. Buda benim vicdanım işte ne yaparsın."

Bir anda sinirli bir şekilde kollarımdan sıkıca tuttu. Ayağı kaldırdı. Halının üstüne basıyordum. Bir dakika ne!?Basamıyordum. Beni kollarımdan tutup havaya kaldırmıştı. Kollarım acıyordu. Beni sarsmaya başladı.

"Haddini bil Evren!"

"Sen bildin miki?"

Havadaydım ve kurtulamıyordum. Beni bir anda yere fırlattı. Ama sinirden ne yaptığını şaşırmıştı. Kafam yere hızlıca çarpmıştı. Tek hstırladığım şey Mark'ın endişeli bir şekilde "Evren!" demeseydin. Sonrası karanlık....

3 saat sonra...

Gözümü açtığımda hastanedeydim. Yatakta doğruluk. Yanıma baktığımda Mark hasta yatağının yan korumalıklarına başını koymuş uyuyordu. Fırsat bu fırsat. Kafasına çok pis koydum. Yerinden sıçradı.

"Ne oluyo amq?"

"Aa tamam boşmuş."

"Ney?"

Kafasını tutup ovalıyordu. Ama baya bi hızlı vurdum.

"Kafanın içinin boş olup olmadığını test ettim. Boşmuş!"

Piçlik gülüşü attım.

"İçinede ettin ama."

"Ağla. Sen beni bayılttın!"

"Evren... "

"Efendim kuzen?!"

"Kuzen mi?"

"E çok istiyordun."

Küçük bir tebessüm ettim.

"Evren aslında sen sadece bayılmadın. Yani şey bayıldın ama bayıldıktan sonra şey de oldu..."

"Ney oldu söylesene?"

"Beyin kanaması geçirdin."

"Ney?!"

Mark'ın bunu söylerken yüzü düşmüştü.

"Polislerde ifade almaya gelicek."

"Alt tarafı beyin kanaması geçirdim."

"Ölmene gıdım kalmıştı ama! İstersen beni polislere söyleyebilirsin. Hem benden de kurtulursun."

Hiç bir şey diyemedim. Sonra odaya polisler girdi. Polis;

"Evren hanım olay nasıl oldu beya bunu kim yaptı!?"

Mark'a baktım;

"Kimse yapmadı."

Mark'a tekrar baktım. 'Ne yapıyon lan' dercesine bakıyordu.

"Bakın Evren hanım. Eğer söylersiniz bunu size yapan kişi 4 ay hapishanede yatıcak."

"Kimse yapmadı diyorum!"

"Peki, olay nasıl oldu?"

"Size ne ya?"

"Evren hanım karşınız da polis duruyor biraz saygı."

Erkek polislerdi;

"Hayırdır niye herkes saygı bekliyor?"

Mark;

"Sussana! Neyse olay şöyle gelişti..."

Tam anlatıyorduki susması için tokat attım. Polisler var diye karşılık vermedi.

"Şimdi şöyle oldu. Biz iddiaya girdik. Mark beni taşıyabilir mi diye. Ondan sonra,beni taşırken bir anda dengemi kaybedip düştüm."

Polisler inanmıştı.

ÜVEY KUZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin