2. Bölüm ''Ay Işığında Hisler''

49 7 2
                                    

Bukleli siyah saçlarını geriye doğru atarak, heyecanla aynada ki yansımasına baktı. Yanakları kızarmış, kendi kadar minik kalbi küt küt atıyordu. Bugün onun için çok özel bir gündü. En sevdiği, eteklerinin ucu fırfırlı olan pembe elbisesini giymişti. 

Çok küçük yaşından beri piyano çalıyordu. Hala küçüktü, bunu elbette biliyordu lakin piyano çalmaya başladığı yaşına nazaran büyümüştü. Artık kendini kocaman hissediyordu. Büyümek güzeldi. Son kez aynada ki yansımasına baktı ve kocaman gülümsedi.

Annesinin gelmesine çok az kalmıştı. Güzel annesi alanında çok başarılı bir avukattı. Eve gelecek ve sonra piyano resitaline gideceklerdi. Uzun süredir bu gösteri için hazırlanıyordu. Bu kadar uğraştığı bir şeyi annesinin de izleyecek olması onu hem mutlu ediyor hemde heyecanlandırıyordu.

Anahtar sesiyle koşturarak kapıya gitti. Kapıyı kapatan annesi kızına kocaman gülümsedi ve kollarını açarak minik kızının kollarının arasına girmesini bekledi. Bukleli saçlara sahip kız annesinin kollarının arasına girdi ve sıkıca sarıldılar. Kızının çiçek gibi kokan saçlarını öptü ve gülümseyerek miniğini ellerinden tutarak, etrafında bir tur döndürdü.

''Çok güzel olmuşsun meleğim.'' dedi gülümseyerek.

'' Teşekkür ederim anneciğim.'' dedi gözleri parıldayıp, bir gülümseme bahşederek.

''Bugün neler yaptın bakalım fıstığım.''

'' Okula gittim. Okuldan gelince  Emel ablamla en sevdiğim 200 parçalı puzzle yaptık. Sonra da piyano çaldım!'' dedi heyecanlı heyecanlı anlatarak.

Genç ve alımlı kadın minik kızının bu heyecanlı haline kayıtsız kalamadı ve tekrardan kızının çiçek kokulu saçlarını öptü.

''İyi yapmışsınız annem. Haydi, hazırsan çıkalım. Gösterine geç kalmak istemezsin değil mi küçüğüm?'' dedi annesi. 

Gözünün önüne düşen, siyah bukleleri kulağının arkasına itti minik kız. Küçük elleriyle annesinin narin elini kavradı. El ele bahçeden geçip, arabaya adımladılar.

Parmakları yoksunlukla karıncalandı minik kızın. Amber rengi gözleri hazla parıldadı. Narin kar beyazı teninde, bir an önce piyanonun tuşlarını hissetmek istiyordu.

2. Bölüm ''Ay Işığında Hisler''

Dudaklarımın arasında can çekişen sigaradan, ciğerlerime derin bir duman çektim. Hava epey soğumuştu. Tenimi yalayıp geçen rüzgar, içimi titretmesine rağmen bana yaşadığımı hissettiriyordu. Bitmeye yüz tutmuş sigaramdan son bir duman daha çektim. İzmariti yeri boylayan sigarayı ayakkabımın ucuyla ezdim. 

Asi siyah tutamlar, sürekli gözümün önüne düşüyordu. Saçlarımı yukarıdan gelişigüzel topladım ve montumun yakasını dikleştirerek, evime oldukça yakın olan kitapçıya adımladım.

Kapıyı ittirerek açtım. Burnuma dolan kitap kokusu, dudaklarımda ufak bir tebessüme gebe kaldı. Kapıyı kapattığımda gözüm, camın önünde koltuklarda oturan Mustafa amcaya ilişti. Kır düşmüş saçları, kemikli uzunca burnu, yuvarlak suratı ve konuştuğunda kulağa ilişen şivesi ile aynı adamdı. Elinde tuttuğu kitapta, göz bebekleri bir sağa bir sola doğru kayıyordu. Okuduğu kitap onu alıp, başka evrene götürmüştü sanki. Beni fark etmedi bile.

 Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde, epey boş olduğunu gördüm. Tek tük insanlar dışında, boş olduğunu söyleyebilirdim.

 Boş zamanlarımda insanın ilk bakışta içine ısıtan bu kitapçıya gelirim. Mustafa amcaya yardım ederim, o da bana okuduğum yazarın kitaplarını hediye eder.

Yavaş adımlarla saçlarına aklar düşmüş adama doğru yürüdüm. Başına dikildiğimde birinin varlığını hissederek kafasını kaldırdı.

''Hoşgelmişsun deli kız. Ne zaman geldun?'' dedi gülümseyerek.

''Çok olmadı Mustafa amcam. Kitaba öyle dalmışsın ki geldiğimi fark etmedin.'' dedim karadeniz şivesine tebessüm ederek.

''Doğru diyursun deli kız. Kitap okumaya başluyunca kendimden geçiyrum. Haçen yaş oldu 60. Ben okumuyum da kim okusun, bu güzeller güzelum kitaplaru.''

Hafif bir baş sallaması eşliğinde ''Sen kitabını okumaya devam et. Ben dün gelen kitapları raflara dizeceğim.'' dedim.

Hızlı adımlarla arka tarafa geçtim ve deponun kapısını ittirerek açtım. Montumu çıkardım ve çantamla beraber kapının yanında ki askılığa astım.

Fazla olmayan kitapları kucakladım ve dizileceği rafa doğru ilerledim. Tüm kitapları rafa dizmeyi bitirdiğimde, telefonum siyah kotumun arka cebinden titremeye başlamıştı. Tozlanmış ellerimi kotuma sildim ve telefonu arka cebimden çıkartarak kimin aradığına baktım.

Ölüm perisi arıyordu.

Lara. 

Yitirdiğim onca şey arasında, sahip olduğum sayılı şeylerden biri.

Bir dost. 

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

''Eflal'ım''

''Efendim ölüm perisi.''

''Latin Mitolojisine merakın olduğunu biliyorum ama sana kaç kere söyleyeceğim bana şöyle seslenme diye. Ayrıca yine neredesin sen. Tüm kampüste seni aradım. Tuvaletlere dahi baktım ama gel gör ki Eflal Hanım yine ortalarda gözükmüyor. Mustafa amcanın yanında mısın yoksa. Cevap versene Eflal ne diye susuyorsun!'' dedi hızlı hızlı konuşarak.

Göz devirdim.

''Arada nefes almayı deneseydin, benim de sana cevap vermeye fırsatım olurdu. Dün sana bugün dersimin olmadığını söyledim. Unutman benim problemim değil. Kampüste karış karış her yerde beni aramak yerine, telefon etmeyi akıl etseydin ölüm çiçeği.''

''Şarjım bitmişt-'' 

''Kapatmam gerekiyor Lara. İşlerim var. Daha sonra konuşuruz.'' 

Aramayı sonlandırıp derin bir nefes aldım. Bu kızın çenesi  insanı yoruyordu.

Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovaladı. Zaman kavramını bu denli yitirdiğimin farkında değildim. Saatlerdir başımı kaldırmadan kitap okuyordum. Mustafa amcaya veda edip, kitapçıyı terk edeli birkaç dakika oluyordu.

Hareketsizlikten uyuşmuş bacaklarım, soğuğun yeller estirdiği gece de bana hiç yardımcı olmuyordu. Yüzüme sokak lambasının ışığı vuruyordu. Bakışlarımı gökyüzüne doğru çevirdim. 

Ay, hilal formundaydı.

Karanlığın cirit attığı gecede, tüm ihtişamıyla parlıyordu.

Yıldızlar, yıldızları uzun süredir göremiyorum.

Bakışlarımı önüme çevirdim ve adımlarımı hızlandırdım. Evimin bahçesinin kapısını açarken, izlendiğimi hissediyordum. Omzumun üstünden arkaya bakmamla, hareketlerim durdu. 

Bu, nasıl olabilirdi?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RUH MATEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin