14

1.4K 122 37
                                    

Yoongi

Cümlesine devam etti. "Zorla evlendirme ile biraz ileri gitmişler. Peki hâlâ seni rahatsız ediyorlar mı?"

Bardağımdaki içki bitince yenisini doldurdum. "Hayır ama bazen annemin arkadaşı buraya gelip bana marketten bir şeyler alıp getiriyor veya kıyafet alıyor. Büyük ihtimal annem gönderiyor." Sinirim bozulmaya başladığı zaman konuyu ona getirdim. "Birazda sen anlat. Hep ben konuştum. "

Rahatsız olduğumu anlayıp bana ayak uydurdu. "Yani pek anlatacak bir şeyim yok aslında. "

Aklıma gelen şey ile konuştum. "Ben okuldan gittiğim zaman ne yaptın mesela? "

Benim dediğim şeye gönderme yaptı. "İnek gibi çalışmaya devam ettim."

Güldüm ve devam etmesi için bekledim.

"Şaka bir yana öğretmenime aşık oldum-"

Şaşkınlıktan boğazıma kaçan içki ile öksürmeye başladım.

Jungkook

Bir an öksürmeye başladı. Ben de telaşla elimdeki içkiyi kafama dikip sırtına vurmaya başladım.

Öksürüğü yavaşlayınca sordum. “İyi misin?”

Derin nefesler alırken kafasını onaylarcasına salladı. Şimdi tamamen kesilmişti.  “Ne demek öğretmenime aşık oldum?”

Gözlerimle onu takip ediyordum. İçkisinden bir yudum daha alıp ağzına çerez attı. Bardağımı fark edip doldurdu.

“Ya öyle büyük bir şey değil. Ergenlikte olan bir şeydi. Zaten hoca evliydi."

“Ve sen buna rağmen bir öğretmenden hoşlandın. Jungkook adam kim bilir kaç yaşındaydı. Bir dakika yaşlılardan mı etkileniyorsun?”

“Yoongi iyicene saçmaladın. Hem erkeklerden hoşlandığımı nereden çıkardın?”

Konuşmayıp bardağının dibindeki içkiyi de yudumlayıp bardağı tekrar doldurdu ve bana döndün.

“Hadi küçük bir oyun oynayalım. Ne dersin?”

Güldüm. “Ne oyunu?”

“Birbirimize sorular soracağız. Eğer cevaplamak istemezsek bir shot yapacağız. Kabul mü?”

Kıkırdadım. “Kabul.”

Galiba Yoongi boğuluyor paniğiyle kafama diktiğim içki etkisini göstermeye başlamıştı. O küçük bardaklara içkileri doldurup bana döndü.

“İlk sorumuz kolay olsun. Erkeklerden hoşlanıyor musun?”

Kafamla da onaylayıp cevap verdim. “Evet hoşlanıyorum. Şimdi ben soruyorum. Aynı soru, sen erkeklerden hoşlanıyor musun?”

Diş etlerini göstererek güldü. “Evet Jungkook hoşlanıyorum. Ben gayim bilmiyor muydun?”

Şaşkınlıkla başımı hayır anlamında salladım. Bir dakika ya ben bunu nereden bilebilirdim ki zaten? Ama biraz da belliydi evet. Bana bakışları falan ehe.

“O zaman ben soruyorum tekrar. Seni en çok tahrik eden şey ne?”

Sorduğu soruya kıkırdayarak cevap verdim. “Emin değilim pek aslında ama beyaz bir tendeki belirgin köprücük kemikleri olabilir. Soruyorum. Gay olduğunu söyledin uke misin seme mi?”

Galiba sarhoş olmaya başladım. Bazı kelimeleri tam telaffuz edemeden ağzımdan çıkıyordu ve yanaklarımın da yandığını hissediyordum.

Yoongi

Sorduğu soruyla derince bir kahkaha attım. “Sence neyim Jungkook hmm?”

Yanakları kızarmıştı. Yavaştan sarhoş olmaya başlamış anlaşılan. Sorunun sonlarına doğru elimi kaldırıp yanağını okşadım. O da sanki bu anı bekliyormuş gibi kafasını avuç içime yaslayıp gözlerini kapattı.

“Her ne kadar kısa ve sevimli görünsen de bence tam bir semesin. Öyle misin?”

“Yani bence de öyleyim.”

Kıkırdayarak gözlerini açtı. Ardından o parlak büyük gözleriyle bana baktı. Çok güzeldi çok güzel görünüyordu. Kızarmış yanaklarıyla, parlayan büyük gözleriyle ve içkiden dolayı renklenmiş dudaklarıyla muhteşemdi.

“Ben soruyorum şimdi.” Dedim fısıldayarak. Atmosfer çok değişmişti. Sadece nefes alış verişlerimiz duyuluyordu.Kafası hala elime yaslı dururken başını sallayıp onayladı.

“Şu an burada seni öpebilir miyim?”

Başını hafifçe elimden çekerek öylece bana baktı. Masada ki shot bardağını kafasına dikip geri bıraktı. Anlaşılan cevaplamak istemiyordu.

Ayağa kalktığında şaşırdım. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum ki önümde durup kucağıma oturdu. Gözlerim ve ağzım eş olarak şaşkınlıkla açılırken omuzlarımdan tutup yüzüme yaklaştı.

Dudaklarıma fısıldayarak “evet” dedi. “Beni öpebilirsin.”

Cümlesi bittiğindeyse zaten çoktan alt dudağımı kavrayıp emmeye başlamıştı. Ben de hemen üst dudağını kavradığımda Jungkook’un bana sürtünmeye başlamasıyla belinden tutup kendime daha çok bastırdım.

Bir dakika Jungkook şu an sarhoşluğun etkisiyle bunları yapıyordu. Eğer daha ileri gidersek ve aramızda bir şeyler olursa sabah pişman olabilirdi.

Bu düşüncelerimle beraber zorda olsa Jungkook’tan ayrılabilmiştim. Ellerimle yüzünü kavrayıp yanaklarını okşamaya başladım. Sorarca baktığında aklımdakileri dile getirdim. “Bebeğim şu an sarhoşsun ve ileride pişman olmanı istemiyorum. Burda duralım bence hmm?”

Gülümseyip kafa salladı. Boynuma sarılıp kafasını göğsüme yasladı.

Kıkırdadı. “Kalbin çook hızlı atıyoor~”

Ben de bu sarhoş hallerine gülüp sıkıca sarıldım ona. Bir süre öyle kaldıktan sonra Jungkook’un uyuduğunu anlayıp yatak odama götürdüm. Yatağa koyup üstünü örttükten sonra salondakileri toplamaya gidecekken tişörtümün ucundan tuttu. Ona dönüp yanına oturdum.

“Ne oldu bebeğim? Hemen salonu toparlayıp geleceğim.”

“Beraber uyuyalım~”

Tarım! Bu halleri o kadar tatlı ki anlatamam. Hızla yatağın diğer tarafına gidip yanına uzandım. Uzanmamla beraber yanaşması bir oldu.

Örtünün altına girip kollarımı ona sardım bende. Eh her ne kadar sarhoş halinden faydalanmak istemesem de sarılabilirim değil mi? Ayrıca sabah kim bilir ne tepki verecek? Umarım uyandığında hatırlar.

Psychologists/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin