"Evet, geliyorum. Hayır hayır, ertelemene gerek yok. Bir saate oradayım." dedi acele dolu bir tavırla. Homurdandı bir yandan. Toplantısına geç kalıyordu. Gaza yüklendi. "Yavaş ol JungHyun, kaza yapacağız."
"Çok önemli bir toplantıya geç kalacağım. JungKook'u hemen alalım ve işe gideyim istiyorum. Üstelik merak etme, dikkatli kullanıyorum." Gergince nefes verdi kadın. İçinde kötü bir his vardı. Eşinin bu iş aşkı onu delirtiyordu.
Biraz daha gaza bastı JungHyun. Hızlandı, hızlandı... En sonunda sağ taraftan aynı hızla gelen arabayla çarpıştı. Büyük bir gürültü koptu, arabası takla attı. Eşini dinlemesi gerekiyordu.
Araba takla atmayı bırakınca zor bela ters dönmüş arabanın altından kurtuldu. Eşi için bakındı. Birkaç adım attı ve gördüğü görüntüyle donakaldı. Yıllardır sevdiği o güzel kadın, yüzünde acı dolu bir ifadeyle kafası neredeyse ters dönmüş bir şekilde cam kırıklarının altında yatıyordu. Gözünden birkaç damla yaş aktı, tepki veremedi. Yere eğildi, kalkamadı. Yardıma gelenlere bir bir bağırdı. "Siktirin gidin buradan!"
En son duyduğu ses gelen ambulansın sireniydi. Ardından bir sakinleştirici yemişti. En değerlisi artık dünyada yoktu. En azından ruhu...
JungKook henüz dört yaşındaydı. Kreşe gidiyordu. Öğretmeni ailesi gelmeyince annesini aramış, ulaşamayınca babasına ulaşmayı denemiş, olanları duyunca JungKook'u kendisi eve bırakmıştı.
Hiçbir şeyden habersiz oturmuş oyun oynayan minik üzgündü. Cumaları aile günleriydi ve birlikte oyun oynarlardı. Fakat şimdi ne annesi ne babası buradaydı. Eline kalemini aldı, resim çizmeye başladı. Öğretmeni sınıfa bir ödev vermişti. En sevdiği şeyi çizmelerini istemişti. JungKook ailesini resmetti. Kocaman bir baba, yamuk da olsa elbisesi olan anne ve aralarında küçücük bir JungKook. Sevinçle yaptığı "şaheser"e baktı ve onu masasının üstüne bıraktı.
JungHyun ayıldığında eve geldi. Ruhsuzdu. Oğlunun evde olup olmadığını bile bilmiyordu. O aptal toplantıya da katılmamıştı. JungKook yanına koştu, sarıldı ona sıkıca. "Ayyem yeyde babajım?"
JungHyun duygusuz bir tonda konuştu, "Annen yok artık. Bizi bırakıp gitti. Bu evde bir daha anne lafı duymayacağım." JungKook'un kafası karışmıştı. Annesi neden gitmişti, nereye gitmişti? Onu göremeyecek miydi bir daha? Gözleri dolmuştu istemeden. Bilirsiniz, kızlar babalarına; erkekler annelerine düşkün olurmuş. JungKook da annesine düşkündü. Babası işinden dolayı yoğundu. Dört yıllık hayatının en güzel zamanları annesiyle geçmişti. Onu bir daha göremeyecek olmak onu çok üzmüştü.
Sessizce ağlamaya başladı. Babası onu itti. "Ağlamalısın, annen senin yüzünden öldü." dedi nefretle. JungKook şaşırmıştı. Ölüm ne bilmiyordu. Tek bildiği şey ölümün kötü olduğuydu. "Yeden babajım? Men yaptım kiy?" diye sordu minicik elleriyle gözünden akan yaşları silerken. JungHyun bağırdı, "Senin aptalca isteklerin yüzünden her şey! Saçma sapan aile günün yüzünden öldü annen! Anladın mı, onu sen öldürdün!"
JungKook hıçkırıklara boğulmuştu. Annesi gerçekten onun yüzünden mi ölmüştü? Aile günü olmasa annesi yanında mı olacaktı? Hem babası neden bu kadar korkunç olmuştu bir anda? Onu sevmiyor muydu artık?
Minik bedenin aklındaki bu büyük sorular yanıtsız kalmıştı. JungHyun derin bir nefes verdi ve onun boyuna yaklaşmak için eğildi. "Bana bak, seni çok güzel yetiştireceğim. Sen bana annenden kalan tek şeysin. Şimdi beni iyi dinle. Benim gibi korkunç olmak istemiyorsan asla ama asla aşık olmayacaksın, anlaşıldı mı?" Kafa salladı ufaklık. Bilmiyordu ki aşk ne demek. Kabul etti hemen. Babasını çok seviyordu. Onu üzmek istemezdi.
"Söz mü?" Gülümsedi. "Şöj."
O gün minik JungKook, hayatında en çok pişman olacağı sözü vermişti.
Herkese yeniden merhaba. Uzun zamandır yazmıyordum. (Aslında yazıyorum da siz bilmiyorsunuz.)
Bu kitabın konusu benim için çok özel. Bu karantina günlerinde en yakın arkadaşım totalawareness_unagi ile yazdığımız kitapları bitirme sözü verdik. Bu bölümü tanıtım amaçlı atıyorum. Devamı istenirse yazdıkça atarım. Ama bölümleri biriktirmek istiyorum. Dediğim gibi, istekler önemli.
Ki uzun zamandır aktif olmadığım için zaten az olan kitlemi kaybettim. Ama olsun, iki üç kişi de olsa hala okuyan oluyor. Lütfen bildiğiniz insanlara haber vererek beni destekleyin. Destekleriniz benim için gerçekten çok önemli <3
Şimdi lütfen küçük JungKook'a gözyaşlarını silmesi için bir peçete bağışında bulunmak istiyorsanız yıldıza dokunun. Kendisine ileteceğim toplanan bağışları.
Sağlıklı ve evde kalın. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orphelin | JJK
Fanfiction❝Söz mü?❞ Gülümsedi. ❝Şöj.❞ O gün minik JungKook, hayatında en çok pişman olacağı sözü vermişti. ¨Başlangıç: 01.04.2020¨