Psychologists/Yoonkook ✔

23

Yoongi

Hoseok çok bariz bir şekilde Jungkook’a asılıyordu ve benim sinir kat sayım gittikçe sınıra ulaşıyordu. İşten sonra evlere hazırlanmak için dağılmıştık.

Dayanamıyordum. Eğer Jungkook gözümün önünde Hoseok ile flörtleşirse bende oradan birini bulup kıskandıracaktım. E tabii bir de yakışıklı görünmem gerekiyordu.

Dolabımın önüne gelip kapaklarını açtım. Aklımda bir kombin yoktu. Tabii ki siyah giyinecektim. Siyah boğazlı bir kazak, yırtık bir kot, siyah deri kemer ve siyah deri ceketle güzel bir kombin yaptım. Bu arada kazağı pantolonun içine soktum.

Saçımı da düzeltip çalan telefonumun yanına gittim. Hoseok arıyordu. Aşağıdan da korna sesi duyunca telefonu açmadan kapatıp kapıya yöneldim.

Şaşırtıcı bir şekilde Jungkook arkada oturuyordu. Ben Hoseok’un yanına geçer diye tahmin ediyordum. Bende yerime yerleşim emniyet kemerimi taktıktan sonra hareket etmiştik.

~♥️~

Kafeyle bar karışımı bir mekana girmiştik. Jungkook’un seçtiği masaya ilerlerken hala kendi aralarında konuştukları sohbete katılmıyordum. Eh davet de edilmiyordum gerçi.

Aklımda ki planı uygulamam gerekiyormuş gibi görünüyordu. Şunlara bak ya. Mekanda o kadar ses olma asına rağmen birbirlerine yaklaşıp konuşuyorlardı. Bildiğiniz gözümün önünde flörtleşiyorlardı.

Anlaşılar Hoseok’un beni neden davet ettiği anlaşıldı. Etrafta yakınlaşabileceğim birilerine bakarken birinin beni süzdüğünü fark ettim. Bir dakika bu Sehun muydu?

Beni umursamayan ikiliye döndüm. “Bir arkadaşımı gördüm hemen gelirim.”

Belime dolana kolla irkildim. “Ben miyim o bir arkadaş?”

Hemen dinimdeki benden uzun bedene döndüğümde gerginlikle tebessüm ettim. Sehun üniversite yıllarında takıntılı bir hayranım gibi bir şeydi. Yani bana platonikti. Şimdi de bu iş için onu kullanırsam elime yüzüme bulaştırmaktan ödüm bokuma karışmıyor değil.

Jungkook kaşlarını çatıp bir belimdeki ele bir de Sehuna baktı. Ardından sorusunu yöneltti. “Kim bu? Çok samimi görünüyorsunuz?”