Louis koşar adımlarla çalıştığı kafeye doğru ilerliyordu. Bir saat Harry'yi beklemişti ama onun gelmeyeceğini biraz geç anlamıştı. Oysa ki bir gün önce söz vermişti onu alacağına. Kafeye girdiğinde tüm grubun onu beklediğini gördü. "Özür dilerim çocuklar, biraz geciktim."
Dylan "Harry bile senden daha erken geldi." dediğinde Louis'nin başından aşağı kaynar sular boşaldı. Dylan'ın işaret ettiği yere baktığında Harry'nin kendisini neden ektiğini anladı. Kız arkadaşıyla birlikte oturuyordu.
"Harry beni alacağını söylemişti ama unutmuş sanırım. Bir daha geç kalmam." Dylan çok umursuyor gibi görünmüyordu.
"Hadi biraz prova yapalım." deyip gitarını eline aldı Myles. Harry bunu duyunca onlara baktı. Louis'nin geldiğini bile yeni fark ediyordu. Sevgilisini öpüp diğerlerinin yanına geçti.
"Nerede kaldın dostum?" Louis ateş saçan gözlerini ona çevirdi.
"Dün beni evimden alacağını söyleyip bugün bir saat bekleten pislik bir arkadaşın yüzünden geç kaldım. Bir de beni sevgilisiyle keyif yaptığı için unuttuğunu biliyor muydun?" dediğinde Harry iri gözlerle ona baktı.
"Lou ben-" Louis onu dinlemeden "Hazır mıyız millet?" dedi. Sürekli o kız yüzünden ekilmekten sıkılmıştı. Resmen en yakın arkadaşını ondan çalmıştı. Herkes onayladığında Louis mikrofonu ayarladı. Bugün Harry'de onlarla birlikteydi. Louis ayarladığı mikrofonu Harry'nin önüne bıraktı. Kendisi için başka bir mikrofon alıp sandalyesine oturdu. Şarkı listesi önceden hazırlanmıştı. Louis ve arkadaşları haftada üç gün bu kafede çıkıyorlardı.
~~~
"Bir saat sonra sahnedeyiz beyler, biraz dinlenebilirsiniz." deyip sahneden indi Louis. Bir şeyler içmek için yüksek taburelerden birine oturdu. "Sam, bana serinleyebileceğim bir şey verir misin?" çocuk başını sallayıp hızlıca bir şeyler hazırlamaya başladı.
"Louis ben çok özür dilerim, tamamen aklımdan çıkmıştı."
"Harry kız arkadaşın seni bekliyordur, onun yanına dön böylece hiçbir sorun kalmasın." Harry Louis'nin baktığı yöne bakıp tekrar Louis'ye döndü.
"Biraz bekleyebilir." Louis histerik bir şekilde güldü.
"Benim içinde böyle düşünüyor musun?" Harry'nin kaşları çatılmıştı. "Her neyse, seninle tartışmak istemiyorum. Sevgilinin yanına dön, ben bekletilmeye çoktan alıştım." önüne bırakılan alkolsüz kokteyl için gülümseyerek teşekkür etti.
"Seni her zaman bekletiyormuşum gibi konuşuyorsun, sadece bugün unuttum." Louis derin bir nefes alıp tekrar ona baktı.
"Tamam Harry, sorun yok. Şimdi kızı daha fazla bekletme, eminim o benim kadar çabuk yumuşamaz." Harry gülümseyip Louis'nin omzunu sıktı. Louis soğuk kokteylden bir yudum alıp gözlerini kapattı.
"Arkadaşınla bir sorunun mu var?"
"Önemsiz bir şey, yakın arkadaşlar arasında olur böyle şeyler. Yorgun görünüyorsun." dediğinde Sam başını salladı.
"Evet, sabahtan beri canım çıktı diyebilirim. Yeni gelen tüm kolileri depoya taşıdım, daha sonra buradaki boşlukları tamamlayıp her yeri temizledim."
"Üzüldüm." dediğinde karşısındaki esmer çocuk omuz silkip gülümsedi. Her zamanki yaptığı şeylerdi aslında, sadece Louis'nin canının sıkkın olduğu anladığı için kafasını dağıtmak istemişti.
"Arkadaşın akşam sizinle mi olacak?" Louis pipet ağzındayken başını salladı. "Az önce dinledim sizi, ses uyumunuz çok iyiydi."
"Teşekkürler Sam, umarım gelen müşterilerde aynı şeyi düşünür. Bu arada bu şey her neyse tadı çok güzelmiş." dediğinde Sam kocaman gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brothers? | Larry
FanfictionHarry ve Louis herkesin bildiği ölümüne kardeşler. Peki gerçekten öyleler mi?